Güncelleme Tarihi:
Sanat yönetmenliğini, senaryosunu ve yönetmenliğini Ulaş Temur’un üslendiği filmin gösterimine, film ekibi de katılacak. Temur, SinemaKavram’ı, festivali ve filmini şöyle anlattı:
* SinemaKavram bir sinema kolektifi midir?
Aslında kuralları pek de konmamış ama sinemaya bakışı benzer insanların kendilerine buldukları bir ad. Birçok fikir, film, yapımı kolaylıkla üretebiliriz diye düşündüğümüz, sinemayı büyük prodüksiyon gücüne eşitlemeyen ve sinemaya disiplinlerarası bir sanat olarak bakan bir ekibiz. SinemaKavram Ankaralı oyuncularla kurduğu ilişkiler güçlü olan bir oluşum. Böylelikle kurmaca olarak 30’a yakın kısa, 5 orta ve şimdi de 1 uzun metraj film üretildi. Ayrıca 1 belgesel film de tamamlandı.
BAŞKENT SİNEMA İÇİN ÇOK UYGUN
* “Emeklemekten yürümeye geçen bir bebek” olarak tanımladığınız üretim sürecinizin içerisinde Sarmaşıklar’ın konumu nedir?
Sarmaşıklar’ı birçok senaryo arasından ilk film olarak seçtik. Sermaye yoğun değil, emek yoğun bir filmdir. Senaryo ve anlatıyı etkileyecek her şeye fikir aşamasından itibaren birlikte bakmaya çalıştığımız bir film.
Ankara, akademik yönü güçlü, oyuncusu iyi, şairi ve yazarı bol, öğrencisi yetenekli ve yani entelektüel iklimi sinema için çok uygun bir kent. Sarmaşıklar, tam da bu iklimin filmidir.
* Kültür sanat ürünlerinde yansıtılan Ankara ve Ankaralı imgesinin geçirdiği bir değişim var. Bu değişim yeni bir klişe üretiyor mu ve böylesi bir yönelime karşı en doğru ses yine Ankara’nın kendisinden mi çıkmalı?
Geçmişte ve bugün herhangi bir film Ankara’da çekilse dahi, sonuçta finansmanı ve oyuncusu dışarıdan geliyor ve İstanbul merkezli ana akım TV’ler, dağıtımcılar tarafından ele alınıyor. Böyle bir durum Ankara açısından klişe üretmeye yatkınlık demek. Bu anlamda Orta Anadolu şivesi üzerinden klişe üretmeye dönük bir şey var.
Mesele, Ankara’nın gerçekten bağımsız sinema dinamiklerinin olup olmadığıdır. Bu nedenle, bağımsız sinemacılar açısından, Ankara kendi olanakları içinde değerlendirilmeli ve dezavantaj gibi görünen şeyler bir avantaj olarak ele alınabilmeli. Bu; ekip ve ekipman anlamında ortaklaşma, oyuncu seçme, prova yapma, mekan bulma, zaman yaratma gibi durumlar için kolaylıklar anlamına geliyor. Dolayısıyla bu ruhla çekilecek filmler bir Ankara meselesini daha rahat ortaya koyacak ve zamanla geliştirecektir.
SEZGİ VE BAKIŞ GÜCÜ SAĞLIYOR
* Sinema yolculuğunuzda festivallerin ve özel olarak AUFF’un yeri nedir?
Bundan sonra yolculuğumuz festivaller üzerinden gerçekleşecek. Daha geniş bir izleyiciye ulaşma stratejimiz bu. AUFF’yi, bu anlamda önemli bir buluşma mecrası olarak görüyorum. AUFF, Ankaralı seyirciyi, oyuncuyu, sanatçıyı, öğrenciyi buluşturma imkanı açısından önemli.
Ayrıca, AUFF’nin yıllardır Ankara’da seçki ve tema sunması, belli filmleri ve sanatçıları Ankara’ya getirmesi, önemli atölyeler düzenlemesi ve yani uluslararası çapta bir organizasyonu itibarlı bir şekilde sürdürmesi, bize de bu noktada güven veren bir şey. Sonuçta bu faaliyetler bir anlamda rehber niteliğinde; sinemayı değerlendirmeniz, izlemeniz ve okumanız açısından da bir sezgi ve bakış gücü sağlıyor.