Güncelleme Tarihi:
Mustafa TURAPOĞLU- Gökhan CEYLAN/ANKARA,(DHA)- CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile gerçekleştirdiği ortak basın toplantısında, "Suriye huzur bulmadan Türkiye huzur bulamaz" dedi.
Suriye konulu üçlü zirve sonrası, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde ortak basın toplantısı düzenlendi. Toplantıyı Türkiye, İran ve Rusya'dan 143 basın mensubu takip etti. Toplantıda ilk olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan konuştu. Geçen yıl Kasım ayında Soçi'de gerçekleşen ilk zirveden bu yana Suriye'de önemli gelişmelerin yaşandığını söyleyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bugün önümüzdeki döneme ışık tutacağına inandığımız istişareler gerçekleştirdik ve atılacak adımların belirledik. Gerginliği azaltma bölgelerinin konusunda Türkiye olarak sorumluluklarımızın gereğini hassasiyetle yerine getiriyoruz. İdlib'de kısa süre bir süre önce tesis ettiğimiz sekizinci gözlem noktamızda bu konudaki kararlılığımızı gösterdiğimize dönük. Suriye konusunda şu hususun tüm dünya tarafından dikkate alınmasını bekliyoruz. Suriye'nin toprak bütünlüğünün sağlanabilmesi tüm terör örgütlerine aynı mesafede olmasına bağlıdır. Sadece Suriye ile kalmayıp Türkiye başta olmak üzere çevre ülkeler, hatta tüm bölgeye yönelik tehdit oluşturan terör örgütlerini ayrım yapılmaksızın dışlanması çok ama çok önemlidir. Türkiye Fırat Kalkanı harekatı ile yaklaşık 3 bin teröristini imha ettiği DEAŞ'a karşı en etkili mücadeleyi veren ülkedir. Aynı şekilde DEAŞ saldırılarında en büyük bedelleri ödemiş ülkelerden biri de biziz. Zeytin Dalı Harekatı ile aynı mücadeleyi, Suriye'nin bütünlüğünü ve geleceğini tehdit eden bir başka terör örgütü olan PYD/YPG'ye karşı veriyoruz. Her iki harekatta şu ana kadar 4 bin kilometrekarelik bir alanı teröristlerden temizleyerek güvenli hala getirdik. Biz bu bölgelerde sadece güvenliği sağlamakla kalmıyoruz, kontrol altına aldığımız yerleri alt ve üst yapısıyla bölgenin asil sahipleri olan Suriyeli kardeşlerimiz için yaşanabilir hale getiriyoruz."
'SURİYE HUZUR BULMADAN TÜRKİYE HUZUR BULAMAZ'
Türkiye'nin 3,5 milyon Suriyeliye ev sahipliği yaptığını söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Cerablus, El-Bab bölgesine şu ana kadar 160 bin Suriyeli kardeşimiz geri dönerek vatanlarında kendilerine yeni bir hayat kurdular. Afrin bölgesindeki patlayıcı madde taramasını bitirdikten ve alt yapıyı ayağa kaldırdıktan sonra bu bölgeye de yüz binlerce Suriyeli misafirimizin dönmek istediğini biliyoruz. Tel Rıfat bölgesinin de oraya dönecek Suriyeli kardeşlerimiz için yaşanabilir hale getirmek için Rus ve İranlı dostlarımızla birlikte ortak çalışma yürütmeye hazırız. Munbiç başta olmak üzere PYD/YPG’nin kontrolündeki tüm bölgeleri güvenliği hale getirene kadar durmayacağımızı bir kez de burada tekrarlamakta fayda görüyorum. PYD/YPG ile mücadelemiz Suriye’de DEAŞ ile mücadeleyi engelleyen veya aksatan değil tam tersine tamamlayan bir mahiyete sahiptir. DEAŞ ile PYD’nin aynı amaca hizmet etmediğini kabul etmeyen hiçbir anlayışın Suriye’de kalıcı barışa hizmet edebilmesi mümkün değildir. Dikkat edilirse bu iki örgüt sahada birbiriyle çatışıyor gibi görünen bu iki örgüt, sürekli birbirini destekleyen önünü açan bir anlayışla hareket etmektedir. Biz kendi sınırlarımızı da tüm Suriye’yi de bu cendereden çıkartmakta kararlıyız. Suriye huzur bulmadan Türkiye huzur bulamaz. 911 kilometre sınırımız ve akrabalık bağları olan bir yapıya sahibiz. Bu bakımdan Suriye’de yaşananların anlamı bizim ve önemi için çok ayrı bir yere sahiptir. Türkiye olarak yürüttüğümüz tüm operasyonlarda gereken her fedakârlığı yaparak sivil kayıplarının yaşanmasının önüne geçtik. Bizim operasyon yürüttüğümüz şehirlerde, benzer müdahalelerle kontrol altına alınan şehirlerin görüntüleri yan yana konduğunda ne demek istediğimiz daha iyi anlaşılacaktır. Terör örgütünün etkinlik yürüttüğü bölgelerde sürekli bir gerilim, çatışma potansiyeli olduğu açıkça görülebiliyor. Burada bulunan, garantör ülke olarak Suriye’nin toprak bütünlüğünün temin edilmesi, ülkenin geleceğinin yeniden inşası konusunda anlayış birliği içindeyiz. Yaşanan krizin kaybedeni Suriye halkıdır. Kazananın kimler olduğunu ise hepimiz gayet iyi biliyoruz. Önümüzde zor ama başarı ışığı kuvvetlenen bir yol var. Buradan bir kez daha uluslararası toplumu, Suriye’deki sorunun adil ve uygulanabilir bir çözüme kavuşması gayretine destek olmaya çağırıyoruz. Yaptığımız istişarelerin ve aldığımız kararların Suriye için, Suriyeli mazlumlar için hayırlara vesile olmasını rabbimden niyaz ediyorum. Kıymetli dostum Putin’e ve aziz kardeşim Ruhani’ye çok teşekkür ediyorum."
RUHANİ KONUŞMASINA TEŞEKKÜR EDEREK BAŞLADI
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ise konuşmasında ilk olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Türkiye halkına teşekkür etti. Konuşmasında, "Bizim bölgemiz son senelerde büyük ve çok önemli bir sorunla karşılaştı ve bu sorun da terörizmdi" diyen Ruhani, şunları söyledi:
"Bu teröristler de bazı ülkeler tarafından eğitilmiş, bu ülkeler tarafından para sağlanmış ve modern silahlar onlara temin edilmiştir. Bu teröristler Suriye halkına ait olan petrolü satabiliyor ve Suriye’ye ait olan değerli müzeleri yok edip, onların eşyalarını tarihi eserlerini pazarlarda satabilen teröristlerdi. Bazı büyük dünya güçleri ve başta Amerika istiyorlardı ki, DEAŞ gibi terör örgütleri bizim bölgemizde uzun yıllar olarak, onların aracı olarak kalsın ve onlar bunları değerlendirsin. Ama Suriye ve Irak gibi büyük halklar, dost ülkeler ve milletlerin yardımıyla bu büyük komployu bozdu. Terörizm ile mücadele doğrultusunda yaklaşık 15 ay önce Astana’da bir toplantı yapıldı ve bu zirvede de bir süreç ön görüldü. Ve bu süreç de Suriye’de kısmi bir ateşkesin sağlanması ve dört bölgede de krizin azalmasına neden oldu. Bu süreçte Rusya, İran ve Türkiye temel rol oynadılar. Ve uzmanlar seviyesinde, bakanlar seviyesinde de çeşitli toplantılar gerçekleştirildi."
'TERÖR ÖRGÜTLERİNİN KALINTILARI DA SURİYE'DEN ÇIKARILMALIDIR'
Suriye'de çeşitli gelişmelerin yaşandığını kaydeden Ruhani, şöyle devam etti:
"Bunun bazıları ne yazık ki acı ama bazıları da ümit vericiydi. Ama ben bugün Suriye halkının umudunun düne nazaran daha çok olduğunu, barışa kavuşma ümitlerinin olduğu görmekten memnunum ve Suriyeli mülteciler de evlerine dönmek için daha çok umutlular. Bugün çok mutluyum ki üç ülke liderleri Ankara’da ikinci zirveyi gerçekleştirdiler. Benim için bugünkü en mutlu anlar, özellikle üç ülkenin Suriyeli mazlum halka yardım için ve yaralıları kurtarmak için mutabık kaldıkları an oldu. Her üç ülke de geçmişe nazaran yardımlarını daha da geliştirmek istiyorlar. İran İslam Cumhuriyeti’nin bakışından ki biz bunu her zaman vurgulamışızdır. Suriye sorunu hiçbir zaman askeri seçeneği yoktur ve hep birlikte savaşın durması için yardımcı olmamız lazım. Barışçıl çözüm yolu olması gerekiyor. Bugün Suriye’deki insani durum gerçekten çok kötüdür. Biz Suriye’nin toprak bütünlüğü, milli egemenliğinin ve bağımsızlığının en önemli amaçlar olarak herkes tarafından dikkate alınması gerektiğini vurguluyoruz. Terörizm ile mücadele devam etmelidir ve terör örgütlerinin kalıntıları da Suriye’den çıkarılmalıdır. Bizim yapmamız gereken iş Suriye’nin geleceğinin şekillenmesi için yardımcı olmaktır. Hiçbir ülke Suriye’nin geleceği için karar verme yetkisine sahip değildir. Burada sadece Suriye halkı seçime katılarak, anayasa reformunu isteyerek ve özgür bir seçime katılarak kendi geleceklerine karar verebilirler. Bölgemizin en büyük bayram günü kesinlikle Suriye’deki savaşın son bulduğu gün olacaktır. Teröristlerin bu ülkeyi terk ettiği gün olacaktır ve Suriye halkı da bu ortamda özgür bir seçime katılarak kendi geleceği için karar verecektir."
PUTİN’İN KONUŞMASI
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ise görüşmenin son derece yapıcı bir hava içerisinde gerçekleştiğini kaydetti. Suriye'deki durumu detaylı bir şekilde ele aldıklarını belirten Putin, şunları söyledi:
"Bu ülkede kalıcı normalleşmenin tesisine yönelik adımlarla ilgili görüş alışverişinde bulunduk. Önemli mutabakatlar sağladık. İmzaladığımız ortak bildiride yer aldı. Bizim kesin kararlılığımız şu doğrultudadır. Suriye’nin toprak bütünlüğü ve bağımsızlığını sağlamaktan yanadır. Bu ilkesel tutum bugün çok önemli. Bazıları mezhepsel çatışmaları destekliyor. Suriye’yi parçalamaya çalışanlar var. Biz üçlü işbirliğimizi tüm yönleriyle artırmaya karar verdik. Astana formatı zaten verimli olduğunu defalarca kanıtlamıştır. İç ve dış mülteciler evlerine dönmeye başladılar. Sosyal ve ekonomik tesislerin yeniden yapılması söz konusu. Önceliklerimizden bir tanesi şudur, Suriye meselesinin siyasi boyutunu güçlendirmeye çalışacağız. Suriyeliler arasında diyaloğun ilerletilmesi önceliğimizdir. Suriye ulusal diyalog kongresinin sonuçları da çok önemlidir. Görüşmemizin önemli konularından bir tanesi, insani yardım meselesiydi. Bu meselenin siyasallaşmaması gerekiyor ve ben meslektaşlarımı Rusya’nın bu doğrultuda yapmış olduğu gayretler konusunda bilgilendirdim. Doğu Guta’da benzeri olmayan bir operasyon gerçekleştirdik. Çatışma bölgelerine insani yardımlar gönderiliyor. Bizim hedefimiz teröristleri tamamen ortadan kaldırmaktır."
Toplantıda daha sonra basın mensuplarının sorularına geçildi.
FOTOĞRAFLI