Haşim KILIÇ
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 05, 2020 09:37
Balerin Özge Onat, koronavirüs tedbirleri kapsamında evde bireysel izolasyonu sağlarken, süreçle ilgili ise “Yaşamın kendisinin ne büyük bir hediye olduğunu, diğer her şeyin onun etrafında şekillendiğini gösterdi” diyor.
Özge Onat... Ankara Devlet Opera ve Balesi’nin(ADOB) en yetenekli dansçılarından. ‘Odile’ ve ‘Odette’ rollerine hayat verdiği Kuğu Gölü provalarının en yoğun olduğu dönemde, koronavirüs salgını nedeniyle eve kapanmak durumunda kaldı. Karantina günlerini nasıl geçirdiğini ve bu sürecin hem kendisi hem de sanat üzerine olan etkilerini konuştuğumuz Özge Onat, “Şu an olmak istediğim yer, bizi ışıklar altında gördüğünüz sahne. Bizim gözümüzden karanlık ve kalabalık gözüken seyircilerin alkışlarını duyduğumuz an... En çok bunu özledim” diyor.
* Koronavirüsten öncesi, koronavirüsten sonrası... Hayat bir anda değişti. Sizin için bu değişim zor oldu mu? Alışabildiniz mi? Tabii ki hiç kolay olmadı. Özellikle de bale sanatçısını fiziksel ve mental olarak en çok zorlayan, disiplinli bir hazırlanma süreci isteyen Kuğu Gölü eserinin provalarının en yoğun olduğu dönemde gelişen bu pandemi sonrası büyük bir boşluğa düştüm. Sahneye çıkmanın heyecanı ve adrenalini, yerini sakinliğe bıraktı. Her duruma alıştığımız gibi bu sürece de alıştım ama sahneye atılan ilk adımla başlayan ve perde kapanması ile son bulan hayatımı da özledim.
* Evde hayat ve ruh hali nasıl?
Ben çok evcimen bir insanım. Özellikle yoğun çalışma dönemlerimde zaten gönüllü karantinada yaşıyormuşum, onun farkına vardım. Sağlıkla evlerinde kalan şanslı kişilerden biri olarak, açıkçası elimizden tedbir almak dışında hiçbir şey gelmeyen bu süreçte, olabildiğince kendimi mutlu bir ruh halinde tutmaya çalışıyorum.
* Peki bu süreçte günleriniz nasıl geçiyor, vaktinizi nasıl değerlendiriyorsunuz?Bale gibi büyük özveri isteyen zorlu sanatlar, zamanınızın büyük bir bölümünü ona ayırmanızı gerektiriyor. Kalan zamanınızda ise ertesi güne bedeni sağlıklı bir şekilde hazırlamak için dinlenmeye ihtiyaç duyuyorsunuz. Bu süreçte fark ettim ki ne çok izlemek istediğim
film, öğrenmek istediğim konu ve farklı ilgi alanlarım varmış. Bunların yanında yoga yapmayı bugüne kadar ihmal ettiğimi düşündüm. Felsefesi ve hareket çeşitliği ile yoganın bana iyi geleceğini hissederek yogaya başladım. Ayrıca mesleğim nedeniyle yeme alışkanlıklarıma dikkat etme zorunluluğum olduğundan, bugüne kadar yemeye çekindiğim bazı yerel ev yemeklerimizi yapmaya merak sardım. Ne yazık ki bunun sonucu olarak biraz kilo aldım.
* Evde bale dersleri yapabiliyor musunuz? Bale için zeminde özel bir muşamba, dengemizi sağlamak için kullandığımız ‘bar’ adında bir ahşap desteğe ve geniş bir alana ihtiyacımız var. Operada yaptığımız günlük ders ve provaların tabii ki yerini tutmasa da evde kendimi sakatlamadan formda kalmak için elimden geldiğince çalışıyorum. Pilates ve yoga gibi baleyi ve bedeni destekleyici çalışmalar da yapıyorum. Fakat bu zaman ilerledikçe daha da zorlaşıyor, çünkü bedenimizin alıştığı bir tempo var ve şu an tamamen ondan uzaktayız. Umut ediyorum ki bu süreç daha çok uzamaz, büyük emekler ve acılarla heykel gibi şekillendirdiğimiz bedenlerimiz kısa bir çalışma süreci ile tekrar eski formuna kavuşur.
* Önerebileceğiniz dizi, film ya da kitap var mı?Bu süreçte herkes gibi ben de birçok dizi ve film seyrettim. Bunlar arasından ‘Handmaid’s Tale’ dizisini beğendimi söyleyebilirim. En son okuduğum ve önerebileceğim kitap ise İlber Ortaylı’nın ‘Bir Ömür Nasıl Yaşanır’ kitabı. Birde eğer okumadıysanız Thomas More’un ‘Ütopya’sı. Film önerim ise hayranı olduğum yönetmen Pedro Almodovar’ın tüm filmleri.
* Sizce bu günler en verimli şekilde nasıl geçirilir?
Bence bu süreç, yabancı bir dil öğrenmeye çalışılarak ya da ilginizi çeken bir konuda alacağınız online eğitim ile en verimli şekilde geçirilebilir.
PEK ÇOK ŞEYİN KONTROLÜMÜN DIŞINDA OLDUĞUNU ÖĞRETTİ* Bugünler hafızanızda nasıl yer edinecek ve size neler öğretti?
Bu süreç bana hayatta pek çok şeyin kontrolümün dışında olduğunu kabullenmeyi öğretti. Yaşamın kendisinin ne büyük bir hediye olduğunu, diğer her şeyin onun etrafında şekillendiğini gösterdi. Sahip olduğumuz; sanatçı, eş, arkadaş gibi bütün kimlikleri hayatımızın merkezi zannettiğimiz zamanlarda, sağlığı ve yaşama sevincini bir kenara bırakmanın ne derece boş bir eylem olduğunu fark ettirdi. Yaşamın amacının sadece yaşamak olduğunu hatırlayacağım bu sürece dönüp baktığımda, diğer her şeyin de dekor olduğunu düşünüyorum.
* Şu an olmak istediğiniz bir yer var mı? Bu süreç sona erdiğinde ilk olarak ne yapmayı düşünüyorsunuz?
Şu an olmak istediğim yer, bizi ışıklar altında gördüğünüz sahne. Bizim gözümüzden karanlık ve kalabalık gözüken seyircilerin alkışlarını duyduğumuz an... En çok bunu özledim. Bu süreç sona erdiğinde ilk olarak canım arkadaşlarımla sevdiğim bir yerde, canlı performans caz dinlemek istiyorum.
* Hayat normale döndüğünde ilk dans etmek istediğiniz rol ve eser hangisi?
İlk olarak, her zaman hayalimdeki rol olan Kuğu Gölü’ndeki ‘Odile’ ve ‘Odette’i tekrar canlandırmak isterim. Sonrasında ‘La Bayadere’ eserinde ‘Nikiya’ya, ‘Don Kişot’ eserinde ‘Kitri’ye, ‘Uyuyan Güzel’ eserinde ‘Aurora’yı ve tabii ki ‘Carmen’e hayat vermek isterim. Bunların dışında ‘Jiri Kylian’ın eserlerinde de rol almak güzel olur.