Güncelleme Tarihi:
'Görmenin sinsi hırsızı’ olarak anılan glokom hastalığının, bir göz hekimini bile farkına varmadan kör edebildiğini belirten Elgin, “Körlük nedenleri içerisinde ilk sıralarda yer alan glokom, her gün her saat görmeyi yavaş yavaş azaltıyor. Kanser kadar sinsi olan bu hastalık, geç kalındığında çok üzücü sonuçlar doğuruyor. Glokomu tamamen iyileştirmek mümkün olmuyor ancak ilerlemesi durdurulabiliyor. Erken tanı koyulan hastalar damla ve ilaç tedavisi ile kör olmaktan kurtulabiliyor” dedi.
Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Kadriye Ufuk Elgin
EN AZ KANSER KADAR SİNSİ İLERLİYOR
Kişinin glokom olduğunu fark etmesinin mümkün olmadığını belirten Prof. Dr. Elgin, glokom göz içerisinde bulunan damar ve sinirleri günden güne harap eder. Herhangi bir ağrı, yanma, batma, kızarıklık gibi belirtisi yoktur. Görme çevreden kapanarak ilerlediği için uzun süre görmede azalma olmaz. Bu nedenlerle, glokom tanısı, genellikle rutin gözlük muayeneleri sırasında tesadüfen konulur. Erken tanı konmuş olan kişinin kör olma riski hemen hemen hiç yoktur. Bu nedenle, 40 yaş üzerindeki kişilerin ve ailesinde glokom hastası olanların yılda bir kez göz muayenesi olması gerekir. Glokom genellikle 40-50 yaş üstünde görülmekle birlikte genç bir insanda ya da bir bebekte de rastlanabilir. Kanser kadar sinsi olan glokomun göz içinde yarattığı basınç sebebiyle kaybına yol açtığı görme siniri liflerini eski haline döndürmek mümkün olmuyor. Bu yüzden düzenli göz muayenesi olmak hastalığı başlangıç aşamasında yakalamaya olanak sağlıyor. Erken tanı alan hastaların görme seviyesi damla ve ilaç tedavileriyle korunabiliyor.
SPOR YAPARKEN BAZI KURALLARA DİKKAT
Sağlıklı dinamik bir vücuda sahip olmanın yanı sıra Akdeniz tarzı diyet ile beslenme glokomu olumlu yönde etkiler. Bol sebze, meyve içeren Akdeniz tarzı diyet glokoma karşı faydalıdır. glokomlu hastaların günlük diyetinde, narenciye ve yeşil bitkilerde bulunan C vitamini; badem, ay çekirdeği, kabak çekirdeği, fındık, ceviz gibi kuruyemişlerin yanı sıra avokado gibi bazı sebzeler ve balıkta bulunan E vitamini; tahıl ürünlerinde çokça bulunan B vitamini yer almalıdır. Yaban mersini, çilek vb. diğer kırmızı ve mor meyveler, özellikle balık yağı, keten tohumu yağı ve ceviz gibi omega-3 ve omega-6 içeren gıdalar, çekirdekli siyah üzüm ve bitter çikolata, glokom’a karşı faydalıdır. Sigaradan uzak bir yaşam, glokomla mücadele için de son derece önemlidir. Günde 2-3 kupayı geçmeyen siyah ve yeşil çay tüketimi glokom için faydalıyken, aşırı kahve içimi hastalığı olumsuz yönde etkiliyor. Düzenli olarak haftada 3-4 kez, 40-45 dakika dinamik aerobik egzersiz (yürüme, koşma, bisiklet vs) idealdir. Başın aşağıda kaldığı atipik pozisyonlara bağlı olarak yoga, benzer şekilde ağırlık çalışmaları, skuat gibi izometrik egzersizler ve bungee jumping gibi sporlar ise glokom hastaları için uygun değildir. Ayrıca sıkı yüzücü gözlükleri ve dalış sporu da glokomlu hastalara önerilmez.”