Fazilet ÖZER/AA
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 14, 2007 00:00
Kızını okutmak için Ankara’ya taşınan hafız babanın kızı (Adalet Ağaoğlu) yazar oldu, oğlu ise babasının kurduğu mağazayı geliştirerek, Ankara ticaretinin önemli markaları arasına kattı. Ayhan mağazasının sahibi Ayhan Sümer, "İnsanların yaşadığı ülkeye, yaşadığı şehirlere birtakım borçları vardır. İnsana ve eğitime yatırım yapılması gerektiğine inanıyorum " dedi.
KIZINI okutmak için Ankara’ya taşınan hafız babanın kızı yazar oldu, oğlu ise babasının kurduğu mağazayı geliştirerek "Ayhan Mağazası" adıyla Ankara ticaretinin önemli markaları arasına kattı. Bir Ankara markası olan 1920’de kurulan 1969’dan bu güne Ayhan Mağazası adıyla hizmet veren mağazanın sahibi Ayhan Sümer mağazanın kuruluşunu anlattı. Ayhan Sümer’in verdiği bilgiye göre baba Mustafa Sümer, 1920 yılında Nallıhan’da üretilen ürünleri at arabası ve öküz arabasıyla Sarıköy istasyonuna götürüp İstanbul piyasasına gönderen, İstanbul’dan ilçenin ihtiyacı olan kalaydan kınaya, karabiberden kumaşa kadar getirip mağazasında satan bir müteşebbis.
NALLIHAN’DAN ANKARA’YA O dönemde Nallıhan’da sadece ilkokul bulunduğu için kızlarının okumayı sürdürmesi amacıyla aile Ankara’ya göç etti. Cuma namazlarını kıldıran bir hafız olan babanın 1938 yılında okutmak için Ankara’ya taşındığı küçük kız Adalet Ağaoğlu. Ayhan Sümer, bu durumu, "Babam kızını okutmak için Ankara’ya taşınmasaydı Adalet Ağaoğlu olmayacaktı" diye anlatıyor. Mustafa Sümer, Ankara’ya taşınmalarına rağmen, 1941 yılına kadar Nallıhan’a gidip gelerek, işini sürdürdü. 1941’de Ankara’nın yerlisi olan Fevzi Çadırcı’dan Samanpazarı’na yakın bir yerdeki tuhafiye mağazasını vakıflardan 46 liraya kiraladı ve devraldı. Mağaza 1953 yılına kadar "Sümerler" adıyla orada faaliyet gösterdi. Ayhan Sümer, 1951’de Gazi lisesi’nden mezun oldu, 1952’de babasıyla konuşarak 22-23 yaşlarında işin başına geçti. Mağazanın o günkü durumuyla yetinmeyen Ayhan Sümer, bir dekoratörle çalışarak mağazayı hazırladı, değişik vitrinler yaptı. Ayhan Mağazası’ndaki değişimler sonrasında dönemin lüks semtleri olan Yenişehir ve Kavaklıdere’den de müşteriler mağazaya gelmeye başladı.
HİÇ JEAN KUMAŞ SATMADIK Daha sonra, büyük konfeksiyon kuruluşlarına toptan kumaş satan Hanteks A.Ş’yi kurduğunu, bu firmanın İstanbul ve Ankara’da faaliyet halinde olduğunu anlatan Ayhan Sümer, "Onun da kuruluşu 21 sene öncesine dayanıyor" dedi. Ayhan Mağazası’nı büyütmek istemediklerini belirten Sümer, şöyle konuştu: "Bizim için devamlılık ve sağlıklı büyümek önemli. Büyüdükçe dizginler biraz elden kaçıyor, büyümüş görünüyorsunuz ama sonunda büyük iflaslar olabiliyor. Oğlum olmasaydı Hanteks’i de kurmazdım. Benim şahsi kanaatim işin başında ya kendiniz ya da çok güvendiğiniz biri varsa iş büyüteceksiniz." Sezonun moda ürünlerini Hanteks olarak yurt dışı fuarlara katılıp takip ettiklerini anlatan Sümer, "Ayhan Mağazası ithalatı Hanteks kanalıyla yapılıyor. Bizim seçtiklerimiz sadece Ayhan Mağazası’na geliyor. Kumaşları ithal ederek ve fabrikalarda özel üretim yaptırarak temin ediyoruz. Mağazamızda hiç jean kumaş satmadık. Bizim müşterimiz 25-30 yaş üzeri" diye konuştu. Ticari görüşlerine ilişkin bir soru üzerine ise Ayhan Sümer, "Ticari görüşümüzde banka ve krediyle iş yapmak yok. Böylece ihtilalden, krediden, krizden etkilenmedik. Hep öz kaynaklarımızla çalıştık. Doların inmesi-çıkması, krizler, hep kendi imkanlarımızla iş yaptığımız için bizi etkilemedi" dedi. Cirosuna ilişkin soru üzerine Ayhan Sümer, "Kuruluşumuzdan bu yana hiçbir zaman bir sene evvelden bir sene sonraya gerilemedik. Ciromuzu hep bir miktar artırdık. Ankara’da vergi rekortmenleri sıralamasında her yıl ilk 100’ün içinde oluruz. Bu sıralamada 1997’de 15., 1998’de 24. olduk. Müessesemize faturasız mal girmez" diye konuştu.
32 yıldır çalan piyano
1969’da Ayhan Mağazası Kızılay’da halen bulunduğu yerine taşındı. Çalışmalardan sonra açılan mağaza büyük ilgiyle karşılandı. Mağazaya piyano konuldu, yazın kış kışın yaz defileleri yapıldı. Ayhan Sümer, o döneme ait şunları anlattı: "O sıralarda öğle paydosu zorunluluğu vardı. Dükkanlar 12.30-13.30 saatleri arasında kapatılırdı. Mağazayı öğle paydosundan sonra açarken kapının önünde 50-60 müşteri beklerdi. Kuvvetli bir orta tabaka vardı. şimdi uçlar biraz açıldı. O dönem akşam fişlerimiz büyük kalemlere ulaşırdı. Çünkü herkes bir şeyler alabiliyordu. Şimdi fişlerimiz düştü, ama 30-40 müşterinin yapacağı alışverişi bir kişi yapıyor. Ayhan Mağazası olarak 3. kuşağın gelinliğini ve damatlığını veriyoruz. Anafartalar Caddesi’nde satış yaptığım anne babaların çocuklarına satış yaptık, şimdi onların çocuklarına satış yapıyoruz." Bu arada, mağazadaki piyano halen 14.00-16.00 saatleri arasında çalınıyor.
Fiş kesen
Genel Müdür
AYHAN Mağazası olarak parlamenterlere, cumhurbaşkanı eşlerine, Ankara’nın üst protokolüne de hizmet verdiklerini ifade eden Ayhan Sümer, bir anısını da anlattı: "Bir dönem alınan her mal için fatura kesme zorunluluğu getirildi. Şimdiki gibi yazar kasa yok. Faturayı elle yazıyoruz. Mağazada bir yoğunluk oluştu. Bu sırada mağazada bulunan arkadaşım, dönemin Emlak Bankası Genel Müdürü Cemal Kulu (ben de yardım edeyim) dedi. İkimiz faturaları yazmaya başladık. Sıra Emlak Bankası’nda çalışan bir hanıma geldi. Karşısında Genel Müdürü görünce şaşırdı. Bunun üzerine Cemal Kulu, (Kızım ne yapalım, maaş yetişmiyor. Cumartesi günleri Ayhan Bey’in yanında fatura kesiyorum) dedi.
Ülkemize borcumuz var
Nallıhan Vakfı’nın ve Ankaralılar Vakfı’nın Başkanlığını da yürüten Sümer, bu konuda şunları söyledi: "Nallıhan Vakfı olarak 930 öğrenciye burs verdik. Her yıl 60-70 öğrenciye burs veriyoruz. Ankaralılar Vakfı olarak Ankara’nın geleneklerini göreneklerini, kültürünü yaşatmaya çalışıyoruz. Nallıhan’da babamın adına bir kız yurdu yaptırdım. Eğitime yönelik çalışmalarımız devam ediyor. Ankara’da Ayhan Sümer adıyla 18 derslikli lise, eşim Serpil Sümer’in adıyla anaokulu yaptırıyoruz. Yeni eğitim öğretim döneminde açılacak. İnsanların yaşadığı ülkeye, yaşadığı şehirlere birtakım borçları vardır. Bunları ödemesi gerekir. İnsana ve eğitime yatırım yapılması gerektiğine inanıyorum."