Sedat CENİKLİ
Oluşturulma Tarihi: Ekim 02, 2020 16:54
HAYTAP Ankara Temsilcisi Pelin Sayılgan, Hayvanları Koruma Kanunu’nda yıllardır bekledikleri değişiklik kararı için TBMM’yi işaret etti. Sayılgın, can dost hakları konusunda yetkililere, yerel yönetimlere ve vatandaşlara çağrıda bulundu.
Bugün 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü... ‘4 Ekim Hayvanları Koruma Günü Kutlu Olmasın’ sloganıyla Türkiye’de bugünün önemine dikkat çeken ve farkındalık yaratmaya çalışan Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP) Ankara Temsilcisi Pelin Sayılgan, “‘Hayvan Hakları Günü’ olarak kullanmayı tercih ediyoruz. Çünkü ‘hak’ deyince hayvanın, hukuk sistemi tarafından korunmasını ve cezai yaptırımları talep etmiş oluyoruz. Diğer yandan ‘koruma’ üstenci ve eşitliksiz bir ifade” dedi. Hürriyet Ankara’ya konuşan Sayılgan, şunları söyledi:
KANUN DEĞİŞİKLİĞİ İÇİN GÖZLER TBMM’DE“Mevcut kanunun değişmesi için 2004’ten beri süregelen bir çalışmamız var. Türkiye Büyük Millet Meclisi 24’üncü Dönem’de de (28 Haziran 2011-23 Haziran 2015) taleplerimizin yer aldığı bir kanun teklifi, Çevre Komisyonu’nda görüşülmüştü. Uzmanlar, STK’lar, bilim insanları dinlenmiş; hayvan hakları savunucularının büyük oranda mutabık kaldığı şekilde komisyondan da çıkmıştı. Tek yapılması gereken Genel Kurul’da oylatılmasıydı fakat araya seçimlerin girmesiyle kadük kaldı. Bunun yerine araştırma kurulu kurulması ve sonrasında sadece bir tavsiye raporu olarak kalması bizim için hayal kırıklığı oldu. Maalesef mevcut bir kanun teklifimiz yok ancak yeni dönemde raporun, kanunlaşması için bir beklentimiz var.”
TALEPLERDEN ÖNE ÇIKANLARSayılgan, HAYTAP olarak kanun değişikliğinde istedikleri taleplerden öne çıkanları ise şöyle sıraladı:
* Hayvana şiddetin, Kabahatler Kanunu’ndan çıkıp Ceza Kanunu kapsamına girmesi ve cezaların, para cezasına tecil etmemesi için 2 yıldan başlaması.
* Barınaklarda işlenen şiddet olayları göz önüne alınarak; şiddet suçunu bir kamu görevlisi işliyorsa cezaların bir misli arttırılması.
* Pet-shoplarda hayvan satışının yasaklanması.
* Merdiven altı üretim çiftliklerinin kapatılması.
* İnsanların sokaktan ve barınaktan hayvan sahiplenmeye teşvik edilmesi.
* Ülke genelinde standart bir çipleme sistemi geliştirilmesi. Hayvanın sağlık durumu ve sahibinin kimlik bilgilerinin yer alacağı çipler sayesinde sokağa terk edenlerin tespit edilmesi.
* Eğitim müfredatına hayvan hakları konusu konulması.
* Televizyon kanallarında, hayvanlarla ilgili yayınlar yapılması.
* Güçten düşmüş yük hayvanları ve faytonlar ile yunus parklarının ve hayvanat bahçelerinin kademeli kapatılması konularında da projeler geliştirilmesi.
BELEDİYELERE ÇAĞRI: KISIRLAŞTIRMA MERKEZLERİ ARTTIRILMALISokak hayvanları için yerel yönetimlerce verilen barınak ve diğer hizmetleri de değerlendiren Sayılgan, “Mevcut kanundaki ‘kısırlaştır, aşılat, bırak’ hükmü aynen korunmalı. Barınaklar, hayvanların istiflendiği yerler olmamalı. Hayvan kısırlaştırıldıktan sonra sokağa bırakılmalı. Ancak saldırganlaşan agresif, yaşlı ya da bakıma muhtaç hayvanlar rehabilite için barınaklarda kalmalı. Tüm illerde olduğu gibi Ankara’da da kısırlaştırma çalışmaları yetersiz kalıyor. İlçe belediyelerinin doğru dürüst kısırlaştırma merkezi yok ve bu yüzden yük, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin üstünde kalıyor. Bu yüzden ilçelerde de kısırlaştırma merkezleri yapılmalı” ifadelerini kullandı.
VATANDAŞA ÇAĞRI: YAZIN SUYU KIŞIN MAMAYI EKSİK ETMEMELİYİZCan dostlar için su ve yiyeceğin önemine de dikkat çeken Sayılgan, sözlerine şöyle devam etti:
“Toplumsal olarak sokak hayvanlarıyla beraber yaşama kültürümüz var. Ama maalesef onlar dertlerini konuşarak anlatamadıkları için kendimiz gibi düşünmeliyiz. Dolayısıyla sıcak havalarda kapımızın önünden suyu, soğuk havalarda da mamayı, yiyeceği eksik etmememiz gerekiyor. Yazları susuz kalan hayvanlarda böbrek rahatsızlıkları başta olmak üzere farklı sağlık sorunları baş gösterebiliyor. Kışları da
yemek bulmakta güçlük çektiklerini unutmayarak, uygun yemek artıklarını ya da mama vermeliyiz.”