Güncelleme Tarihi:
Beker, raporunda mevcut kalıcı yaz saatinin etkilerine ve uygulamadan geri dönüşün sağlayacağı faydalara ilişkin bilimsel verilerle tespitlerde bulundu. Raporun giriş kısmında, “Kalıcı yaz saatinin enerji tasarrufu sağlama amacıyla uygulanmaya başlansa da, son yıllarda yapılan araştırmalar, bu uygulamanın insan sağlığı, toplumsal refah ve enerji tüketimi üzerindeki olumsuz etkilerini ortaya koymuştur. Bu bağlamda, bu rapor ilgili bilimsel çalışmalar ve uluslararası uygulamalar ışığında yaz-kış saati uygulamasına geri dönüş önerisini sunmaktadır” ifadesine yer veren Beker, mevcut durumun analizini yaparak, “Türkiye, 2016 yılından bu yana kalıcı yaz saati uygulamasını benimsemiştir. Bu karar, ilk etapta enerji tasarrufunu artırma ve gündüz saatlerinde iş ve eğitim sürecinde daha fazla gün ışığından yararlanma amacı taşısa da uygulamanın yürürlüğe girmesinden bu yana enerji tasarrufunda istenilen başarı elde edilememiş, hatta bazı bölgelerde enerji tüketiminin arttığı gözlemlenmiştir” değerlendirmesinde bulundu. Raporun ‘Uygulamanın getirdiği değişiklikler ve sonuçlar’ kısmında da “Türkiye Elektrik İletim AŞ. (TEİAŞ) verileri, kış aylarında sabah saatlerinde aydınlatma için harcanan elektrik miktarının ciddi oranda yükseldiğini göstermektedir. Ayrıca, biyolojik saatimizin doğal döngüsünün bozulması, uyku düzeni ve ruh sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yaratmıştır. Eğitim alanında yapılan araştırmalar ise çocukların sabahları karanlıkta okula gitmelerinin dikkat ve öğrenme becerilerini olumsuz etkilediğini ortaya koymakta, uykusuz geçen gecelerin akademik performansı düşürdüğü ve okul devamsızlığını artırdığı belirlenmiştir. Toplumsal refah açısından bakıldığında, bu uygulama, genel yaşam kalitesini de olumsuz etkilemiş ve vatandaşların memnuniyetsizliğini artırmıştır” tespitleri yer aldı. Beker, kalıcı yaz saati uygulamasının enerji tüketimi üzerindeki etkilerini, insan sağlığı üzerindeki etkilerini, uyku düzeni ve psikolojik etkilerini, çocuklar ve öğrenciler üzerindeki etkilerini, iş verimliliği ve sosyal yaşama etkilerini ayrıntılı olarak da sıraladı.
YENİDEN GEÇİŞ ENERJİ TÜKETİMİNİ DENGELER
Yeniden yaz-kış saati uygulamasına geçişin faydalarını ‘enerji verimliliği, sağlık ve toplumsal refah, ekonomik ve sosyal fayda’ başlıklarıyla anlatan Beker, özetle şunları kaydetti: “Yapılan araştırmalar, yaz-kış saati uygulamasına geçilmesinin enerji tüketimini önemli ölçüde dengeleyeceğini göstermektedir. Sabah karanlığında yapılan enerji harcamaları azalacak ve bu da özellikle kış aylarında enerji tasarrufu sağlayacaktır. Yaz-kış saati uygulaması, sabahları karanlıkta uyanmayı engelleyerek insanların biyolojik ritminin korunmasına yardımcı olur. Özellikle sabah karanlıkta okula gitmek zorunda kalan çocuklar ve işe giden yetişkinler, yaz-kış saati uygulaması ile daha verimli bir yaşam sürebilirler. Kış aylarında sabahları işbaşı yapan fabrikalar, okullar ve diğer işletmeler, sabah karanlık saatlerde elektrik harcamalarını önemli ölçüde azaltacak, ayrıca toplumsal verimlilik artacak ve iş gücünün daha etkin kullanımı sağlanacaktır. Özellikle ulaşım sektöründe, gün ışığından daha verimli yararlanılmasını sağlayarak trafik kazalarının azalmasına da katkı sunulacaktır.” Raporun sonuç kısmında, “Kalıcı yaz saati uygulaması, Türkiye’nin coğrafi yapısı, toplumsal alışkanlıkları ve enerji tüketimi üzerinde olumsuz etkiler yarattığı için gözden geçirilmelidir. Bilimsel veriler ve uluslararası uygulamalardan elde edilen sonuçlar, yaz-kış saati uygulamasına dönülmesinin hem enerji verimliliği hem de sağlık ve toplumsal refah açısından daha yararlı olacağını göstermektedir” ifadesini kullanan Beker, 1 Ekim’de TBMM’ye sunduğu kanun teklifine de yer verdi.
Adnan Beker, kanun teklifi ve raporunu TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ, AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler ve CHP Grup Başkanvekili Murat Emir’e de iletti. Beker, “Toplumsal bir mağduriyetin giderilmesi için milletvekillerimizin, Sayın Cumhurbaşkanı’mız Recep Tayyip Erdoğan’ın ve CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Özel’in bu konuyu destekleyeceklerine inancım tamdır” dedi.