Selma BIYIKLI/AA
Oluşturulma Tarihi: Mart 26, 2007 00:00
Ankara’da yaşayan bir ailenin spastik engelli oğullarının büyümesinin ilk kez ABD’de uygulanan "Ashley Tedavisi" ile durdurulmasını istemesiyle başlayan tartışmaya, 14 yıl önce SSPE (kızamık virüsünün beyin omurilik sıvısına karışmasıyla ortaya çıkan bir hastalık) hastalığına yakalanan 27 yaşındaki oğlu Ozan ile zor şartlarda yaşam mücadelesi veren Gülsüm Çakır Özümok da katıldı. Özümok, "Beni Ozan’a bakmak değil, devletimizin kurumlarına gidince gördüğüm muamele yordu" diyor.
ANKARA’da yaşayan Füsun E.’nin spastik engelli oğlunun büyümesini engellemek amacıyla ashley tedavisi talep etmesinin ardından başlayan tartışmaya, 14 yıldır SSPE’li çocuğuna bakan Gülsüm Çakır Özümok da katıldı.
27 yıl önce doğan ikizlerine Umut ve Ozan ismini veren anne Özümok, Umut’u hastane enfeksiyonu nedeniyle 9 aylıkken kaybettiğini, Ozan’ın ise 13 yaşında SSPE’ye yakalandığını anlattı.
Ozan hastalandıktan sonra hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığını kaydeden Özümok, "O güne kadar iyi bir yaşam sürüyorduk. Oğlum hastalandıktan sonra çok sevdiğim tiyatro oyunculuğunu bırakmak zorunda kaldım. Eşim de ’Ben bununla mücadele edemem’ deyip bizi terk etti" diye konuştu.
1997 yılında SSPE hastası çocuğu olan 29 ailenin gerekli ilaç ve gıdaların temini için bir araya geldiklerini belirten Özümok, daha sonra bu amaçla kurdukları derneğe "OÇU (Ozandı Çocuk Umutlarımız) Oluşum SSPE Hasta ve Yakını Hakları Derneği" adını verdiklerini söyledi.
ONLARIN TERCİHİDİR
Son günlerde bir ailenin spastik engelli oğullarının büyümesinin ilk kez ABD’de uygulanan "Ashley Tedavisi" ile durdurulmasını istemesiyle başlayan tartışmaya da değinen Özümok, "(Bu aile çocuklarının büyümemesini niye istiyor) diyemem, onların tercihidir" dedi.
Ancak, yaşadığı bunca zorluğa rağmen Ozan’a böyle bir operasyon uygulanmasını düşünmediğini ifade eden Özümok, şunları söyledi:
"Her canlı yaşamını sürdürdüğü sürece evrimini tamamlama şansına erişmelidir. Her canlının yaşam hakkı kutsaldır. Hiçbir canlı bir diğerinin yaşamını sonlandırma ya da istediği noktada tutma kararı veremez. Bu karar verilirse, orman kanunları geçerli olmuş olur. Sağlıklı doğmayanları ya da sağlığını kaybedenleri yok mu edeceğiz? Oğlum da televizyondan takip ettiği bu tartışmalara çok tepkili.
Küçük Umut’a destek yağıyor
Ben ve oğlum bu ülkenin vatandaşlarıyız. Bizim vatandaşlık haklarımız verilse, bu tür hastaların bakımı sorun olmaz. Gerekenin yapılması için kendimi mi yakmam gerekiyor. Bunu yapamadığım için protesto amacıyla saçlarımı kazıttım. Ozan ve Ozan gibilere bakmak devletin görevi. Ama kurumlar görevini yapmıyor. Artık yoruldum. Beni Ozan’a bakmak değil, devletimizin kurumlarına gidince gördüğüm muamele yordu. Devlet vatandaşlarına sağlıklı yaşam, sağlığını kaybedenlere ise topluma entegre olmalarını sağlama şansı vermelidir. Bir devlet yatağa bağlı hastaların ve bakıma muhtaç olanların geleceğini garanti altına almazsa, aileler tabii ’büyüyünce bakamam, gelişimi durdurulsun’ der."