Hande BAŞPINAR
Oluşturulma Tarihi: Ekim 18, 2008 00:00
Yarım asırdır mimarlık mesleğinin içinde olan Yurdanur Sepkin ile mimarlık eğitimi alan 10 öğrenci buluştu. Sepkin, mesleğiyle ilgili olarak öğrencilik dönemindeki hayallerinin büyük bir kısmını hayata geçirdiğini ifade ederken, öğrenciler de hayallerindeki yapıları anlattı.
HER yapının kendi döneminin özel örneği olduğunu ifade eden mimar Yurdanur Sepkin, ilk mimari planından bugüne Başkent’teki yapılaşmayı anlattı. Sepkin, mimarlık mesleğini seçen gençlere de tavsiyelerde bulundu ve şunları söyledi:
"Ankara’nın ilk imar planı 1928 tarihli. Herman Jansen tarafından hazırlanan bu plana göre, havaalanı Tandoğan Meydanı’ndadır. Jansen, Kızılay Çankaya aksını ise çok daha dar düşünmüştür.
Atatürk bu aksın daha geniş olması gerektiğini söylemiştir. Atatürk, kentin bir asır bile olmadan ne kadar büyüyeceğini düşlemiştir. Bu da, Atatürk’ün dehasıyla ilgili bir konu. 1950’lere kadar olan dönemde yeni bir başkentin yaratılması için bütün çaba, potansiyel ve kapitalin harcanması zorunluluğu doğmuş ve Türkiye’deki mimari aktiviteler de büyük ölçüde Ankara’da gerçekleşmiştir. Ankara Palas, Ziraat Bankası, İş Bankası ve Opera binalarının olduğu aks bugün hala titizlikle korunması gereken, hoş binalarla dolu bir bölge. Ulus’u Kızılay’a bağlayan bu bölge, Ankara’ya da tarihsel açıdan derinlik veren bir aks.
Hayalim gerçekleşti Şimdiki adıyla Mimar Sinan Üniversitesi’nden 1963 yılında mezun oldum. O günden bu yana hem proje bürosu yöneticisi olarak hem de eğitim hayatının içinde bulunarak çalıştım. Hala üniversitede çalışmaya devam ediyorum. Bu süreçte pek çok mesleki çaba içinde bulundum. Mezuniyet öncesi düşlediklerimi kendi adıma gerçekleştirebildiğimi rahatlıkla söyleyebilirim.
Öğrencilik dönemlerimde yarışmalara katılıp başarılı olmayı ve mesleğimde sivrilmeyi düşlüyordum. Daha mesleğe atıldığım ilk dönemlerde bunu başarabildim diye düşünüyorum. Arkadaşlarımla birlikte yarışmalarda 45 tane ödül kazandık. Jüri üyeliği yaptım. Pek çok eğitim kurumunda çalıştım. İlk öğrencilerim çoktan emekli oldu. Öğrencilerimle birlikte oda yönetiminde görev aldım. Bizim dönemimizde düşlediklerini gerçekleştirmek biraz daha kolaydı. Şu anda mimar sayısı 34 binlerde. Şimdikilerin işi bizden çok daha zor.
Sanata değer
Ankara’da binaların çok da istemediğimiz trendde olmasının pek çok nedeni var. İyi yapı yapabilmek için, isteyen ve yaptıran kişinin sanat değerini takdir edebilecek yapıda olması lazım. Çok ters yaklaşımlar da var. Binayı yapıyorsunuz, aradan 10 sene geçtikten sonra birisi gelip binayı değiştiriyor. Yapıları çok değiştirmeden kullanmamız doğru olur. Mimarlık yapacak gençlerin çok çalışması gerektiği zaten açık ama bugün çok çalışmak iyi noktalara ulaşmak için yeterli olmuyor. Geniş vizyona sahip olmak önemli. Yabancı dil bilmek zorunlu hale geldi. Dünyadaki yaklaşımları çok iyi bilmek ve öz değerlerini de özümsemek gerekiyor. Türk insanının aile yapısını bilmeden buna uygun konut yapabilmek kolay değil."
Özgün bir mimar olmak istiyorumSepkin, insanların gençlik dönemlerinden hatırladıkları şehrin, onlar için kentin en güzel dönemi olduğunu ifade ederken, ODTÜ Mimarlık bölümü öğrencileri de hayallerini anlattı. ODTÜ’lü 9 genç, mesleğe bakış açıları ve hayalleriyle ilgili olarak şunları söyledi:
n
Hazal Gürbüz: Özgün bir mimar olmak ve kendi tarzımı ortaya koymak istiyorum. Şu an mimarlık eğitiminin mantığını yakalamaya çalışıyorum. Halkın çoğunluğunun erişebileceği, kullanabileceği binalar yapmak istiyorum. Hastane, okul, kütüphane yapmak bana çok farklı geliyor. Bir bina yapıyorsunuz ve o bina bir kişiye ait oluyor. Hastane ya da benzeri bir bina yaptığınızda ise herkes kullanabiliyor. Sanatın temeli bu mu? Bunu da eğitim sürecimde anlamaya çalışıyorum.
n
Gizem Bayar: Mimarlık eğitimine yeni başladım. Otel ya da iş hanı olarak kullanılabilecek, görkemli binalar ile küçük dağ evleri yapmak istiyorum. Çok büyük yapıların inşaatında çalışmak isterim. Mesela en uzun köprünün inşaatında çalışmak beni çok mutlu eder.
Emin Kaya Albayrak: Çevre dostu binalar yapmak istiyorum. Herkes çevre sorunlarından şikayetçi ama kimse bir şey yapmıyor. Ben çevre için bir şeyler yapmak istiyorum. Hayalim, dış kaplamasıyla doğaya mümkün olduğunca az zarar veren, yağmur suyunu biriktirip kullanan binalar tasarlamak. Yaptığım binaların çevreci olması benim için çok önemli.
n
Anıl Sakaryalı: Klasik binalar değil, akılda kalıcı binalar tasarlamak istiyorum.
n
Erkut Sancar: Takım halinde değil, tek başına çalışmayı seviyorum fakat mimarlık biraz da takım halinde yapılan bir iş. Türkiye’de mimarlık sektöründe insanlar istediğini çok fazla elde edemiyor. Bu şekilde de sektör gelişemiyor. Hayalim büyük binalar, iş merkezleri ve limanlar yapmak. Çok kullanışlı küçük evler tasarlamak da hoşuma gider.
n
Deniz Arıkan: Anlaşabildiğim insanlarla İstanbul’da takım olarak çalışmak istiyorum. Mimarlık okumaya başladığımdan beri görsel bozuklukları farketmeye başladım. Tasarımlar artık daha çok dikkatimi çekiyor. Bu yüzden çevreye yönelik çalışmalar yapmak istiyorum. Tiyatro ve
sinema salonları yapmak, ortak kullanım alanları tasarlamak isterim.
n
Başak Çevik: Mimarlık diğer pek çok meslekten farklı bir meslek. İnsana farklı bir bakış açısı katıyor. Alışveriş merkezleri gibi içinde pek çok şeyi barındıran bina tasarımlarının, bizlere deneyim kazandırması açısından önemli olduğunu düşünüyorum. Bu sebeple böyle bir çalışmaya dahil olmak isterim. Bunun yanında, ODTÜ Dans Kulübü üyesi olarak, ODTÜ’ye bir dans kulübü binası yapma hayalim var.
n
Cana Dai: Aldığımız eğitim ve çalışma ortamımız çok hoşuma gidiyor. Akdeniz ve Ege’de ıssız yerlere karakteristik ve sanatsal evler yapmak istiyorum. Hayalim, daha çok barınma amaçlı binalar yapmak. Yaptığım binaların kendini belli etmesi benim için önemli. Mimarlık, kitaba bakarak yapılacak bir meslek değil. Yaratıcılığınız ve yapacaklarınız çok önemli. Bu yüzden de farklı bir meslek.
n
Egemen Kızılcan: Mimarlık zor, bir o kadar da keyifli bir meslek. Özel binalar yapmak istiyorum. Sinema tasarımları bana ilginç geliyor. Mimarlık dışardan bakıldığında angaryası bol bir iş gibi görünse de, o angaryanın bile bir keyfi var. Tasarım aşaması benim için çok daha keyifli."