Güncelleme Tarihi:
Meyve suyu sektörü için yeterli hammadde bulamadıklarına dikkat çeken Akman Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ali Akman, “Türkiye’de meyvecilik ölmeye başladı” dedi.
Sanayi tipi meyve üretiminin yok denecek kadar az olduğunu belirten Akman, holding bünyesindeki Ersu Meyve Suları’nın çalışmalarını ve meyve suyu sektörünün durumunu Ankara Hürriyet’e anlattı. Akman şunları söyledi:
“Diğer ülkeler meyve üretimini teşvik ediyor. Biz yeterince hammadde bulamıyoruz. Bu, bilinçsiz tarım politikaları nedeniyle yanlış meyve üretiminden kaynaklanıyor. Türkiye’de kurulu kapasitenin sadece yüzde 30’u kadar hammadde var. Yuvarlak portakala ihtiyacımız var. Çiftçi yafa tipi portakal üretmiş. Bunun yerine valencia tipi portakal üretse, iki misli fiyatla onu alacağız. Domateste de aynı durum var. Bize salçalık domates gerekiyor. Yemelik domates çok fazla ekiliyor. Yemelik domates yollara dökülürken, salçalık domates bulamıyoruz. Manava gittiğinizde bir kasa Türk elması var, geri kalanının tümü ithal elma. Bu da, politikanın ne kadar kötü olduğunu açıklıyor.
Türkiye’de kişi başına yıllık meyve suyu tüketimi 2002’de iki litreydi. Bugün ise 5 litre civarında. Bu rakam Almanya’da 46, Amerika’da 49, Yunanistan’da 27 litre.
Türkiye’de meyve suyu üzerine çalışan 116 markayız. Bu kadar çok markanın, kişi başı 5 litre meyve suyu tüketimiyle ayakta kalması mümkün değil. Diğer taraftan serbest rekabet var. Çok fazla marka olması nedeniyle de, sektör istenen gelişimi gösteremiyor. Zamanla zayıf olan markalar değerini kaybedecek ve sağlam firmalar ayakta kalacak.
Tüketici bilinçlenmeli
Meyve suyu, içinde hiçbir ilave madde olmayan, yüzde 100 doğal ürün anlamına geliyor. Meyve nektarı ise içinde minimum yüzde 50 meyve suyu olan içecek. Meyveli veya aromalı içecek dediğimiz ürün ise, minimum yüzde 10 meyve suyu içerir. Bu tanımlamalar tüketici tarafından çok iyi bilinmiyor. Tüketicinin ne tükettiğini bilmesi gerekiyor.
Tanıtım yetersizliği
Biz üreticilerin, meyve suyu tüketimini arttırmaya yönelik bazı görevleri eksik yaptığımızı düşünüyorum. Meyve suyunu tüketiciye iyi tanıtamamış olmamızdan kaynaklanan bir durum var. Meyve Suyu Derneği Başkanlığı yaptım ve derneğin kurucusuyum. Sektörün en eskilerindenim. Uluslararası standart 1997 yılında Türkiye tarafından da kabul edildi. Tüm üreticiler bu standartları çok dikkatli bir şekilde uyguluyor.
Geçmişte meyve suyuyla ilgili kötü bir imaj oluşturuldu. İçinde katkı maddesi ve koruyucu var gibi bir yanlış bilgi var. 1980’de çıkan yasa ile meyve suyuna koruyucu katılması mümkün değil. Tüm teknoloji, meyve suyunun besin değerleri bozulmadan, tamamen steril ortamda ambalajlanarak tüketiciye sunulması ve bu şekilde raf ömrünün uzatılması üzerine kurulu.
Meyve Suyu Endüstrisi Derneği (MEYED), çok ciddi çalışmalar yapıyor. Piyasadan çeşitli ürünleri toplayıp, bunları analiz ettiriyor. Standartlara uymayan ürünler Tarım Bakanlığı’na şikayet ediliyor ve isimleri kamuoyuna açıklanıyor. Bu, sektörümüzü çok iyi disipline etti. Hİçbir meyve suyu üreticisinin kuralları çiğnemediğini düşünüyorum, Bu tip uygulamalarla, sektörümüzü kontrol altına almaya çalışıyoruz.
Şampiyon nar suyu ikinci şeftali
“EN çok narsuyu tüketiliyor. İkinci sırada şeftali var. Türkiye’de meyve suyu, lokma götürücü olarak tabir ettiğimiz şekilde, yemeğin yanında tüketiliyor. Dünyada ise, susuzluğu gidermek amacıyla içiliyor. Meyve suyu, içimi su gibi hafif olan bir ürün değil. Dünyada trend yüzde yüz meyve suyundan, doğal katkılarla seyreltilmiş meyve içeceğine doğru kaymaya başladı. Meyvenin doğal rengiyle renklendirilmiş, doğal meyve şekeriyle tatlandırılmış, seyreltilmiş içecekler tercih ediliyor. Sentetik değil doğal aroma ve renklendirici kullanılmış içecek sektörü hızla büyüyor.
Her kıtaya ihracat
Ersu, Türkiye’nin ilk meyve suyu fabrikalarından biri. 40. yılını tamamladı. İçecek sektöründe altı tesisimiz var. Dünyanın hemen her kıtasına ihracat yapıyoruz. Ankara merkezli bir holdingiz. Yatırımlarımızın çoğu da Ankara’ya odaklanmış durumda. Sağlık, gayrimenkul, otomotiv alanlarında da çalışmalarımız var.
Sanat faaliyetlerini destekliyoruz. Bu yıl yeni bir iş kolumuz daha oluştu. Akman Film Prodüksiyon A.Ş’yi kurduk. Şubat 2010’da vizyona girecek Siyah Beyaz adlı bir film çektik.”