Çerkes Sürgünü 157 yıl geçse de unutulmadı

Güncelleme Tarihi:

Çerkes Sürgünü 157 yıl geçse de unutulmadı
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 21, 2021 20:07

Tarihin en acı olaylarından birisi olan Büyük Çerkes Sürgünü, üzerinden 157 yıl geçmesine rağmen hâlâ acıyla hatırlanıyor. Her yıl 21 Mayıs tarihinde düzenlenen çeşitli anma etkinlikleri pandemi dolayısıyla çevrim içi ortamda düzenlenmeye başladı.

Haberin Devamı

Çarlık Rusyası’nın, stratejik açıdan önemli gördüğü Kafkasya’dan Çerkes halkını sürgüne göndermesinin üzerinden 157 yıl geçti ancak sürgünün acısı, hüzün ve gözyaşlarıyla hafızalardaki yerini koruyor. Her yıl 21 Mayıs’ta Çerkes Sürgünü’nde hayatlarını kaybedenler anılıyor. Kafkas Dernekleri Federasyonu’nun (KAFFED) öncülüğünde geçmiş yıllarda her yıl 21 Mayıs’ta Kocaeli’nin Kefken sahilinde bir araya gelen binlerce Çerkes, anma törenleri düzenlerken, pandemi süresince anma etkinliklerini çevrim içi etkinliklerle sürdürüyor. Binlerce sosyal medya kullanıcısı da sürgünün yıl dönümü sayılan 21 Mayıs dolayısıyla #cerkessürgünü #21Mayis #21Mayıs1864 etiketleriyle paylaşımlarda bulunuyor. Anma etkinlikleri kapsamında KAFFED, İstanbul Büyükşehir Belediyesi desteğiyle bir sergi açtı. Çerkes Sürgün İkonografisi ve Fotoğraf Sergisi Taksim Metrosu Gezi Parkı Girişi’nde 28 Mayıs’a kadar görülebilecek.


Çerkes Sürgünü 157 yıl geçse de unutulmadı


KAFFED Başkanı Yıldız Şekerci’nin 21 Mayıs 1864 Çerkes Sürgünü ile ilgili yaptığı açıklama ise özetle şöyle: “Tarih boyunca yayılmacı hiçbir çaba içerisinde olmayan Çerkes halkı, vatanını dünyanın en büyük güçlerine karşı sonuna kadar savunmuştur. Rus Çarlığı’na karşı da aynı kararlılıkla ve kahramanlıkla 101 yıl vatanını savunan Çerkesler, asimetrik güç dengesi karşısında bu savaşı kaybetti. Savaş sürecinde savaş hukuku da çiğnenerek sivillere ve doğaya yönelik her türlü vahşetin ve insanlık suçunun sergilendiği tarihi belgelerde kayıtlıdır. Savaşın sonunda ise geriye kalan savaş yorgunu nüfusumuzun yüzde 90’ı Osmanlı topraklarına sürülmüştür.

500 BİN İNSAN YOLLARDA ÖLDÜ

Çok kötü şartlarda yola çıkartılan 1.5 milyon Çerkes’in 500 bini sürgün yollarında ve özellikle de Karadeniz’de hayatını kaybetmiştir. Bugün haritalara baktığımız zaman tarihi Çerkes ülkesinde özellikle Karadeniz kıyısında tam bir etnik temizlik yapıldığını görüyoruz. Tarihi Çerkes ülkesinde bugün Çerkesler azınlık durumundadır. Bunu biz Kafkas Dernekleri Federasyonu olarak Çerkes Soykırımı ve Sürgünü olarak niteliyoruz ve her yıl 21 Mayıs’ta hem yerel derneklerimizde hem de ülke genelinde anıyoruz. Ayrıca anavatandaki anma törenlerine de katılıyoruz, “İntikam değil adalet istiyoruz”. Geçmişimizi unutmamalıyız. Doğru bir şekilde öğrenmek için tarihçilerimiz, bilim insanlarımız çalışmalı ve eserler ortaya koymalıdır. Fakat geleceğimizi barışçıl bir göz ile tasarlamalıyız. Kendi halkımızın haklarını ve çıkarlarını göz önünde tutmalıyız ve bu çerçevede tüm taraflar ile yapıcı diyaloglar geliştirmeliyiz. Rusya Federasyonu ile de bu çerçevede karşılıklı saygıya dayalı, doğru ve barışçı bir diyalog yürütmeliyiz. Diyaloğun karşılıklı saygıya dayalı olması gerektiğini özellikle vurgulamak istiyorum. Bölgemizde acı örneklerini gördüğümüz çatışmacı politikaların da farkında olarak dikkatli bir şekilde hareket etmek zorundayız.

ÇİFTE VATANDAŞLIK HAKKI, ÜLKELERE FAYDALI OLACAKTIR

Diasporanın dilini, kültürünü ve kimliğini anavatan ile ilişkilerini geliştirerek koruyabilmesi ve yaşadığımız ülkeler ile Rusya Federasyonu ilişkilerine daha etkili katkı sağlayabilmemiz için beklediğimiz öncelikli adım çifte vatandaşlık hakkının tanınmasıdır. Bu konuda Rusya Federasyonu, Türkiye Cumhuriyeti ve halkımızın yaşadığı diğer ülkelerin yönetimleri nezdinde girişimlere başladık. Çifte vatandaşlık hakkının tanınması halinde soydaşlarımızın anavatana ziyaretleri büyük ölçüde artacaktır. Ticaret, turizm, eğitim, sanayi, ihracat ve bilimsel iş birliği gibi pek çok alanda bunun olumlu etkileri görülecektir. Üniversitelerde açılan Çerkesce bölümlerine, ortaokullarda tanınan seçmeli anadili derslerine, anadilimizde kamusal yayıncılık çalışmalarına federasyonumuz ve toplumumuz somut katkılar ile destekler sağlamıştır. Bu konularda yaşanan sorunların çözümü için de ilgili Bakanlıklarla ve yetkililerle yapıcı diyalog kanallarını işletiyoruz. Bu ülkede vergi veren ve tüm vatandaşlık sorumluluklarını yerine getiren en büyük kültür gruplarından birisine karşı merkezi ve yerel yönetimleri ile devletin tek sorumluluğunun STK’ların bazı taleplerine sınırlı destekler sağlamak olmadığını anlamamız ve tüm ilgililere de anlatmamız gerekiyor.

MEZUNLARIN ÇALIŞACAĞI BİRİMLER KURULMALI

Kültür Bakanlığı bünyesinde bir Bakan Yardımcısı’nın sorumluluğunda Düzce ve Kayseri Erciyes üniversitelerindeki Çerkes Dili ve Edebiyatı bölümleri mezunlarının da uzman olarak çalışacağı birimlerin kurulmasına yönelik talebimizi bu vesile ile bir kez daha gündeme getirmek istiyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı ortaokul seçmeli anadili derslerinin önündeki engellerin kaldırılması ve bu derslerin yaygınlaştırılması konusunda STK’larımız ile ortaklaşa stratejiler geliştirmeli ve uygulamalıdır. Anadili öğretiminin ortaokuldaki seçmeli 2 saat ders ile sınırlı tutulmaması, anaokulundan üniversiteye kadar kesintisiz şekilde sağlanması gerekmektedir. Düzce ve Erciyes üniversitelerindeki anadili bölümleri mezunlarının atanacağı kadrolar, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından gecikmeksizin açılmalıdır.

DİL VE KÜLTÜR ÇALIŞMALARI HAYATA GEÇİRİLMELİ

Nüfusumuzun yoğun olarak yaşadığı yerlerde valilikler ve kaymakamlıklar kendilerine bağlı birimlerin dilimize ve kültürümüze duyarlı stratejik planlamaları ve çalışmaları hayata geçirmesini sağlamalıdır. Belediyeler başta kültür birimleri olmak üzere tüm çalışmalarında toplumumuzu göz önünde bulundurmalı; bu çalışmalarda Düzce ve Erciyes üniversitelerinin ilgili bölümlerinin mezunlarını istihdam etmelidir. Dilimiz ve kültürümüz bu ülkenin ve dünyanın kültürel zenginliğinin bir parçasıdır. Atılan tüm adımlarda bu duyarlılık ile hareket edilmelidir. Kafkas Dernekleri Federasyonu olarak ve çoğu yarım asrı aşkın tecrübeye sahip 56 üye derneğimiz ile kamu-sivil toplum iş birliği içerisinde atılacak tüm adımlara şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da sonuna kadar destek vermeye hazırız. Çerkesler köklü tarihsel tecrübeleri ile Türkiye’nin, bölgemizin ve dünyanın barış, refah ve huzur içerisinde yaşaması için katkı vermeye devam edeceklerdir.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!