Güncelleme Tarihi:
* Mutfak konusunda kendimi çok geliştirdim. Çok güzel yemekler ve tatlılar öğrendim.
* Evde kendime küçük bir bostan yaptım. Domateslerim, salatalıklarım, biberlerim var.
* Bu olağanüstü günlerde öncelikli olarak bilim insanlarına kulak vermemiz gerekiyor.
* Bu sınavdan çıkınca hepimizin sanata ihtiyacı olacak. Kendimi o güzel günlere hazırlıyorum.
* Tüm bu süreçten insanlığın daha erdemli olarak çıkacağına inanmak istiyorum.
* Bu süreçte dizi seti uzun bir süre daha devam etti. Set ortamını salgın nasıl etkiledi?
İlk vakayı öğrendiğimizde de setteydik, gece 00.30 civarıydı. Sonra her şey oldukça hızlı gelişti. Tabii biliyorsunuz setler herkesin çok yakın temas halinde, hatta zaman zaman küçük, dar, havasız alanlarda üst üste çalıştığı yerler. Duruma karşı çok hızlı şekilde pozisyon alındı. Öncelikle 65 yaş üzeri ve kronik hastalığı olan oyuncular senaryo gereği diziden geçici olarak uzaklaştırıldı. Senaryoda da daha mesafeli kalmaya imkân tanıyan sahneler yazıldı. Tüm ekip adeta sağlık çalışanları kadar donanımlı şekilde giydirildi. Sette her zaman hazırda ambulans bulunduruldu. Sete giriş ve çıkışlarda ateş ölçümleri yapıldı. Tüm mekânlar, araçlar, set günü dezenfekte edildi. Tabii ki herkese evde kal çağrısı yapılan bir ortamda çalışmanın getirdiği bir gerginlik ve stres oluyor. Ancak alınan önlemler bir nebze de olsa böyle bir ortamda çalışmayı kolaylaştırdı.
* Evde vakit geçirmekten keyif alır mıydınız?
Oyuncular diğer meslek gruplarına nazaran daha esnek ve programsız çalışma saatleriyle çalışırlar. Bazen günlerce evinize giremezsiniz. Bazen evi sadece üstünüzü değiştirmek, bir duş alıp çıkmak için kullanırken, bazen de evde vakit geçirdiğimiz uzun zamanlarımız olur. Dolayısıyla ben evde vakit geçirmeye alışkınım diyebilirim. Yıllardır sabah 8 akşam 5 çalışanlar kadar etkilendiğimi söyleyemem. Tabii günlerce evden çıkmamak daha önce yaşadığım bir durum değil.
* Günleriniz nasıl geçiyor, vaktinizi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Mutfak konusunda kendimi çok geliştirdiğimi söyleyebilirim. Çok güzel yemekler ve tatlılar öğrendim. Sonra evde kendime küçük bir bostan yaptım. Domateslerim, salatalıklarım, biberlerim var. Bostanın yanı sıra evimde hali hazırda bulunan -belki biraz fazla sayıdaki- bitkilerimle ilgileniyorum. Ayrıca evde doğurmak üzere olan bir kedimiz var. Onun bu sürecine tanıklık etmek ve bakımıyla ilgilenmek de çok keyifli. Bunların yanında yeni tiyatro oyunları okuyorum, dünyada takip ettiğim tiyatroların erişime açtıkları oyunları izliyorum. Almanya’dan, İngiltere’den, Fransa’dan muazzam oyunlar izleme şansı buldum.
BİLİM İNSANLARINA KULAK VERMEMİZ GEREKİYOR
* Hürriyet okurları için bir mesajınız var mıdır?
Tüm dünya olağanüstü bir süreçten, bir ağır bir sınavdan geçiyor. Bu olağanüstü günlerde öncelikli olarak bilim insanlarına kulak vermemiz ve yaşantımızı bu sürece uyumlu hale getirmemiz gerekiyor. Dolayısıyla hepimizin kulağı bilim insanlarında olsun. Evde oldukları zamanı kendileri için en verimli şekilde değerlendirmelerini diliyorum.
* Bu süreç hafızanızda nasıl yer edinecek, size neler öğretti?
Müdavimi olduğunuz bir kahve dükkânının kapalı kepenklerini, kalabalıklar arasında kaldırımlarında kaybolduğumuz şimdi bomboş kalan sokakları, şaşkınlıkla ve kim bilir belki neşeyle, adeta ‘Nerede bunlar?’ diye boş sokaklarda dolaşan sokak hayvanlarını, sevdiklerimize sarılamamak, yaklaşamamak, tokalaşamamak gibi hepimizi zorlayan zorunluluklarımızı unutamayacağım. Ancak tüm bu süreçten insanlığın daha erdemli olarak çıkacağına inanmak istiyorum.