Beş kişilik kuğu ailesi

Güncelleme Tarihi:

Beş kişilik kuğu ailesi
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 03, 2008 00:00

Aynı konservatuara gittiler, aynı sahneyi paylaştılar, aynı yastığa baş koydular. Çocukları oldu; onlar da ebeveynlerinden geri kalmadılar. Onlar da bale sanatını seçtiler. Hatta aileye sonradan katılan damat da, bu geleneği bozmadı. Onlar sanki Kuğu Gölü’nün içinde yüzen, beş kişilik kuğu ailesi gibiler.

SENELER önce Oğuz ve Özgül Özlem çiftinin solist ve baş dansçı olarak dans ettiği sahnede, şimdi kızları Almula ve Bleda dans ediyor. Annesi, babası ve ablası gibi, Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuarı’ndan mezun olan Bleda, Ankara Devlet Opera ve Balesi’nde (ADOB) sözleşmeli dansçı olarak çalışıyor. Evin büyük kızı Almula ise ADOB’un baş balerini. Üstelik aileye sonradan dahil olan evin ilk damadı, Almula’nın eşi Volkan Ersoy da yine dansa gönül vermiş bir balet.

En erkeksi baletler

Ülkemizde "Madam" olarak anılan ve 1948 yılında bir bale okulu açarak Türkiye’de balenin temellerini atan Dame Ninette de Valois’in mirasının Ankara Devlet Opera ve Balesi’nde hala devam ettiğini gururla anlatan Oğuz Özlem, "Madam, Türkiye’de geçirdiği yılların ardından, ’Anadolu insanı dans için yaratılmıştır’ demiştir. Bu gerçekten doğru. Dünyada çok az insan, kafalarının verdiği bir emri, kolları bacakları ve tüm uzuvlarına isabetli bir şekilde göndererek gerekli hareketleri yapabilir" diyor. Anadolu’da köy düğünlerinde kadınlı erkekli herkesin dans ettiğini ve çok yetenekli olduklarını söyleyen Özlem, "Dans bizim içimize işlemiş. Neden şimdi erkeklerin bale yapıyor olması garip karşılanıyor, içine bir yumuşaklık katılıyor; bilemiyorum. Türk baletleri dünyanın en erkeksi dans eden baletleridir." şeklinde konuşuyor.

Festivalin de ailenin de babası

Türkiye’yi yurt dışında dans ettiği bale topluluklarında başarıyla temsil eden usta balet Oğuz Özlem, yaşamının tam 42 senesini sahnelerde geçirmiş. Çocuklarının başarılarıyla gururlanan her baba gibi, o da kızlarını sahnede izlerken heyecanlanıyor. Dahası, kızlarını hala büyük bir aşkla bağlı olduğu eşi Özgül Özlem ile birlikte dans ettiği o sahnede izliyor olmanın, kendisine tarifi mümkün olmayan bir mutluluk yaşattığını söylüyor.

Kime bakacağımı şaşırıyorum

ÖzgÜl Özlem "Biz provalardayken kızları koltuklara oturtur ve sessizce bizi izlemelerini söylerdik. Almula Opera Binası’nın koridorlarında büyüdü. Anne ve baba dansçıyken çocukların dansa ilgi duymaması mümkün değil, ama seneler önce bizi o koltukta izleyen küçücük kızın, bir gün o sahnede baş balerin olacağını tahmin etmezdik" diye konuştu. Almula Ersoy ise "Ben sahneye ilk kez 3.5 yaşımda çıktım. İlk rolümü babamla oynadım. Düşünün o yaşta sahne tuzunu yutmuş bir çocuk, gördüğü bu ihtişamdan nasıl kopabilir?" diyerek baleye nasıl tutulduğunu anlatıyor. Sahneleri 10 sene önce bırakan anne Özgül Özlem, hala bir balerinin zarafetini taşıyor üzerinde. Sanki az sonra sahneye çıkıp, en zor hareketlerin üstesinden kolaylıkla gelecek gibi.

En erkeksi baletler
/images/100/0x0/55eb49b5f018fbb8f8b7861c

Bale sanatçısı olmanın çok fazla disiplin ve emek gerektirdiğini söyleyen Özgül Özlem, "Yetenek de çok önemli, ama başaracağına dair inanç ve azim şart" diyor. Baleyi bir meslekten çok, onları hayata bağlayan bir tutku ve aşk olarak gördüklerini söyleyen Özgül Özlem, "Bazı eserlerde iki kızım da aynı anda sahnede oluyor. O eserde ben de yıllar önce dans etmiş oluyorum. İşte o zaman hem oturduğum yerden onlara eşlik etmek geliyor içimden, hem de kime bakacağımı şaşırıyorum" diyor.

AŞIklar gİbİyİz

Ankara’da eşi Almula ile birlikte ortaklarından olduğu Hayal Sahnesi’nde küçük yeteneklere de klasik bale ve dans eğitimleri veren damat Volkan Ersoy, eşi Almula’yı konservatuarın ilk yıllarından bu yana tanıdığını söylüyor. "Biz işimizi yapıyorduk. Prova, sahne, turne derken arkadaşlığımız gelişti. Bir baktık, oynadığımız rollerdeki aşıklar gibiyiz ."

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!