Güncelleme Tarihi:
Bilim dünyası, önemli bir araştırmaya daha imza attı. Kaliforniya Üniversitesi’nde yapılan ve Scienceinsider Health’te yayımlanan araştırma, viral bir proteinin “nöronlar tarafından doğrudan algılanarak hapşırmaya neden olabileceğini” gösteren ilk çalışma oldu. Araştırmada, virüslerin neden hapşırma ve öksürmeye sebep olduğu, mekanizmanın nasıl işlediği ayrıntılarıyla anlatıldı. Bu çalışmayla insanları perişan eden burun gıdıklanması da tarih olabilir. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Balık, araştırmadan çıkan sonuçların, tedavi konusunda önemli bir adım olabileceğini bildirdi. Prof. Dr. İsmail Balık konuyla ilgili Hürriyet’e şunları söyledi:
EN ÖNEMLİ İKİ BELİRTİ
“Öksürük ve hapşırık insanların en fazla karşılaştıkları hastalık belirtilerinden diyebiliriz. Özellikle üst ve alt solunum yolu enfeksiyonlarında, kış aylarında görülen viral ya da bakterilere bağlı enfeksiyonlarda, öksürük ve hapşırık en önemli belirtilerdendir. Burun akıntısı, göz kızarması, ateş eşlik edebilir. Öksürük kuru olabildiği gibi balgamlı da olabilir. Kuru öksürük, daha çok üst solunum yoluna bağlı olabilir. Balgamlı öksürük ise akciğer enfeksiyonlarında, zatürrelerde ve sinüs enfeksiyonlarında görülür.
SAVUNMA SİSTEMİNİN PARÇASI
Öksürük ve hapşırık savunma sistemlerinden ikisini oluşturur. Üst ve alt solunum yollarında nerede bir enfeksiyon etkeni varsa, savunma sistemimiz bunların dışarı atılmasıyla ilgili araç olarak kullanır. Böylece öksürük ve hapşırık sayesinde hastalık süreci kısalmış olur. Özellikle balgam çıkarıldığı durumlarda, öksürük ve hapşırığı baskılayıcı bir takım ilaçların kullanılmasını tavsiye etmeyiz. Tam tersine balgamın çıkışını hızlandıracak tavsiyelerde (balgam söktürücü ilaç ve sıvı alımı) bulunuruz. Öksürük ve hapşırık yoluyla kişi virüs yüklü 40 bin damlacığı 8 metreye kadar fırlatabilir. Böylece çok kişi enfekte olabilir.
TEDAVİ VE AŞI İÇİN ÖNEMLİ BİR ADIM
Bu araştırmada, virüsün hangi proteinlerinin bu mekanizmayı tetiklediği bulundu. Böylece hapşırma refleksini oluşturan hücrelerdeki tutamaçların virüs tarafından nasıl uyarıldığı, hapşırık mekanizmasının nasıl ortaya çıktığı belirlendi. Bu çok önemli bir araştırma, çünkü tedavisi olmayan nezle gibi viral enfeksiyonlarda hapşırık mekanizmasının nasıl işlediğinin belirlenmesi, tedavi ve aşısının bulunması açısından önemli bir başlangıç olabilir.”