Güncelleme Tarihi:
ANKARA, (DHA) - BİRLEŞİK Taşımacılık Çalışanları Sendikası'nca (BTS), Elazığ Baskil'de bir yük treninin raydan çıkıp devrilmesi sonucu 2 makinistin yaşamını yitirmesine ilişkin "Demiryolu ulaşımı kamusal bir hizmettir ve özelleştirilemez. Demiryolları siyasi müdahalelerden uzak tutularak çağın gerektirdiği yatırımlar yapılarak hizmet verecek seviyeye getirilmelidir" denildi.
BTS Genel Başkanı Hasan Bektaş, Elazığ'ın Baskil İlçesi'nde, 930 ton demir cevheri taşıyan yük treninin 4 Ağustos günü raydan çıkıp devrilmesi sonucu 2 makinistin yaşamını yitirmesiyle ilgili yazılı bir açıklama yaptı. 'Ölüm üreten' diye tanımladığı sistem hakkında bilgi veren Bektaş, "Biraz geriye gidelim. Cumhuriyetin ilanından sonra büyük bir atılımlarla 1940'lı yıllara kadar önemli yeni hatlar yapılmış ancak 1945'li yıllardan sonra özellikle Amerikalı Hilts raporu ile ülkemizdeki ulaşım politikaları demiryolundan karayoluna doğru kaydırılarak demiryollarının gelişimi ve taşımacılıktaki payı giderek düşmüştür. Ardından 1980 li yıllarda demiryolu ulaşımı 'komünist yatırımdır' diyecek kadar ileri gidilmiştir. Daha hızlı gerileme ise 1995 ve sonraki yılındaki Booz-Allen &Hamilton ve Canac raporları 2013 yılında çıkartılan Türkiye'de Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleşmesi yasası ile olmuştur. İçerik itibarı ile bugüne kadar olan raporlar ve yasa ülkemiz ulaşım tercihinin karayoluna kaydırılması, demiryollarının ise bütün varlıkları ve personeli ile daha da küçültülmesini emrediyordu" dedi.
"GELİNEN NOKTA ÖZELLEŞTİRİLEN BİR KURUMUN YAŞADIĞI KAÇINILMAZ SONDUR"
BTS Genel Başkanı Bektaş, şöyle devam etti: "Temelinde dışa bağımlı ama var olan şekli ile de sadece ranta hizmet eden bir kurum yaratılmaya çalışılıyordu. Uygulama tam da devreye girmediği halde ilk felaketlerini 2003 yılında Mekece - Osmaneli arasında 41 kişi ile 2005 yılında da Tavşancıl'da 7 kişinin hayatını kaybettiği kazalarla yaşadı. 1856 yılında ülkemizde ilk kez sefere başlayan ve çeşitli ülkelerce işletilen demiryollarımız 1924 yıllındaki millileştirilerek tek elden TCDD tarafından işletilmeye başladıktan sonra en büyük darbeyi 2013 yılında çıkartılan 6461 sayılı Türkiye demiryollarının Serbestleşmesi Kanunu ile almıştır. Bu yasa ile ülkemizde demiryolu ulaştırmasındaki devlet tekeli ortadan kalkmış ve sözde rekabet ortamına açılmıştır. Böylece TCDD bünyesinden bir de TCDD Taşımacılık AŞ çıkmıştır. Daha henüz özel sektörün tren işletmeye başlamamasına rağmen çok ağır ve çok ciddi sorunlar yaratan bu ayrışma ilerde özel şirket taşımacılığının da devreye girmesi ile daha da artacaktır. TCDD yasasının çıkmaması için sendikamızın ülkenin dört bir köşesinden protesto yaparken o günlerde TV ekranlarında bu özelleştirme yasasını savunan siyasiler, sendika temsilcileri ve bürokratlar bu vebalin tek sahipleridir. Bugün gelinen nokta hiç de sürpriz değildir. Özelleştirilen bir kurumun yaşadığı kaçınılmaz sondur. 4 Ağustos'ta içimiz yandı, iki genç arkadaşımızı toprağa verdik. Bu sistem yeni ölümlere, yeni yıkımlara ve yeni felaketlere gebedir. Neden mi?
"MAKİNİSTLİK GÖREVİ AĞIRLAŞTIRILARAK HATA YAPMAYA ZORLANDI"
Demiryollarındaki çalışan personel sayısı yıllar içinde 67.00 den bugün 26.000 e düşmüştür. Bunun sonucu olarak onlarca unvan iptal edilerek bu görevler diğer unvandaki personele yüklenmiştir. Özellikle tren üzerinde çalışan Tren Şefi, Gardfren unvanlındaki personel kaldırılarak bu görevler makinistlere yüklenmiştir. Ayrıca bazı istasyonlarda bulunan Vagon Teknisyeni, Hareket Memuru unvanları da kaldırılarak bu görevler yine Makinistlere yüklenmiştir. Bunun sonucu zaten çok zor ve dikkat isteyen Makinistlik görevi oldukça ağırlaştırılarak hata yapmaya zorlanmıştır. Bu durum ile daha önce bir yük treninde en az dört personel bulunurken (2 Makinist, 1 Tren Şefi, 1 Gardfren) şimdi personel sayısı 2'ye düşürülmüştür. Yeniden yapılanma sonucunda kurumun ikiye ayrılması ile daha önce tek elden yönetilen/yapılan işler (manevra, tren teşkili ve bununla ilgili tamamlayıcı hizmetler) şimdi farklı şekillerde yapılmaktadır. Bu durum bir yandan personel yetersizliğine neden olurken diğer yandan atıl personelin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bu konuda sendikamız tarafından TCDD ve TCDD A.Ş. Genel Müdürlüğüne uyarıda bulunulmuştur.
"LİYAKAT DIŞI KRİTERLERE GÖRE DEĞERLENDİRİLMELERDE BULUNULMAKTA"
Yeniden yapılanma ile çok geniş ve iki ayrı uzmanlık alanına sahip olan Yol ve Tesisler dairelerinin birleştirilmesi de yakın zamanda ciddi sorunları beraberinde getirecektir. Sendikamız bu konudaki yapılan uygulamanın yanlışlığını rapor halinde TCDD ve TCDD A.Ş. Genel Müdürlüğüne iletmiştir. Daha önce memur statüsünde çalışan Makinist ve Tren Teşkil Memurlarının sadece ve sadece personeli bölme amaçlı olarak işçi statüsünde işe alınması ile aynı işi yapan farklı iki statüde çalışan yaratılmıştır. Bu durum makinistlik mesleğinin ve çok uzun zamandan beri oluşmuş makinistlik mesleğin dokusunu bozarak çok ciddi uyuşmazlığa neden olmuştur. Kurum içinde atama ve yer değiştirmelerde liyakatten uzaklaşılarak çok ciddi şekilde siyasi kadrolaşma yaşanmıştır. Bu durum halen de devam etmektedir. Mesleğini layıkı ile yapan ve her türlü yeterliliğe sahip personel mevcutken atamalarda liyakat dışı kriterlere göre değerlendirilmeler de bulunulmaktadır.
"DEMİRYOLLARI SİYASİ MÜDAHALELERDEN UZAK TUTULMALI"
Elim kazanın yaşandığı bölgede yukarıda da belirtildiği gibi manevra ve tren hazırlamada çalışan personel sayısında eksiklik bulunmaktadır. Tren hazırlamada çalışan personel ve makinistler farklı statüdelerdir. Treni temin eden lokomotifin sorunlu olduğu bilinmektedir. Bu sorun giderilip teknik bakımları yapılmış mıdır. İki gün önce yaşanan elim kaza sonucu iki personelimiz hayatını kaybetmiş ve milyonlarca liralık maddi hasar meydana gelmiştir. Bu sistem ve işletmecilik anlayışı devam ettiği sürece de bu gibi kazalar devam edeceği gibi ulaşım hizmetlerinin de ülkemize değil sermayedarların cebine para aktarmaktan başka bir şeye hizmet etmeyeceği kaçınılmazdır. Özelleştirme ile bu işe talip olan ancak daha işletmeciliğe bile başlamadan makinist arama ilanındaki ilk sorulardan birinin 'mesai yapar mısınız' şeklinde sorulmasının ne kadar vahim olduğu ortadadır. Bu durum güvenliğin şimdiden rafa kaldırıldığı ve kar yapma hırsının ne kadar öne çıktığının bir göstergesidir. Demiryolu ulaşımı kamusal bir hizmettir ve özelleştirilemez. Bu nedenle yasa iptal edilmelidir. Demiryolları siyasi müdahalelerden uzak tutularak çağın gerektirdiği yatırımlar yapılarak hizmet verecek seviyeye getirilmelidir"