Güncelleme Tarihi:
ANKARA Hürriyet’i ziyaret eden Vali Alaaddin Yüksel, belediye başkanlarından, iş çevrelerine; Ankara’nın vizyonundan, kentteki sorunlara kadar pek çok konuda açıklamalarda bulundu.
“Bu şehir Anadolu şehirleri gibi değil. Ben geldiğimde Ankara’da vasıta sayısı bir milyon civarındaydı, şimdi bir milyon dört yüz küsür bini geçti. Bu gelişme iki yıl içerisinde oldu. Ankara’da güvenliği daha iyi hale getirmek için bine yakın kamera yerleştirdik. İyi ki yaptık, cana ve mala karşı işlenen suçlarda yüzde 12’lik bir düşüş oldu.
Tüm birimler tek çatıda
Önümüzdeki günlerde ihalesini yapacağımız bir yenilik daha var. Türkiye’de ilk kez bir çağrı merkezi kuracağız. Bütün çağrı merkezlerini ‘112’ çatısı altında toplayacağız. Arayan en geç 20 saniye içinde operatöre bağlanacak. Ulus hareket noktasıyla vakaya beş buçuk dakikada müdahale edilecek. Mart ayında Ankara’yı asayiş sağlık gibi konularda tek çağrı merkezinde toplayacak sistemi hayata geçirmiş olacağız.
Hastane pansiyonları yaygınlaştırılmalı
İki yıldır başlattığımız halk günlerinde 9 binin üzerinde vatandaşımızla bir araya geldim. Haftada bir günümüzü bir arada geçiriyoruz. Elektrik faturasını ödeyemeyen oluyor, hastası olan oluyor. Baktık hastane bahçelerinde yatanlar var. Onkoloji Hastanesi’nin karşısına bir merkez açtık. Beş bin kanser hastası ve yakını vatandaşımız faydalanmış, faydalanmaya devam ediyor. Tertemiz odalarda, banyolarını yapıp tedavilerine gidebiliyorlar. Bunu Ankara’daki hastanelerin tamamına yaymak gerekiyor.
Bir kişi donarsa Valilik yapmam
Göreve gelir gelmez arkadaşlarıma, ‘Ben parklarda insanların donduğu bir Başkent istemiyorum. Bu şehirde bir kişi donarsa Valilik yapmam’ dedim ve bir çalışma başlattık. Hayatı sokaklarda geçen 194 kişi vardı. Bunların bazıları yazar, bazıları ressam. Çeşitli sebeplerle hayata küsmüşler. Bunların yanı sıra bine yakın insan da dönem dönem dışarıda hayatını sürdürüyordu. Bunların hepsini Ulus’ta barınmalarını sağlayacak bir otel kiraladık. Ve Ankara’da soğuk geçen kış aylarında kimseyi dondurmadık.
Ya ortak akılda buluşacağız ya da...
Ankara’nın gelişmesi için geldiğimizden beri söylediğim bir şey var. Ortak akılda buluşumalı. Ya oturup çelik kafesi ya da benzer şeyleri konuşmaya devam edeceğiz ya da yeni şeyler konuşacağız. Fuar merkezlerini ve kongre merkezlerini yakın zamana kadar hiç konuşmuyorduk. Bu şehre Milli Takım en son ne zaman geldi, buna bakın... Bu şehirde 20’ye yakın üniversite, altı teknopark var. Ama kimsenin kimseden haberi yok. Bunları konuşmayan, ileriye doğru bir bakış kazandıramayan insanların olduğu bir şehir de ne yapılabilir? 1 milyon 2 yüz bin hektar tarım arazisi var. 600 bin hektarı bomboş duruyor bu şehirde. Ama gidin bakın Tarım Müdürü arkadaşımın masasının üzerinde plastik çiçekler var. Herkes turizmden para kazanıyor. Biz Ankara’da neden kazanamıyoruz? Bunları düşünüp bir arada olup, ortak akılda buluşmalıyız.”
Başkan ‘Ben yaptım’ diyorsa ben ne yapayım
Yüksel, “Ankara’da turizmin gelişmesi için çaba gösteriyorsunuz. Ama bir taraftan en önemli tarihi turistik merkez olan Ankara Kalesi’nde kanalizasyon çalışması bitmiyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusunu ise belediye başkanlarına gönderme yaparak yanıtladı:
“Ben Veysel Tiryaki’ye (Altındağ Belediye Başkanı) 24 buçuk trilyon lira para verdim. Hamamönü’nde yaptığı bütün kamulaştırmaların paralarını verdim. Melih Gökçek’e kalenin içerisindeki kanalizasyonların yapılması, ana caddelerdeki evlerin ön yüzlerinin giydirilmesi, telefon kablolarının aşağıya alınması, kameraların takılması, güvenlik şartlarının sağlanmasında 10 trilyon lira para verdim. O kalenin içerisinde yapılacak her şeyin parasını verdim. Polatlı’ya kültür merkezi yapılması için Şereflikoçhisar’daki eski teknik lise binasına, Hasanoğlan’daki eski köy enstitüsü binasının onarılmasına da para verdim. Buna rağmen belediye başkanı kalkıp da ‘Ben yaptım’ diyorsa ben ne yapayım.”
Rektörlerin birbirinden haberi yok
Bir dönem çokça dillendirilen bilişim vadisinin gündemden düşmesiyle ilgili de değerlendirme yapan Yüksel, üniversite rektörlerine gönderme yaptı:
“Ankara’da altı teknopark var. Türkiye’deki 32 teknoparkın altısı burada. Haritaya koyduğunuzda Silikon Vadisi gibi, Ankara Bilişim Vadisi çıkıyor ortaya. Ama üniversite rektörlerinin birbirlerinden haberi yok ki. Ben de bunların arasında bir işbirliği protokolü yaptırdım. Kalkınma Ajansı’nda bir altyapı çalışması yaptık. Geçen ay Amerika’ya Silikon Vadisi’ne gidiyorduk. Büyükşehir Belediye Başkanı, oda başkanları ve üniversite rektörleriyle birlikte. Ama Sayın Cumhurbaşkanımız’ın rahatsızlığı olunca iptal ettik. Muhtemelen ekim ayı içerisinde Silikon Vadisi’ne gideceğiz ve döndüğümüzde Türkiye’de ilk defa Bilişim Vadisi’nin temelini atacağız. Bunları haritaya koyduğumuz zaman zaten bir vadi oluşuyor. Üniversitelerin atıl kalan arazileri var. Bunların önemli bölümleri yapılabilir. Yabancı sermaye çekilebilir. Çoğu genç bu işten para kazanır. Expo yarışına giren ülkeler, o ülkede üç şehri yarışa soktu. Saygı duyuyorum.”
Eğitime son bir yılda rekor bağış
Kamuoyunda 4+4+4 olarak bilinen yeni eğitim sisteminde en az sorunun yaşandığı kentlerin başında Ankara’nın geldiğini belirten Vali Yüksel şunları söyledi:
“Şunu abartmadan ifade ederim ki Ankara, sistemin Pazartesi günü uygulanmaya başlamasında en az problemle başlayan illerden bir tanesi. Herkes tatile giderken geçtiğimiz temmuz ayında dört toplantı yaptık. Ankara nüfusu hızla artan bir şehir. 2010 ve 2011 yıllarında adrese dayalı toplu kayıt sisteminde Ankara’ya gelip de ev kiralayanların sayısı 115 bin. Son bir yıl içerisinde ise bu rakam 198 bine çıkmış. Böyle bir tablonun ışığında 950 bin öğrenci 51 bin öğretmenle başladık. Ortalama 32 kişilik sınıflarda eğitim yılına başladık.
Son 10 yılda Ankara’da hayırseverlerin yaptığı katkı, 300 milyon TL’ye yakın. Benim bir yılda başlattığım destek kampanyasında geçen hafta itibariyle topladığım para 140 trilyon. Şimdi hesap şu, eğer bu 27 bin dersliğin iki eğitim yılının sonunda 30 bin dersliğe tamamlarsak, Ankara’nın her yerinde derslik başına düşen öğrenci sayısı 30 veya 29’a düşecek.”
Fotoğraflar: Oğuz DEMİR