Bizde köprülü kavşak orada bisiklet şeridi
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Şubat 19, 2008 00:00
Başkent’te yapılan köprülü kavşak ve alt geçitler uzunca bir süredir sivil toplum örgütleri tarafından eleştiriliyor. Büyükşehir Belediyesi, "Kenti otobana çevirmek" ve "trafiği hızlandırmakla" suçlanırken, Fransa’nın Toulouse kentinde bambaşka gelişmeler yaşanıyor.
Toulouse, son günlerde Belediye Başkanı Philippe Dufetelle’in otoyola yaptırdığı "23 kilomotrelik yeşil şeridi" konuşuyor.
Touluse’de La Depeche gazetesinin "Bisikletliler için yeşil şerit" başlığıyla duyurduğu habere göre, Roquelaine Sokağı sakinleri pazar sabahı koku ve gürültüyle uyandı. Eski yolun kaldırılıp yeni bir yol döşendiğini gören semt sakinleri, bu yolun yeşile boyanmasından da memnun olduklarını söylediler.
Belediye Başkanı Philippe Dufetelle "Toplam 23 kilometrelik yolla Toulouse baştan aşağı yeşil olacak" dedi. Dufetelle sözlerine "İlk isteğim, sadece sürücülerin değil bisikletlilerin de dikkatini belirli bir yere çekmek" diye devam ederek, bisikletlilerin de kendilerine ayrılan yoldan gitmelerini istedi.
Bisiklet Derneği Başkanı Florian Jutisz ise uygulamaya sıcak baktığını açıkladı. Zaman içinde bisiklet yolunu ve araba yolunu tamamen ayırmak gerektiğini söyleyen Juitsz "Bu proje bize söylendiğinde yağmur yağdığında boyanın ne olacağı konusunda endişeliydik. Henüz yolu test etmedim; ama bize garantisi verildi. Umarım bu uygulamayla araba parkları da azalır" dedi.
Gecekonduya karşı karavankondu geldi
ANKARA gibi büyük şehirler başta olmak üzere Türkiye uzun yıllar boyunca yasadışı yapılaşmalar nedeniyle çok büyük planlama ve sosyolojik sorunlarla karşı karşıya kaldı.
Cambridge’te son günlerde tartışılan karavanlara kalıcı yerlerin sağlanmasının, Türkçe’de karşılığını "gecekondu" kelimesiyle bulan kaçak yapılaşmaya karşı da önlem niteliği taşıdığı belirtiliyor.
KENT KONSEYİ KOLLARI SIVADI
Cambridge Kent Konseyi, karavanlara kalıcı yerler sağlamak için kolları sıvadı. Şehirde artık yeni kentleşme çalışmaları karavanlar dikkate alınarak yapılıyor.
Karavan sayılarının artmasıyla birlikte yasa dışı yerleşmelerin sayısı düşüyor. Hükümet 2009 yılı itibariyle karavanların en son sayısıyla ilgili planlama yapmayı düşünüyor.
Cambridge yöneticilerinden John Reynolds her yerleşkenin kurulmasıyla bir takım problemlerin çözülmesinin söz konusu olduğunu belirtti.
SORUNLAR ÇÖZÜME HAZIR
Konsey şu anda 180 kadar karavana yer gösterebilecek imkana sahip, çünkü bunlara yer gösterirken onların sağlık sorunlarına, ulaşım sorunlarına da çözüm bulunması gerektiği belirtiliyor.
İngiltere Doğu Bölgesel Konsey Başkanı Ian Nimmo-Smith, asıl sorunun yer göstermelerden sonra başlayacağını düşünüyor. İlk aşamada bölgede 120-180 karavan olması öngörülüyor. Bu aşamada bu adil bir karar olarak niteleniyor. Çünkü güney Cambridge’te 215 karavan bulunuyor.
İrlanda Seyahat Hareketi sözcüsü karavancılara sağlıklı, güvenli bir yer ayırmak ve toplumun içinde kabul görmelerini sağlamak gerektiğini vurguladı. Belirlenecek yerin bu açıdan çok önemli olduğunu vurgulayan sözcü, 1994 yılında karavancılara gösterilen yerler nedeniyle kıtlık veya sağlık sorunlarının yaşandığına işaret ediyor. Sözcü aynı sorunların yeniden yaşanmaması için önlemlerin en baştan alınması gerektiğini belirtiyor.
İngilizler 24 saat açık kütüphaneyi tartışıyor
İNGİLTERE’nin başkenti Londra’nın son günlerdeki gündemini, "Londra Ekonomi Okulu" (LSE) öğrencilerinin başlattığı "24 saat açık kütüphane" isteği oluşturuyor.
Londra’da yayın yapan yerel "The Beaver Gazetesi"nin araştırması, LSE öğrencilerinin 24 saat açık kütüphane isteğini kamuoyuna duyurdu. Araştırmaya katılan 350 öğrencinin yüzde 70’i, kentlerinde kütüphanelerin 24 saat açık olmasını istediler. Öğrenciler "The Beaver"a okullarının 24 saat açık kütüphane kavramının değerini anlamadığını da anlattılar.
Öğrenciler bunun yanısıra kütüphane kaynaklarının azlığından, çalışma yerlerinden ve bilgisayar imkanlarından da şikayetçi oldular.
LSE Başkanı Fadhil Bakeer Markar, gazetenin kampanyaya verdiği desteği "muhteşem" sözleriyle niteleyerek, "Kampanyamız öğrencilerin isteğini kazanmak ve kampüse olan ilgilerini artırmayı amaçlıyor" dedi. Kampanya üyesi Peter Berton, düşüncelerini şöyle açıkladı:
"Öğrenciler kütüphaneyi gece yarısı kullanmak zorunda kalıyorlar. Bazı öğrenciler gün boyu çalışmak zorundalar ve kütüphanenin gece açık olmasına gerçekten ihtiyaçları var. Bir kütüphanenin 24 saat açık olması güz ve bahar dönemleri için 74 bin 704 Sterline mal olabilir. Yüksek güvenlik önlemleri için ise 36 bin 360 sterlinlik bir harcamadan söz edebiliriz."
"The Beaver"ın haberine göre ismini vermek istemeyen bir master öğrencisi ise, dünyanın en pahalı okullarından birinde okuduğunu ve yıllık 12 bin Sterlin ödediğini belirterek, diğer üniversitelerde ücretsiz olan bir hizmete kendi okulunda para vermenin çok çirkin olacağını söyledi.
Bizde de 24 saat açık kitabevi tartışılmıştı
ANKARA’nın köklü kitabevlerinden Dost’un sahibi Erdal Akalın da daha önce Ankara Hürriyet’e yaptığı açıklamada hayalinin "24 saat açık kitabevi" olduğunu açıklamıştı. Akalın, şunları söylemişti:
"Değişik ülkelerde birçok kitabevini inceleme fırsatım oldu. Ayrıca birçok yayıneviyle de iş ilişkilerimiz devam etmektedir. Tüketim önceliği, tiraj ve satış rakamları, içerik ve baskı, yerli üretim oranı, tanıtım olanakları gibi konularda maalesef henüz çok gerideyiz. Fakat 30. yılımızı doldurduğumuz bugünlerde ülkemizde de bazı olumlu gelişmelerin olduğunu da vurgulamak isterim. Geçen yıl Moskova ve Petersburg’ta 24 saat açık olan kitabevleri görmek benim için çok şaşırtıcıydı. Umarım bir gün bizde de olabilir."
Touluse’de La Depeche gazetesinin "Bisikletliler için yeşil şerit" başlığıyla duyurduğu habere göre, Roquelaine Sokağı sakinleri pazar sabahı koku ve gürültüyle uyandı. Eski yolun kaldırılıp yeni bir yol döşendiğini gören semt sakinleri, bu yolun yeşile boyanmasından da memnun olduklarını söylediler.
Belediye Başkanı Philippe Dufetelle "Toplam 23 kilometrelik yolla Toulouse baştan aşağı yeşil olacak" dedi. Dufetelle sözlerine "İlk isteğim, sadece sürücülerin değil bisikletlilerin de dikkatini belirli bir yere çekmek" diye devam ederek, bisikletlilerin de kendilerine ayrılan yoldan gitmelerini istedi.
Bisiklet Derneği Başkanı Florian Jutisz ise uygulamaya sıcak baktığını açıkladı. Zaman içinde bisiklet yolunu ve araba yolunu tamamen ayırmak gerektiğini söyleyen Juitsz "Bu proje bize söylendiğinde yağmur yağdığında boyanın ne olacağı konusunda endişeliydik. Henüz yolu test etmedim; ama bize garantisi verildi. Umarım bu uygulamayla araba parkları da azalır" dedi.
Gecekonduya karşı karavankondu geldi
ANKARA gibi büyük şehirler başta olmak üzere Türkiye uzun yıllar boyunca yasadışı yapılaşmalar nedeniyle çok büyük planlama ve sosyolojik sorunlarla karşı karşıya kaldı.
Cambridge’te son günlerde tartışılan karavanlara kalıcı yerlerin sağlanmasının, Türkçe’de karşılığını "gecekondu" kelimesiyle bulan kaçak yapılaşmaya karşı da önlem niteliği taşıdığı belirtiliyor.
KENT KONSEYİ KOLLARI SIVADI
Cambridge Kent Konseyi, karavanlara kalıcı yerler sağlamak için kolları sıvadı. Şehirde artık yeni kentleşme çalışmaları karavanlar dikkate alınarak yapılıyor.
Karavan sayılarının artmasıyla birlikte yasa dışı yerleşmelerin sayısı düşüyor. Hükümet 2009 yılı itibariyle karavanların en son sayısıyla ilgili planlama yapmayı düşünüyor.
Cambridge yöneticilerinden John Reynolds her yerleşkenin kurulmasıyla bir takım problemlerin çözülmesinin söz konusu olduğunu belirtti.
SORUNLAR ÇÖZÜME HAZIR
Konsey şu anda 180 kadar karavana yer gösterebilecek imkana sahip, çünkü bunlara yer gösterirken onların sağlık sorunlarına, ulaşım sorunlarına da çözüm bulunması gerektiği belirtiliyor.
İngiltere Doğu Bölgesel Konsey Başkanı Ian Nimmo-Smith, asıl sorunun yer göstermelerden sonra başlayacağını düşünüyor. İlk aşamada bölgede 120-180 karavan olması öngörülüyor. Bu aşamada bu adil bir karar olarak niteleniyor. Çünkü güney Cambridge’te 215 karavan bulunuyor.
İrlanda Seyahat Hareketi sözcüsü karavancılara sağlıklı, güvenli bir yer ayırmak ve toplumun içinde kabul görmelerini sağlamak gerektiğini vurguladı. Belirlenecek yerin bu açıdan çok önemli olduğunu vurgulayan sözcü, 1994 yılında karavancılara gösterilen yerler nedeniyle kıtlık veya sağlık sorunlarının yaşandığına işaret ediyor. Sözcü aynı sorunların yeniden yaşanmaması için önlemlerin en baştan alınması gerektiğini belirtiyor.
İngilizler 24 saat açık kütüphaneyi tartışıyor
İNGİLTERE’nin başkenti Londra’nın son günlerdeki gündemini, "Londra Ekonomi Okulu" (LSE) öğrencilerinin başlattığı "24 saat açık kütüphane" isteği oluşturuyor.
Londra’da yayın yapan yerel "The Beaver Gazetesi"nin araştırması, LSE öğrencilerinin 24 saat açık kütüphane isteğini kamuoyuna duyurdu. Araştırmaya katılan 350 öğrencinin yüzde 70’i, kentlerinde kütüphanelerin 24 saat açık olmasını istediler. Öğrenciler "The Beaver"a okullarının 24 saat açık kütüphane kavramının değerini anlamadığını da anlattılar.
Öğrenciler bunun yanısıra kütüphane kaynaklarının azlığından, çalışma yerlerinden ve bilgisayar imkanlarından da şikayetçi oldular.
LSE Başkanı Fadhil Bakeer Markar, gazetenin kampanyaya verdiği desteği "muhteşem" sözleriyle niteleyerek, "Kampanyamız öğrencilerin isteğini kazanmak ve kampüse olan ilgilerini artırmayı amaçlıyor" dedi. Kampanya üyesi Peter Berton, düşüncelerini şöyle açıkladı:
"Öğrenciler kütüphaneyi gece yarısı kullanmak zorunda kalıyorlar. Bazı öğrenciler gün boyu çalışmak zorundalar ve kütüphanenin gece açık olmasına gerçekten ihtiyaçları var. Bir kütüphanenin 24 saat açık olması güz ve bahar dönemleri için 74 bin 704 Sterline mal olabilir. Yüksek güvenlik önlemleri için ise 36 bin 360 sterlinlik bir harcamadan söz edebiliriz."
"The Beaver"ın haberine göre ismini vermek istemeyen bir master öğrencisi ise, dünyanın en pahalı okullarından birinde okuduğunu ve yıllık 12 bin Sterlin ödediğini belirterek, diğer üniversitelerde ücretsiz olan bir hizmete kendi okulunda para vermenin çok çirkin olacağını söyledi.
Bizde de 24 saat açık kitabevi tartışılmıştı
ANKARA’nın köklü kitabevlerinden Dost’un sahibi Erdal Akalın da daha önce Ankara Hürriyet’e yaptığı açıklamada hayalinin "24 saat açık kitabevi" olduğunu açıklamıştı. Akalın, şunları söylemişti:
"Değişik ülkelerde birçok kitabevini inceleme fırsatım oldu. Ayrıca birçok yayıneviyle de iş ilişkilerimiz devam etmektedir. Tüketim önceliği, tiraj ve satış rakamları, içerik ve baskı, yerli üretim oranı, tanıtım olanakları gibi konularda maalesef henüz çok gerideyiz. Fakat 30. yılımızı doldurduğumuz bugünlerde ülkemizde de bazı olumlu gelişmelerin olduğunu da vurgulamak isterim. Geçen yıl Moskova ve Petersburg’ta 24 saat açık olan kitabevleri görmek benim için çok şaşırtıcıydı. Umarım bir gün bizde de olabilir."