CHP'li Böke: İktidar kendi sorumluluklarını Merkez Bankası'na ciro etmektedir

Güncelleme Tarihi:

CHPli Böke: İktidar kendi sorumluluklarını Merkez Bankasına ciro etmektedir
Oluşturulma Tarihi: Mart 26, 2016 17:39

CHP'li Böke: İktidar kendi sorumluluklarını Merkez Bankası'na ciro etmektedir

Haberin Devamı

ANKARA, (DHA) - CHP Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke, 2016 Mart ayı Para Politikası Kurulu kararına ilişkin yaptığı açıklamada "AKP siyaseti tarafından vasatlığa sürüklenmiş ekonomide iktidar kendi sorumluluklarını Merkez Bankası'na ciro etmekte, Merkez Bankası ise vatandaşa karşı olan sorumluluğunun gereğini yerine getirmektense iktidardan aferin almayı politika önceliği haline getirmektedir" dedi.

"EKONOMİYİ YÖNETME SORUMLULUĞUNU YERİNE GETİREMEYENLER..."

CHP Genel Başkan Yardımcısı Böke, Merkez Bankası'na siyasi baskı yapıldığını savunarak "Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı sanki reform yapma yetkisi ve sorumluluğu başkasındaymış gibi iktidarlarının on dördüncü yılında hala reform yapılması gerekliliğinden bahsedebilmektedir. Reform yapmaktan kaçan, ekonomiyi yönetme sorumluluğunu yerine getiremeyenler, bu yönetim boşluğunun ortaya çıkarttığı güvensizliği ve ekonomik zafiyeti kapatmanın yolunu Merkez Bankası'na siyasi baskı yapmakta aramaktadır. Merkez Bankası da bu yönetim boşluğu ve siyasi baskı zemininde kendi üzerine düşen en temel görevi unutmuş, enflasyonu düşürecek, vatandaşı rahatlatacak adımları atmak yerine siyasileri memnun etmekle meşgul haldedir. Nitekim TCMB Para Politikası Kurulu, Perşembe günü yaptığı açıklamada gerçekçi bir ekonomik değerlendirme yapmak yerine, iktidar partisi ağzından pembe bir tablo çizmeyi tercih etmiş ve faiz koridorunun üst bandını 0,25 puan indirdiğini ifade etmiştir" ifadelerini kullandı.



"GÜVEN YOKSA FAİZ POLİTİKASIYLA BU AÇIK KAPATILAMAZ"

Ekonomide canlanmanın ancak güvenle sağlanabileceğini belirten Böke, "Düşen ne vatandaşın tüketici kredilerinin faizi, ne de üreticilerin ticari kredilerinin faizidir. Düşen, sadece Türkiye'nin enflasyon hedeflemesi maskesidir. Adına sadeleştirme denilen ve küresel oynaklıklarda gözlenen düşüş bahane edilerek atılmış olan bu adımla Ankara Ulus'tan Beştepe'ye bir siyasi selam gönderilmiş, siyasetçileri memnun etmek uğruna vatandaşın ekonomisi bir kez daha küresel koşulların insafına teslim edilmiştir. Önceliği Türkiye'deki asgari ücretlinin, emeklinin, esnafın, KOBİ'nin gelirinin enflasyon tarafından eritilmesini engellemek olması gereken ekonomi yönetimi bu milli meseleyi uluslararası piyasalara teslim etmiştir. Borç alma imkanları gittikçe kısıtlanan üreticilerin ve tüketicilerin finansal kaynağa erişimini kolaylaştırması gereken ekonomi yönetimi, bu kaynakların daha da kısılmasına yol açacak kararlara imza atmaktadır. Ekonomide canlanma ancak güven ile sağlanır, güven yoksa faiz politikası ile bu açık kapatılamaz. Karşımızda bağımsız bir Merkez Bankası olsaydı, iktidarın ağzından pembe bir tablo çizmek yerine faiz kararı ile birlikte ekonomik güvenin de ciddi şekilde aşındığını vurgulardı" açıklamasında bulundu.



"İKTİDARIN TÜRKİYE'Yİ SÜRÜKLEDİĞİ YÖNETİM KRİZİ, EKONOMİDE GÜVEN ORTAMINI ORTADAN KALDIRDI"

CHP Sözcüsü Böke, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Tüketici güven endeksi 2004 yılından itibaren bir düşme eğilimindedir. Hizmet, perakende ticaret ve inşaat sektörü güven endeksleri de raporlanmaya başlandığı 2011 tarihinden itibaren genel bir düşüş eğilimindedir. 2007'den itibaren raporlanmakta olan ve 2011 yılının sonuna kadar düşüşte olan reel kesim güven endeksi, bu tarihten itibaren yatay seyretmektedir ve endekste herhangi bir iyileşme görünmemektedir. Bütün bu güven endekslerinin ağırlıklı ortalaması olan Ekonomi Güven Endeksi ise raporlanmaya başlandığı 2012 yılından itibaren sürekli düşmektedir. Dün açıklanan rakamlara göre endeks bir önceki aya göre artmıştır ancak yıllık bazda yüzde 7 azalarak 78,3'e gerilemiştir. İktidarın Türkiye'yi sürüklediği yönetim krizi, ekonomide güven ortamını, öngörülebilirliği ve istikrarı ortadan kaldırmıştır. Bu güveni yeniden tesis edecek adımları siyasi kaygılarla atmaktan çekinen ekonomi yönetimi, oluşan güven açığını faiz politikasıyla kapatmaya çalışmaktadır. On dört yıldır reformdan söz ettiği halde, reform yapamayan ekonomi yönetiminin 'reform yapacağız' sözü ne kadar gerçekçiyse, ekonomide güveni tesis edecek bir yönetim anlayışını ortaya koymadan, yalnızca faiz politikasıyla ekonomiyi canlandırma beklentisi de ancak o kadar gerçekçidir. İktisadi aktörlerin yatırım ve tüketim kararlarının, faizde yapılan göstermelik düşürmelerle etkilenemeyeceği açıktır. AKP siyaseti tarafından vasatlığa sürüklenmiş ekonomide iktidar kendi sorumluluklarını Merkez Bankası'na ciro etmekte, Merkez Bankası ise vatandaşa karşı olan sorumluluğunun gereğini yerine getirmektense iktidardan aferin almayı politika önceliği haline getirmektedir. Türkiye'nin içinde bulunduğu yönetim krizinin faturası bir kez daha vatandaşa kesilmektedir"

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!