Röportaj: Deniz GÜREL
Oluşturulma Tarihi: Ekim 18, 2008 00:00
Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na adaylığı kesinleşen SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın Ankara Hürriyet’e çok özel açıklamalarda bulundu.
Büyükşehir Belediyesini yönetmeye 15 yıl sonra yeniden talipsiniz. Ankara’yı yönettiğiniz dönemde başkanlık süreniz dolmadan ayrılmıştınız. "Bu sefer Ankara’yı bırakmayacağım" diyebiliyor musunuz?-Bu tek yanlı bir soru olamaz. Yani siz de görevinizin yerine getirildiğini düşünüp ayrılma kararı verebilirsiniz. Hemşerileriniz de, seçmenleriniz de ayırma kararını verebilir. Siyasi yaşamda da toplumsal yaşamda da bunu doğal karşılamak gerekir. Başladığım projeleri tamamlamak için bir dönem daha belediye başkanlığını istiyordum. Ancak bambaşka bir siyasi süreç yaşandı. O süreç benim parti genel başkanı olmamı gerektirdi. Siyasette siyasetçinin kendisi için gönlünden geçirdiğiyle toplumun istediği arasında kalınıyorsa toplumun dediği oluyor. Başkanlık’tan ayrılıp bir başka yere gitmem söz konusu olmadı. Başka partiye, yurtdışına ya da özel sektöre geçmedim. SHP Genel Başkanı, devlet bakanı ve dışişleri bakanı oldum. Ankara’nın büyük projelerinin zamanında tamamlanmasını yakından izledim. Belki kimse beni metroda dolaşırken görmedi ama gece metroyu denetledim. Çankaya-Mamak köprüsünü denetledim. Projelerimi benim çocuklarım olarak görüyordum. Benim başbakan yardımcılığına geçmem başlatılmış projeler için bir engel, bir gecikme yaratmadı. Aksine hızlandırma unsuru oldu.
Kalmam gerekirdiPeki o dönem "15 yıl Melih Gökçek Belediye Başkanı olacak" deselerdi yine de bırakır mıydınız?
-15 yılda Ankara’ya hiçbir şey yapılmadı. O nedenle Ankara’nın geleceği için yaratmış olduğu yüksek maliyeti dikkate alarak böyle olacağını bilsem çok daha farklı davranmam gerekirdi.
"Daha farklı davranmam gerekirdi" sözünü biraz açabilir misiniz?
-Nasıl davranmam gerekiyorsa öyle davranırdım. Belki belediyenin başında kalmam gerekirdi. Belediyenin başında olmasam bile aday gösterilen arkadaşlarımın sonuç almalarını sağlayacak daha zorlayıcı çabalara girmem gerekirdi. 1994 seçimlerinde arkadaşlarımı çok zorladım. ’Gelin SHP’den aday olun, seçilin, tekrar CHP’ye gidin’ dedim. Böyle olacağını bilseydim daha çok zorlardım, işe daha fazla asılırdım.
Her şey ortada
Seçim sürecinde nasıl bir strateji belirleyeceksiniz? Son dönemlerin modası "belgeli muhalefet" yapacak mısınız?
-Bu dönemin eksikliklerinin belgesi zaten canlı. Ek belgelere gerek yok. 15 yıldır metro yapılamadı. Bunun belgesi, Kızılay-Çayyolu, Batıkent- Sincan, Keçiören- Ulus arasında yaklaşık 15 yıldır duran çukurlarda var. 1996’dan beri Ankaralılardan peşin alınan doğalgaz parasını belgelemeye gerek yok. Ayrıca TBMM bunu belgeledi. 2007 mayısında çıkardığı yasayla EGO’nun doğalgaz bölümünün satışını kararlaştırdı. İlk kez bir belediyenin mal varlığı yasayla satılıyor. Orada gerekçe olarak belediyenin borçları gösteriliyor. Kapalı olan Gençlik Parkı, kentin göbeğindeki Gökkuşağı alanı, Gölbaşı yolundaki lokanta olacağı söylenen boş evler bu dönemin canlı belgeleri.
Seçimi kazanmanız için sağ oyların bölünmesi gerektiğini düşünüyor musunuz?
-Ben bu seçime farklı yaklaşıyorum. Şimdiye kadar Türkiye genelinde solda birlikteliği savundum. Şimdi "Başkentte Birliktelik" isimli bir projeyi seslendiriyorum. Ankaralıları birlikteliğe davet ediyorum. Merkez sağa oy vermiş hatta AKP’li belediye başkanlarına oy vermiş Ankaralı hemşerilerimizi bu birlikteliğe davet ediyorum. Çünkü bunlar alt geçit ve şelale belediyecileri. Başka bir şey çıkmaz bunlardan. Ankara’ya 15 yıldır ciddi bir yatırım yapılmamıştır. Ankaralılar, Ankara birlikteliği adı altında bir araya gelmelidir.
Ayrımcılık yapıyor
Gökçek adaylığınızın kesinleşmesinin ardından DEHAP ile geçmiş dönemde yaptığınız iş birliği üzerine sert açıklamalar yapıyor. Seçimlerde bu işbirliği sizi yıpratır mı?
-Gökçek etnik ayrımcılık yapıyor. Bunun bana bir zararı olmaz. Çok büyük bir iyi niyetle toplumsal barışa katkıda bulunmak dileğiyle yanımıza başka sol partileri alarak bir birliktelik içine girdik. O dönemde de DEHAP’la ilgili tartışmaların yoğunlaştığını bildiğimiz için DEHAP’la bir bildiri yayınladık. O bildiride, "Devletimiz tektir. Ulusumuz tümdür. Yurdumuz bölünmez bir bütündür" dedik. Eğer bir parti bunu imzalıyor ve kabul ediyorsa benim için önem taşıyor. Bunu kabul eden siyasi partiyle her şeyi konuşurum. Yeter ki yurdumuzun bölünmezliğini, ulusumuzun tümlüğünü içine sindirsin. Gökçek bu iş birliğini suçluyorsa altında ayrımcılık yatar. Bunu yaptığın zaman MHP’nin kendi partinle ilgili suçlamasını kabul ediyorsun. "Barzani’nin ortağı PKK’nın yandaşı" deniyor.
Ben siyasetin böyle yapılmasını doğru bulmuyorum. İnsanlar bir tarihte özel yaşamlarında siyasi yaşamlarında söyledikleri sözler nedeniyle pişman olabilirler. Benim öyle bir pişmanlık ifade edeceğim açıklamam yok. Gökçek’in siyaseti yapılacaksa kendi genel başkanı ile ilgili AKP ile ilgili sözleri var. Ben siyaseti Gökçek gibi yapmam. Bir şeyleri kesip bir şeyleri arşivleyip günü geldiğinde "Sen bilmem kaç yılında böyle dememiş miydin?" demem. Ben siyaseti projeler üzerine yapmayı severim. Sayın Gökçek’in zaten projeleri yok. Alt geçitlerden başka ortaya koyacağı tesisleri yok. 15 yılık beceriksizliğini örtmek için böyle bir tartışmayı (DEHAP tartışması) örtü olarak kullanmaya çalışıyor. Bunu bir kenara bırakıp gitsin rehin edilen doğalgazı kurtarmya çalışsın ya da bulabilirse bir kaç metre ray döşesin."
Zeki Sezer’i ziyaret edeceğim
DSP Genel Başkanı Zeki Sezer’i ziyaret edeceğiniz söyleniyor. Doğruluk payı var mı? -Zeki Bey’i ziyarete gitmek istiyorum. Ayın 31’inde Erdal İnönü’nün ölüm yıl dönümü nedeniyle Çankaya Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde anma etkinliğimiz var. Deniz Bey’e bizzat bu davetiyemizi verdim. Zeki Bey’e de Pazartesi günü davetiyeyi bizzat vermek istiyorum.
Parayı ne yaptın
Büyükşehir Belediyesi borçları nedeniyle eleştiriliyor. Bu borcun tamamı size mi ait? -İçişleri Bakanlığı belediyenin borcunu 4.3 milyar YTL olarak açıklıyor. Haydi bunun 2.1 milyar’ı Karayalçın’ın borcu diyelim. Ki o parayla neler yaptığım ortada. Geri kalan 2.2 milyar YTL nereye gitti. Büyük Ankara Sirki’ne mi? Utanmadan sıkılmadan "Bu alt geçiti 30 günde, diğerini 50 günde bitirdik" diye mahya astı. Koskoca Ankara Belediyesi taşeronun yapacağı işten kıvanç duyar mı? Ama ölçeği o.
Doğalgazı satmaya çalıştılar, beceremediler. Satılmasının yanlış olduğunu belirtip mutlaka durdurulması gerektiğini ilk günden söylemiştim. Allah yüzümüze baktı. Satılsaydı 1.610 milyar YTL’ye satılacaktı. 700-800 milyarını BOTAŞ’a olan borcuna ayıracaktı. Ne olacak kalan parayla? Metro mu, arıtma tesisi mi, alt yapı mı?
Bir belediye başkanının toplam borcu 4.3 milyar YTL iken benim dönemimden kalma borç sözcüğünü kullanabiliyorsa bu işte çok büyük bir sakatlık vardır. Daha ilginç bir şey söyleyeyim. BOTAŞ’ın borcu 1996’ya kadar ödenmişti. Yaklaşık 1 milyar YTL şimdi borç var. Ne yaptın bu parayı? Bu para halktan toplandı, hazineyle alakası yok. Para halktan toplanmış ve buharlaşmış. Önce bunun hesabını vereceğine başka şeylerle uğraşıyor. Aslında o kadar hesap verecek şey var ki. Dünyada kendi kaldırımı ve yolu için kira ödeyen tek belediye Ankara Belediyesi. Rusya’ya 80 bin dolar kira ödüyor. Ankara’yı komik duruma düşürdü. Maalesef Rusya Ankara’ya gülmektedir. Bu çok vahim bir durum.
Turgut Altınok ya da Melih Gökçek fark etmez
Son soru olarak da AKP’nin Ankara aday adayları arasına Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok da katıldı. Nasıl değerlendiriyorsunuz? Altınok’la mı, Gökçek’le mi yarışmak istersiniz?-Önemsemiyorum. Özel bir yorumlamaya tabi tutmaya gerek yok. Altınok ya da Gökçek, kim gelirse gelsin hiç fark etmez.
Gökçek ilan etsin
Gökçek’in sizi eleştirisinde bir diğer çıkış noktası "Karayaçın’ın borçları" tamlaması. Nedir bu Karayalçın’ın borçları?
-Karayalçın’ın borçları denince, bankalardan kısa vadeli para çekilmiş ve çarçur edilmiş gibi bir izlenim yaratmaya çalışıyor Gökçek. Gökçek’in borç dediği para 1.9 milyar dolarlık kredi tahvil gelirleri paketi. Peki bu paranın içinde ne var? 950 milyon doları raylı sisteme aktarıldı. 23 kilometrelik metro yaptık. Şikayeti mi var? Kapatsın o zaman. Kredi almadan metro yapılabileceğini mi iddia ediyor? 15 yıldır yapsaydı. Bir metre ray döşeyemedi. Yine bu krediyle Büyük Ankara Kanal Projesi yapıldı. AŞTİ’yi, Altınpark’ı, Çankaya-Mamak köprüsünü yaptık. Batıkent ve Çayyolu altyapısını, doğalgazın yaygınlaştırılmasını sağladık. O zaman bunları da kapatsın ya da tahrip etsin. Bu borç Karayalçın’ın borcuysa,"Tüm bu hizmetleri Karayalçın yaptı" diye ilan etsin. Komik duruma düşmüyor mu? Karayalçın’ın borcu 1.9 milyon dolardır. İftihar ediyorum. İnşallah yeni büyük borçlar bulacağım.