Güncelleme Tarihi:
"TÜRKİYE ARTIK ŞER ODAKLARININ AYRIŞTIRABİLECEĞİ BİR ÜLKE DEĞİLDİR"
Ak Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, Ak Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuştu. Binali Yıldırım, "Mühendislik açısından en zor projesini yaptık, 2 kıtayı denizin 106 metre altından bir tünelle birleştirdik. Bu proje daha bitmeden kendi alanında 5 tane uluslararası ödül kazandı. Dünyada yaprak kıpırdamazken, Türkiye bir yıl içerisinde ardı ardına 2 köprü ve 1 tüneli hizmete aldı. Ecdadımız Fatih Sultan Mehmet gemileri karadan yürüttü, onun torunları Recep Tayyip Erdoğan ve arkadaşları da trenleri ve arabaları da denizin altından geçirerek onların yolundan devam ediyor. Biz ecdadımızla gurur duyuyoruz, geçmişimizle gurur duyuyoruz. Ekonomide, siyasette, hukukta, eğitimde, altyapıda, sağlıkta, hayatın bütün alanlarında vatandaşlarımızın hayat kalitesini yükseltmek bizim şiarımız oldu, birçok hizmet devreye aldık. Bu başarıda şüphesiz gönül gönüle yürüttüğümüz her bir arkadaşımızın emeği var. Bugüne kadar her bir vatandaşımızın derdiniz kendi derdimiz olarak gördük, bundan sonra da farklı olmayacak. Amacımız birlik ruhunu temsil etmek. Bu muhabbeti kimse bozamaz, birliğimize zarar veremez. Türkiye artık karanlık tezgahlar kurarak teslim alınacak ülke değildir. Türkiye artık şer odaklarının ayrıştırabileceği bir ülke değildir. Biz kendimiz için değil, ülkemiz, milletimiz için yollara çıktık" dedi.
"BU SORUNU DA ÇÖZMEK BU KADROLARA NASİP OLACAK"
Binali Yıldırım, "Bir anayasa meselesi var. Bu anayasa konusu son 50 yıldır Türkiye siyasetini meşgul eden bir konudur. 1980 darbesinden kalma bir vesayet anayasasından kalma, Türkiye'nin bugünkü ihtiyaçlarını karşılamak mümkün olmuyor. Bu anayasanın değişmesi konusunda görüş ayrılığı yok. Bütün partiler 2002'den bu yana yeni bir anayasa vaadi hep oldu. Öncelikli olarak iktidara geldiklerinde darbe anayasasını değiştirecek ve Türkiye'nin ihtiyacı olan bir anayasa yapacaklarının sözünü verdiler. Bugüne kadar derli toplu anlamlı bir değişikliği gerçekleştirilemedi. 2007'de 367 icadı ve bunun üzerine Cumhurbaşkanı'nı Meclis'in seçememesi ve partimizin çözüm millette diye anayasada değişiklik yaparak Cumhurbaşkanı'nın millet tarafından seçilmesini sağlayan değişikliği yaptı. Daha sonra yargı darbesi oluşturmaya çalışanların bu hamlesine karşı önemli düzenlemeler öngören değişikliği de AK Parti iktidarında gerçekleştirdik. Son yılların en fazla tartışılan konusu, Türkiye'de hükümet yönetim sisteminin kalıcı istikrarı sağlamadığı, bu nedenle yönetimde, yönetim sistemini de içeren değişikliğin gerçekleşmesi tüm yönlerince tartışılıyor. Halkın tamamı artık bu konunun gündemden kalmasını bekliyor. Siyaset sorun üretme değil, siyaset sorun çözme yeridir. AK Parti sorunları torunlara bırakmadan çöze çöze bugünlere gelen partinin adıdır. Bu sorunu da çözmek bu kadrolara nasip olacak"
"AK PARTİ ÜZERİNE HESAP YAPANLAR SONUNA KENDİLERİ MOSMOR OLUR"
15 Temmuz darbe girişiminden sonra parti genel başkanları olarak bir araya geldiklerini hatırlatan Binali Yıldırım, "Anayasa meselesini konuştuk. Aldığımız karar AK Parti, CHP, MHP olarak anayasa değişikliği konusunda bir çalışma yapmak. Bu çalışma neticesinde 7 maddede mutabakat tamamen sağlandı ama bu 7 madde bizim murat ettiğimiz, işin esasına yönelik değişiklikler içermiyordu. Tam bu görüşmeler sonuna varmışken, MHP Genel Başkanı Bahçeli bir çıkış yaptı. Dedi ki, 'bu mevcut sistem devam etmemeli.' Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçilmesiyle ortaya çıkan durum anayasayla uyumlu hale getirilmelidir. Her ne kadar biz parlamenter sistemi tercih ediyor isek de, bu sorunu çözmek için partiler üstü bir anlayışla bu konuyu müzakere etmeye ve bir çözüm üretmeye hazırız. Bunun üzerine 3'lü devam eden müzakereleri 2 parti olarak sürdürdük. Bahçeli ile ilk görüşmemiz 10 Kasım'dır. İşin çerçevesini çizdik, prensipleri belirledik, 10 Aralık'ta da teklifimizi Meclis'e verdik. İş Meclis'te, bizden çıktı. Biz 316 imzayla teklifimizi verdik. AK Parti üzerine hesap yapanlar sonuna kendileri mosmor olur. AK Parti 14 yıldır her krizde, her zor anda ülkenin sorunlarını çözen, düğümleri çözen ve ülkenin geleceğinin aydınlık yarınlarını hazır eden partidir."
"CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİ"
Binali Yıldırım, "Hükümet sistemi değişiyor. Cumhurbaşkanı var, Cumhurbaşkanı'nın bakanlar kurulu, kabinesi var, bir de Meclis var. Aynı günde yapılan bir seçim var, belediye başkanlığı seçimi gibi. Bu getirilen sistemde bunun aynısı. Cumhurbaşkanı'nın seçiyorsunuz ve Meclis üyelerini de aynı anda seçiyorsunuz. Dolayısıyla bir günde seçimi tamamlıyorsunuz. Cumhurbaşkanı yüzde 50'nin altında kalırsa iki hafta sonra yeniden seçim yapmak ihtiyacı olabilir. Sayın Kılıçdaroğlu bir türlü anlamak istemiyor, Kemal Bey, Türkiye'nin rejimi belli, Cumhuriyet. 1923'te bedel ödedik, İstiklal Harbi'ni kazandık, rejimi değiştirdik, adını Cumhuriyet koyduk. Bu tarihte kaldı, o mesele 1923'te bitti. Şimdi artık yönetim ihtiyaçlarımızı karşılayacak, istikrarı esas alan hükümet sisteminden bahsediyoruz. Bizimki Cumhurbaşkanlığı sistemi, sistemin adı Cumhurbaşkanlığı sistemidir, nokta. İki irade birbirine karşı bir nüfuzu yok, üstünlüğü yok. Vatandaş diyor ki, sen memleketin işini yapacaksın. Meclis'e de diyor ki, sen de Cumhurbaşkanı'nın ihtiyacı olan kanunları çıkar, memleketin huzuru, güvenliği için, demokrasimizin gelişmesi için gerekli kanunları çıkar. Yetmez Cumhurbaşkanı ve ekibini de takip et, Verilen yetkileri doğru kullanıyor mu, bütçeyi yerli yerinde harcıyor mu... Olay bu. Birisi Meclis, birisi Cumhurbaşkanı Diyelim ki anlaşamadılar, bir kriz olursa, o krizi yaşamak mecburiyetinde değil Türkiye. Cumhurbaşkanı'na seçime gitme yetkisi veriyor. Otomatik olarak Meclis de gidiyor. Meclis'e seçim kararı alma yetkisi veriyor. Dolayısıyla ikisi birbiriyle anlaşacak. Cumhurbaşkanı yürütmeyle ilgili, icraatlarıyla ilgili her türlü kararı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'yle alıyor. Bunların istisnası var. Kişi hak ve hürriyetleriyle düzenlenemez, anayasada kanunla düzenlenmesi öngörülen alanlarda kararname düzenleyemiyor. Kanunla kararname arasında uyumsuzluk varsa kanun esas alınıyor. Burada da yasama yetkisini ön plana alan bir mantıkla hazırlanmış. Bu kararname ile eyaletler, federasyonlar kurabilir. Anayasa'nın başında yazıyor, üniter devlet yapısı var, toprak bütünlüğü bağımsız, demokratik, laik sistemden bahsediyoruz. Bunlar varken nasıl böyle bir şey icat ediyorlar... 367 gibi bir şey. Türkiye ülkesiyle, milletiyle bir bütündür, toprak bütünlüğünü bozacak yapılanmaya izin verilemez. Biz bu mücadeleyi niye yapıyoruz, niye şehit kanlarımızı döküyoruz? Ülkemizin birliği, bütünlüğü için yapıyoruz" dedi.