Oluşturulma Tarihi: Ağustos 31, 2009 00:00
Ankara Üniversitesi Arkeoloji bölümü öğretim üyesi ve öğrencileri, 63 yıldır cımbızlarla topraktan tarih ayıklıyor.
ANTALYA’da bulunan Karain Mağarası, insanlık tarihinin başlangıcından bugüne izler taşıyor. Bilim adamları, ince eleklerden geçirdikleri mağara toprağında cımbızla adeta tarih ayıklıyor.
Antalya’nın 30 kilometre kuzeybatısında, eski Antalya-Burdur kara yoluna 5-6 kilometre uzaklıktaki Yağca köyü sınırları içindeki Karain Mağarası denizden yaklaşık 450 metre yükseklikte yer alıyor.
İnsanlık tarihinin başlangıcındaki süreçte mağara, Alt Yontmataş devrinden başlayarak Orta ve Üst Yontmataş evreleri, Neolitik, Kalkolitik, Eski Tunç gibi protohistorik çağlarda ve Klasik Çağ’da sürekli iskan edilmiş.
Bunun doğal bir sonucu olarak yaklaşık 11 metreyi bulan kalın bir kültür dolgusu içeren mağara, klasik dönemlerde ise adak mağara olarak kullanılmış. Dış duvarlarında Grekçe kitabe ve nişler bulunan mağarada kazı çalışmaları Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Işın Yalçınkaya başkanlığında yürütülüyor.
63 yıl önce başladı
Prehistorya bölümünün bütün öğretim üyelerinin yanı sıra 32 öğrencinin görev yaptığı bu yılki kazı çalışmaları, gelecek ayın ilk haftasına kadar sürdürülecek.
Prof. Dr. Yalçınkaya, 63 yıl önce Prof. Dr. İsmail Kılıç Kökten tarafından keşfedilen kazılara 1985 yılından beri kendisinin devam ettiğini söyledi.
Mağaradaki 11 metrelik kalın kültürel dolguda insanlığın izlerini aradıklarını belirten Yalçınkaya, mağarada birkaç tane de höyük olduğunu ifade etti.
Karain’in sürekli iskanlaşma açısından dünyanın önemli mağaralarından olduğuna işaret eden Yalçınkaya, ‘’Dünyanın birçok mağarasında bir, iki dönemi bulursunuz. Alt Yontmataş devrini, Orta Taş dönemini veya ikisini bir arada bulursunuz. Ama Alt Yontmataş’tan klasik dönemlere uzanan kullanım dünyada son derece az. O bakımdan bu özelliğiyle tek. Bu özelliğiyle BM’nin Dünya Kültür Mirası için geçici listede yer alıyor. Sanıyorum o listeye de girecek’’ dedi.
Pirinç ayıklar gibi
Mağaranın sadece insanlık tarihine değil doğa tarihine de ışık tuttuğunu belirten Prof. Dr. Yalçınkaya, kazı çalışmaları sırasında mağara içindeki dolguyu mağaradan yaklaşık 300 metre aşağıda kurulan laboratuvara kovalarla taşıdıklarını ve burada elekten geçirerek kuruttuklarını belirtti.
Kaynak ayrıldı kazılar eylüle kadar sürecek
ANKARA Üniversitesi öğretim üyesi ve Zeugma Kazı Başkanı Doç. Dr. Kutalmış Görkay, bu yılın mart ayında başlatılan kazı çalışmalarının yoğun olarak devam ettiğini, antik kentte kazı çalışmalarının eylül ayına kadar sürdürüleceğini söyledi.
Doç. Dr. Görkay, bu yılki çalışmaları 2007 yılında bulunan Muzalar Evi’nde yoğunlaştırdıklarını ifade eden Görkay, ayrıca Zeugma Belkıs Tepe Kutsal Alanı’nda kazıların sürdürüldüğünü bildirdi. Kazı çalışmalarında 60 kişilik ekibin yer aldığını belirten Görkay, arkeolog ve restoratörlerin çeşitli üniversitelerin öğretim üyeleri olduğunu, çalışmalara ABD Purdue ve Almanya Berlin Freie üniversitelerinden araştırmacı ve öğrencilerin de katıldığını ifade etti.
Çalışmaların gelecek ayın sonunda bitirileceğini bildiren Doç. Dr. Görkay, bu yıl Kültür ve Turizm Bakanlığının desteğiyle yapılan kazı çalışmalarına 250 bin TL kaynak ayrıldığını, işçi ve teknik ekipmanla birlikte toplam 60 kişinin bu yıl görev yaptığı Zeugma Antik Kenti kazılarında, 2007 yılında ortaya çıkan Muzalar Evi ile yine buranın en önemli eski kutsal alanlarından Belkıs Tepe’deki tapınak yapısında gerçekleştirildiğini söyledi.