Güncelleme Tarihi:
Büyükşehir ve Mamak belediyelerinde çalışan Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası (TÜMBELSEN) üyesi 86 kişi, 25 Kasım 2009 tarihinde TEKEL eylemcilerine destek verip, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’nun (KESK) uyarı grevine katıldıkları için disiplin cezaları almıştı. Cezayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşıyan 86 üye, AİHM tarafından haklı bulunarak hükümetten kişi başı 500’er olmak üzere toplam 43 bin euro tazminat kazandı. 3 Nisan’da Tüm Bel-Sen Genel Merkezi’nde bir araya gelen üyeler tazminatlarını aldı. Kararı, ‘hukuksal ve sendikal bir zafer’ olarak değerlendiren TÜMBELSEN Genel Başkanı Salih Erol şöyle konuştu:
DİREKT AİHM’E GİTTİK
“2009 yılında TEKEL eylemcilerine destek verdik aynı zamanda toplu sözleşme ve grev hakkımız için konfederasyonumuz KESK tarafından uyarı grevine katıldık. Büyükşehir ve Mamak belediyelerinde çalışan 86 arkadaşımıza uyarı ve kınama cezaları verildi. 2009 ve 2010’da davalarımızı açtık. O tarihlerde kınama ve uyarı cezaları yerel mahkemelere taşınmıyordu. Yasada karşılığı yoktu. AİHM’e taşımak için önce yerel hukuku tamamlamak lazım. O zaman Anayasa Mahkemesi’ne de bireysel başvuru yoktu. Biz de direkt AİHM’e dava açtık. Bu dava 2015’in 8’nci ayına kadar sürdü. AİHM’den bize ‘Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin 2014 yılında yasal boşluğu düzenleyerek artık uyarı ve kınama cezalarının yerel mahkemede karşılığı var’ açıklaması geldi.
DERDİMİZ PARA DEĞİLDİ
Ancak bizim mahkememiz devam etti. Sonuç olarak emek mücadelesine katılan 86 arkadaşımız hak kaybına uğramasın diye AİHM 500’er euro tazminat parası ödenmesine hükmetti. Derdimiz para değildi, sendikal dayanışma kazandı. Türkiye’nin hukuk devleti olarak gerekli adımları atması gerektiğini, emek mücadelesinin kısa süreli olmadığını uzun vadeli olduğunu kamuoyuna gösterdik. AİHM’in bu kararı toplu sözleşme ve grevin sendikal örgütlenmenin ayrılmaz asli bir unsuru olduğunu bir kez daha teyit etti. Karar sadece TÜMBELSEN’in ve üyelerinin değil bütün kamu emekçileri için emsal niteliğinde bir hukuksal zaferdir. Bu karar grev hakkını kullandığı için cezaya dayanak olan yasal düzenlemenin de değiştirilmesini işaret etmektedir.”