Güncelleme Tarihi:
Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka’nın, kulübe yapılacağı söylenen belediye yardımının akıbetini meclise taşıması, Ankaragücü’nü hareketlendirdi. Yönetim, olağanüstü genel kurul kararı alırken, kulüpte denetim yapanların değiştirildiği iddiası, tartışmayı büyüttü.
Mevcut Başkan Mehmet Yiğiner, hafriyat işinin Ankaragücü’ne verilmesi ile birlikte özellikle Gökçek döneminde büyük artış gösteren borçların ortadan kaldırılacağını ileri sürürken, eski başkanlardan Cemal Aydın topa girip, rakamların kasıtlı olarak yanlış beyanlara dönüştürülüğünü, buna basının da kayıtsız kaldığını iddia etti.
Ekonomik darboğazı aşmak için Ankara’nın yetkili isimleri ile yapılması planlanan görüşmeler Vali’nin kabulünden sonra askıya alınırken, iki eski oyuncudan gelen ve bir ay içinde ödenmesi istenen alacaklar, her şeyin üzerine tuz biber ekti.
Ankaragücü, yaşadığı ekonomik sıkıntı nedeniyle yeni sezona tüm branşlarda küçülme politikası ile girmeye hazırlanırken, son dönemde ortaya çıkan gelişmeler, yaz aylarının Beştepe’de çok sıcak geçeceğinin işareti oldu. Kaynak bulma çalışmasında Ankara’nın yetkili isimleri ile görüşmeyi planlayan sarı-lacivertliler, Ankara Valisi Aladdin Yüksel ile başladığı turun ikinci ayağında Büyükşehir Belediye başkanı Melih Gökçek’e takılınca, işler ters düz oldu. İşte, Ankaragücü’nde ateşi yükselten sıcak gündem maddeleri:
1- ‘Bana Ankaragücü ilgili bir şey söylemeyin’
Ankaragücü için kritik süreç, aslında 30 Mart yerel seçimlerinden önce başladı. KONTV’de programa katılan Başkan Mehmet Yiğiner, 1 Mart 2014’de kadar kulübe destek gelmemesi halinde başkanlığı bırakacağını açıkladı. Bu çıkış, karşılık buldu ve Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi’nden, A.Gücü’ne, 2 milyon TL yardım (Her ay 500 bin TL olacak ve 4 ayda tamamlanacak şekilde) yardım kararı çıktı. Bu kararın ardından Yiğiner ve ekibi yola devam etti. Seçimler sonuçlanıp, yardımla ilgili bir gelişme olmayınca, kulüpteki işler sekteye uğradı. Sezon sonunda, takımın hedefe ulaşamamasıyla camia büyük bir hayal kırıklığı yaşadı. Küçülme kararı alan yönetim, göreve devam edip etmeme konusunda, yeni bir manevra yaptı ve Ankara’nın yetkili isimleri ile görüşüp, oradan çıkacak sonuca göre, yol haritası belirleyeceğini açıkladı. Görüşme turunun en önemli durağı olan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in, Ankaragücü yönetimine randevu vermemesi ve Başkan Yiğiner ile değişik ortamlarda yüz yüze karşılaştığı anlarda ‘Bana Ankaragücü ile ilgili bir şey söylemeyin’ sözleri, yeni projenin daha işin başında çökmesine yol açtı.
2- Yardım sözü meclise taşındı, taşlar yerinden oynadı
Ankaragücü’nde kritik süreç işlerken, Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka’nın, belediye meclis kararı olmasına rağmen kulübe ekonomik yardım sözünün yerine getirilmeyişinin nedenlerini soru önergesi olarak Meclis’e taşıması, olaya farklı bir boyut getirdi. Bu konu, 18 Haziran’da basına yansırken, A.Gücü yönetiminin 20 Haziran’da olağanüstü genel kurul kararı alması ve 3 Ağustos tarihini belirlemesi ilginçti. Daha sonra, olayın bir başka boyutu daha ortaya çıktı. Eski futbolculardan Jaroslav Cerny ile Robert Vittek’in kulübünün alacaklarını tahsil için 20 Haziran’da, kulübe ihtar çekmiş olması, çok dikkat çekiciydi.
3- Dava, Ankaragücü kulübü lehine sonuçlandı
Ankaragücü eski başkanlarından İlyas Ertan Sümer’in, Ahmet Gökçek yönetiminin kulübü yetkisiz borçlandırdığı iddiası ile 15. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne açtığı dava, kulüp lehine sonuçlandı. Sümer, 11 Kasım 2009’da yapılan yönetim kurulu ve alınan kararlar ile kulübün zarara uğratıldığını, transfer yasağının gelmesinin yolunun açıldığını ileri sürmüştü. Mahkeme, bu tarihte alınan yönetim kurulu kararının yok hükmünde olduğunun tespitine karar verdi. Mayıs ayının sonlarında yaşanan bu gelişme, kongre sürecini hazırlandıran bir başka gelişme olarak kayıtlara geçti. A.Gücü kulübünün davayı geri çekmemesi ancak duruşmalara kulüp avukatlarının gönderilmemesi, Yiğiner ve ekibinin Gökçeklerle ilişkide ince bir çizgide gittiğinin göstergesi olarak algılandı.
4- Kulüp evraklarını inceleyen denetçi değiştirildi iddiası
Bu gelişmeler yaşanırken, sessiz sedasız yürütülen kulüp evraklarının denetim işinde ortaya atılan iddia, A.Gücü’nün önündeki sürecin yine çalkantılı olacağını işaret ediyordu. Yapılan başvuru üzerine İçişleri Bakanlığı denetçilerince yürütülen inceleme, 2013 yılının Eylül ayında başlayıp, 2014 yılının Şubat ayında tamamlanırken, 6 aylık incelemenin can alıcı noktasını Ahmet Gökçek yönetiminin görevde olduğu dönem oluşturdu. 6 aylık denetim tamamlandıktan sonra rapor aşamasına geçildiği anda, denetleme dosyasının, denetimi yapan ismin elinden alındığı iddiası, kafalarda bir çok soru işareti oluşturdu.
Daha önce de A.Gücü’nde Gökçek yönetiminin yetkisiz harcama yaptığı gerekçesi ile Hikmet Hancıoğlu’nun yaptığı suç duyurusunda benzer şeyler yaşanmıştı. Hancıoğlu, 1 Ocak 2011’de Ahmet Gökçek ve yönetim kurulu üyesi 32 kişi hakkında, 1 günde ilamsız ve haksız yere A.Gücü kulübünü 33 Milyon TL borçlandırdıkları gerekçesiyle Ankara Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunmuş, soruşturmayı yürüten savcı, Ahmet Gökçek ve yöneticilerin ifadelerini almıştı. Olay dava aşamasına gelmek üzere iken savcının görevden alınması ve dosyanın yeni bir savcıya verilmesi, yeni tartışmaları beraberinde getirdi.
5 - Aydın’dan, ‘Rakamlar ile beyanlar, yanlış ve kasıtlı’ çıkışı
Başkan Mehmet Yiğiner, seçim kararı alındıktan sonra yaptığı değerlendirmede, geçmiş dönem yönetimlerinin bıraktığı borçların kendilerini büyük sıkıntıya soktuğunu belirtip, Ahmet Gökçek ve Cemal Aydın dönemlerinin birinci derece sorumlu dönemler olduğunu dile getirdi. Yiğiner, Ankara’nın hafriyat işinin kendilerine verilmesi halinde özellikle Gökçek döneminde büyük boyuta ulaşan borçların ödenebileceğini söyledi. Yiğiner’in gündeme getirdiği rakamlara ilk tepki eski başkanlardan Cemal Aydın’dan geldi. Aydın, rakamların gerçek dışı olduğunu ve kasıtlı olarak yanıltıcı şekilde verildiğini ileri sürüp, bu konuda medyanın da gerçek dışı beyanları sorgulamadan haber yaparak, kasıtlı davranışa ortak olduğunu iddia etti.
Kendisinin, Gökçek yönetimi ile halef-selef olmadığını, bu nedenle de ‘Cemal Aydın kulübü 22 milyon borçla bırakmıştır’ ifadesinin yanlış olduğunu ileri süren Aydın, yaptığı açıklamada, Gökçek döneminden bugüne sarkan 100 milyon TL’ye varan borcun 1 lirasının karşılığının olmadığını, 25 milyon TL olarak açıklanan vergi borcunun, 23,5 milyon TL’sinin Gökçek yönetimine ait olduğunu, aynı zamanda Gökçek yönetiminin idari ve mali anlamda ibra edilmediğini ileri sürüp, tartışmayı alevlendirdi.
3 Ağustos’a yaklaşık bir ay zaman var. Yönetim, destek gelirse yola devam ederiz şeklindeki ikinci manevrasıyla, farklı bir pencere açarken, yukarıdaki etmenler, bu süreçte farklı gelişmelerin yaşanabileceğini ortaya koyuyor.