Bu hafta Gezici Festivali seçin

Güncelleme Tarihi:

Bu hafta Gezici Festivali seçin
Oluşturulma Tarihi: Aralık 02, 2011 00:00

Yılın en iyi filmlerinden Artist’ten tutun da Finlandiyalı yönetmen Aki Kaurismäki’nin kısaları ve son filmi Umut Limanı’na, baş döndüren bir seçki Büyülü Fener Sineması’nda Ankaralı sinemaseverleri bekliyor. Seçim yapmakta zorlanıyorsanız “kaçırılmaması gereken filmler” listesi aşağıda sizi bekliyor.
Nana: Fransa kırsalında bir taş evde annesi ve dedesiyle yaşayan dört yaşındaki Nana’nın hikayesini anlatan film, çocukluk korkularımız üzerine etkileyici bir büyüme filmi. Dört yaşındaki Nana’yı canlandıran Kelyna Lecomte’nin oyunculuğuna hayran kalacaksınız.
Nefes (Atmen): Hapisten yeni çıkmış 18 yaşındaki Roman’ın yeni bir hayat kurmaya çabasını ve annesini arayışını anlatan film, hüzünlü bir Viyana tasviri kuruyor. Kalpazanlar filminden de hatırlayacağınız Avusturyalı aktör Karl Markovics, yönetmenlik sınavından başarıyla geçmiş görünüyor.
Umut Limanı (Le Havre): Adı var kendisi yok bir Normandiya liman şehrinin karamsar, retro atmosferinde geçen film, herkes spor ayakkabı giyerken, pek de geleceği olmayan ayakkabı boyacılığı ile geçinen samimi, eski bohem Marcel Marx’ın başından geçenleri anlatıyor. Finlandiyalı usta Aki Kaurismäki’den bir başyapıt daha.
Artist (The Artist): 1920’lerin Hollywood’una bir aşk mektubu... Tamamen siyah-beyaz, sessiz ve o dönemin özelliği olan 1.33 formatında çekilen Artist, sessiz sinema değerlerine sadık, içi boş parodi tuzağından uzak duran ve o döneme içten bir saygı duruşu niteliğinde. Kadınların sevgilisi, yakışıklı, ukala ve iyi kalpli aktör Jean Dujardin rolündeki George Valentin’in adı epeydir Oscar tahminlerinde geçiyor.
Geriye Kalan: Antalya’da “En İyi Yönetmen” ve “En İyi Kadın Oyuncu” dallarında ödül alan film, ihanete uğradığını öğrenen bir kadının “öteki kadın”la karşılaşmasını anlatıyor. Türkiye’de ne zamandır eksikliğini duyduğumuz bir kadın yönetmen bakışı ve hikayesi.
Geceyarısı Kovboyu (Midnight Cowboy): John Schlesinger’ın izlemekten bıkmayacağınız 1969 tarihli başyapıtı! Evsiz, iki serseri anti-kahramanın dostluğunu ve tutunamayışlarını hüzünlü bir dille anlatan filmin ilk gösterimi seks ve uyuşturucu içeren cüretkar sahneleri nedeniyle yetişkin film sınıflandırması (X rating) ile yapılmıştı. Oscar’larda En İyi Film başta olmak üzere toplam üç ödül birden kazandığını da hatırlatalım.
Rosetta: Aslında Dardenne kardeşlere ayrılan bölümdeki bütün filmleri izlemek her sinemasever için zorunluluk. Vaktiniz azsa ve illa ki birini seçmek zorundaysanız da Rosetta ilk tercihiniz olmalı. 90’ların en çarpıcı filmlerinden biri olan Rosetta, içine doğduğu yoksulluktan sıyrılmayı başaramayan genç bir kadının öyküsünü anlatıyor. Rosetta rolünde Emilie Dequenne hafızalara kazınacak bir oyunculuk çıkarıyor.
Ayrıntılı bilgi için: www.gezicifestival.org

HAFTANIN FiLMi

Hugo
Yönetmen: Martin Scorsese
2011/ABD/127’

Fragmanına bakıp da Martin Scorsese’in Robert Zemeckis’e özenip tipik bir aile ve çocuk filmi çektiğini sanıyorsanız fena halde yanılıyorsunuz. Taksi Şoförü, Kızgın Boğa, Sıkı Dostlar gibi modern klasiklerin yaratıcısı Scorsese bu ilk 3D denemesinde sinemaseverleri sihirli bir dünyada sona erecek alışılmışın dışında bir maceraya götürüyor. Brian Selznick’in “The Invention of Hugo Cabret” adlı romanından uyarlanan film, babası tarafından kendisine bırakılan bir sırrı çözmeye çalışırken, kendisi ve etrafındakileri değiştiren, bu sırada güven ve sevgi dolu bir yuva bulan kurnaz ve becerikli bir çocuğun akıl almaz hikayesini anlatıyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!