Güncelleme Tarihi:
Londra Üniversitesi’nde doktora yapan Onur Yüce, ‘Bacha Posh’un çalışmaları için Ankara’ya geldi. Türkiye’nin ilk hip hop müzikali olma özelliği taşıyan eserin çalışmaları CerModern’de devam ediyor. Eseri yazan, şarkıları besteleyen ve aynı zamanda yönetmen koltuğunda oturan Yüce, eserin eylül ayında prömiyer yapacağını söyledi. Yüce, eserle ilgili soruları şu şekilde yanıtladı:
Türkiye’de ilk kez yapılacak olan bir işin altına giriyorsunuz? Caz kökenli bir müzisyen olarak hip hop müzikali yapma fikri nasıl ortaya çıktı?
Hip hop müzikalinin, hip hop tiyatronun dünyada da çok örneği yok. Türkiye’de ise ilkiz, öncüyüz. Zaten müzikaller alanında çalışan C1-69’un iddiası bu; biz bu işte bir sonraki adımız. Kulağıma geliyor, bazı tiyatrocu abilerimiz rap müzikali yapmak istiyorlar. Gerçek hip hop sokakta kazanılır. Müzikal işinin ustası olan benim ve gerçek hip hop sanatçılarının yaptığı ‘Bacha Posh’u izleyince aradaki farkı herkes anlayacaktır.
TAKLİT İŞLERİN RAF ÖMRÜ KISA
Türkiye’de müzikal alanında çeşitlilik ve verimlilik maalesef zayıf. Her alanda olduğu gibi yabancılardan devşirme, taklit, bin kere yapılmış işler revaçta ya da meşhur müzisyenlerin şarkılarını, albümlerini birleştirip altına yalandan bir öykü ekleyip bilet satma odaklı işler yapıp adına müzikal diyorlar. Başrole bir de ünlü, güzel, yakışıklı oyuncu koydun mu, hemen İstanbul’da büyük sahnelerde yerini alıyor. Ama bu işlerin raf ömrü kısa çünkü içerikleri boş. Piyasada hem metni hem de müziği tek başına yazabilecek kaç kişi var? Burada öyküler de müzik de benim elimden çıkıyor, yani metin de müzik de eşit.
Bir hip hop müzikali yapabilmek için hem hip hop’a hem de edebiyata yakın olmak lazım. Hip hop müziğinin çıkış noktası da tartışmasız caz müziği. Bu çağın sesi olan hip hop’la beraber caz ve edebiyatın birleştiği yerde ben varım. Bu benim tiyatro müziğinde 10. yılım ve ‘Bacha Posh- Hip Hop Müzikali’ benim ustalık işim. Kompleks yapıda bir tiyatro metnini sahneye, izleyiciye en iyi rap müzik ile taşıyacağımı biliyordum. Yazdığım bu öykünün şiddetini en iyi hip hop anlatıyor.
BU İŞİN RUHU HİP HOP
Tiyatro tecrübesi olmayan bir oyuncu ekibi ile sahneye çıkacaksınız. Nasıl bir çalışma süreci geçiriyorsunuz?
Tiyatrocularla, tiyatro tecrübesi olan kişilerle çalışmayı denedim, olmadı. Bu işin ruhu hip hop. Gerçekten müzikle yatıp kalkmayan, ‘beat’leri duyunca harekete geçmeyen kimseyle olmaz. Bu sebeple gerçek hip hop sanatçıları var ekipte. Onlar okuyunca hayata geldi sayfadaki kelimeler, Niaz, Aaina ve Fettah nefes alıp vermeye başladı. Rock müzikali yaptığımızda sahnede gerçek rock efsaneleri vardı, ödüllü ve unutulmaz bir iş yaptık. Hip hop yaparken de aynı kafa; doğru insanı seçersen, ruhu anlatmana gerek kalmaz.
KADIN OLMAK HİÇ OLMAKLA EŞ DEĞER
Daha önceki işlerinizde ötekileştirme, mahalle baskısı, toplumsal cinsiyet eşitsizliği gibi konulara değindiniz. Bu müzikalde hangi toplumsal sorunu merkeze aldınız?
Benim konum kimlikler ve bireyin kendini var etme çabası. Ele aldığım coğrafya Orta Doğu. ‘Kırmızı Lamba-Bir Drag Queen Müzikali’nde erkek cinsiyetine sahip bir bireyin kadın kimliği ile var olmaya başladığı anda toplumumuzda yaşadıklarını konu almıştım. ‘Bacha Posh’ müzikalinde ise bambaşka bir toplumsal fenomeni konu alıyoruz: Sadece kız çocuğuna sahip kalabalık ailelerde, ebeveynler, kızlarından birini ele güne karşı rezil olmamak adına erkek gibi giydiriyor ve evlenecekleri güne kadar onlardan bir erkek çocuk gibi davranmasını bekliyorlar. Erkek taklidi yapan bu kızlar gerekince işe gidiyor, alışveriş yapıyor, kısacası aileye katkıda bulunuyor. Çünkü kız olarak evden çıkmaları, perdeyi açmaları bile yasak! Kadın olmanın hiç olmakla eş değer olduğu topraklarda, erkek gibi davranmaya çalışan küçük kızlar, bilinmeze doğru böylece adım adım ilerliyorlar. Öykünün başrolü Aaina, bu Bacha Posh’lardan biri.
REKABET BU İŞİN BİR PARÇASI
Hip hop dünyasında büyük bir rekabet söz konusu. Bu eserle sizin de rekabetin bir parçası olma gibi bir endişeniz var mı?
Hip hop veya cazın özünde şu vardır: “Ben buradayım, yaşıyorum, fikrim bu, sesim bu!” Bunu diyorsan da elbet bir meydan okuma olacak. Toplumlara, zamana, çağa, kurallara, törelere, hak edene, hak yiyene meydan okuyoruz. Eğer söyleyeceğini en iyi, en özgün, en güçlü şekilde söylemiyorsan hip hop yaptığını iddia edemezsin. Biz hip hop yapıyoruz. Rekabetin bir parçası değiliz, ama rekabet işimizin bir parçası, perde açıldığında kaçış yok!