Bebekler için yaratıcı yemek

Güncelleme Tarihi:

Bebekler için yaratıcı yemek
Oluşturulma Tarihi: Aralık 06, 2009 00:00

Bir gün kitap yazacağını, üstelik çocuklar için bir yemek kitabı yazacağını aklının ucundan dahi geçirmedi Zümrüt Özkan. Ne zaman ki bir çocuk sahibi oldu, çocuğunu sağlıklı besleyebilmek için kolları sıvadı.

Zümrüt Özkan, bizzat uygulayıcı olarak bebeklerin ne tür yemeklere burun kıvırdıklarının şifrelerini çözmeyi başardı. Hem sağlıklı, hem eğlenceli ve cazip yemeklerin nasıl yapıldığını araştırmalarla keşfeden Özkan, sonunda “Yiyorum Büyüyorum” adlı bir kitap yazdı. Kitap beş baskı yaptı. Bir ikinci kitap hazırlığına girişen Zümrüt Özkan, bebek yemeklerinin şifrelerini anlattı.

Neden çocuk yemekleri kitabı?
- Oğlum mama döneminden sonra kendisine yeni olan beslenme programına alışmakta zorlanıyordu. Onun yememesi ve çok seçici davranması bir anne olarak onun için çılgınlar gibi beyin fırtınası yapmaya içgüdüsel olarak zorladı beni. ‘Ya çok yemek seçerse, ya yemek yemeyi sevmezse’ kaygısının telaşıyla yemekleri severek yemesi için çözümler üretmeye ve yemekleri onun ağız tadına göre uyarlamaya başladım. Bu anlamda Kaan’ın yememe sendromları böyle bir fikrin oluşmasında başrol oynadı. Oğlumun kendisine yeni olan yemeklere daha çabuk adapte olabilmesi için sordum, soruşturdum ve mutfakta ona özel denemeler yapıp yeni tarifler yarattım. Bu tariflerle sadece AlexKaan’ın değil ama başka çocukların da severek yemek yediğini gördüğümde ‘Budur’ dedim ve tariflerimi çoğaltmaya, üretmeye karar verdim.

Beslenmeyle ilgili bir eğitiminiz yok, uzmanlar size bu işlere el attınız diye kızmıyor mu?
- Aksine ben bu konuda eğitimim olmadığı için işin uzmanları ile sürekli iletişim halindeyim. Ben bu kitabı anne kimliğimle yazdım diye hep söyledim zaten. İlk kitabımı bir uzmana onaylattırdıktan sonra yayınevine teslim ettim. Keza ikinci kitap için de bu böyle olacak. Ben bu konuda haddimi aşmayacak kadar çok titiz ve bilinçli bir anneyim. Doğru uygulamalar yaptığım için bana kızmaları için bir sebep yok. Okuyup, araştıran, doğruları uygulayıp, takipçilerini bu yolla teşvik eden bir anneye neden kızsınlar ki? Konuya biraz eğilince çocukların hem bedensel, hemde zihinsel sağlıklarında beslenmenin yadsınamaz bir önemi olduğunu anlamış biri olarak birinci kitabımda kullandığım yağ, tuz, şeker miktarları hep kontrollü oldu. Bir tane bile şarküterili, mayonezli veya katkılı tarif bulamaz okuyucular. Bunların hep bir sebebi var.

BU BİR MAMA KİTABI DEĞİL

Hem besleyici hem de lezzetli yemekleri nasıl yapıyorsunuz?

- Annelik böyle bir şey işte. İnsan çocuğu için herşeyi yapabiliyor. Herşeyden önce onun zaten severek yediği gıdaları, farklı çeşitlerle harmanlayarak daha katkılı ve besleyici yaptım. Yağ, tuz ve şekeri sınırlı kullanıp, malzeme seçimine, miktarlarına, pişirme yöntemlerine dikkat ettiğiniz zaman zararlı olmaları ihtimalini ortadan kaldırıyorsunuz. Tad, koku, renk verici katkıları kullanmak zaten alışkanlığım değil. Çocukların besin gruplarındaki tüm çeşitlerden yemeleri gerektiği ve ancak bu şekilde dengeli beslenebileceklerini gözönünde tutarak birbirine uyumlu malzemeleri seçip, sağlıklı pişirme yöntemlerini uygulamaya özen gösteriyorum. Örneğin sebzeli çorbalara sütün çok yakıştığını ve bu iki besinin yanyana çok lezzetli olduğunu düşünüyorum. Besleyiciliğide tartışılmaz. Annelerin yemeklerinin çocukları için daima daha lezzetlidir. Anneler kendilerine güvensinler ve mutfakta yaratıcılıklarını konuştursunlar.

Bu yemekler sadece çocuklar için mi?
- Hayır! Her ne kadar kitap, anne-babaların çocuklarına yemek yaparken yaşayabilecekleri seçim sıkıntılarını biraz olsun kolaylaştırmak adına kaleme alınmış bir çocuk yemekleri kitabı olsa da, tüm ailenin birlikte yiyebileceği tarifleri içeriyor. Zaten bu bir mama kitabı değil, dolayısıyla içinde ezilmiş, püre yapılmış bulamaç olmuş yemekler değil sunumu, tadı güzel, besleyici tarifler var. Hem yağı, şekeri de kontrol altında. Sadece porsiyonlar daha küçük ve kıvamları değişik olabilir. Çocuklarımızın sağlıklı beslenme alışkanlıkları dahil herşeyi bizlerden gözlemleyerek, dinleyerek öğrenecekleri gerçeği ile bizde sağlıklı beslenip, onlara örnek olmalıyız. Anne-babalar kendileri için istedikleri takviyeleri yapsınlar ve hep beraber yesinler. Anneler de çocuğa ayrı, babaya ayrı yemek yapma zahmetinden kurtulsunlar.

İFLAH OLMAZ BİR ANKARALIYIM

Bu tarifler nasıl ortaya çıkıyor peki?

- Oğlum neyi severek yer diye düşündüğümde feci ilhamlar geliyor. Aşk meselesi işte. O benim hayata açılan pencerem, ve ben o pencereden baktığımda kendimi çok üretken hissediyorum. Her çocuk annelere bahşedilen en güzel hediye ve annelerin en kutsal görevi onlara en iyi şekilde bakmak ve en sağlıklı şekilde büyütmek? İşte Kaan da benim anafikrim, hedefim ve en büyük eleştirmenim oldu hep. Mutfakta da bu böyle . O sevdiyse tarif onaylanmış oluyor. İnsan çocuğu söz konusu olunca herşeyin en iyisini yapmaya çalışıyor.
Sonra mutfakta çok vakit geçirdiğim için insan malzemelerle oynamayı, mevcutla yemek yapabilmeyi ve ölçüsüz çalışabilmeyi öğrendim. Ben sadece yemek yapmayı değil, yaptığımı yedirmeyi yani paylaşmayı da seviyorum.
Yine AlexKaan’dan ve arkadaşlarından dolayı çocukların severek yediği yemeklerin neler olduğunu biliyor ve bu çeşitlere uyumlu eklemeler yaparak onları daha da besleyici ve rededilmez yapmayı becerebiliyorum sanırım. Son olarak değişik ülkelerin mutfaklarını ve yemek alışkanlıklarını tanıyor olmam da şüphesiz dönüp dolaşıp benzer yemekler yapıp, yakın tarifler oluşturmamı engelliyor. Bu anlamda Türk mutfağı ve yabancı mutfakları harmanlamayı ve kendi çapında özgün tarifler oluşturmayı çok seviyorum.

Bu işlerin merkezi İstanbul. Taşınmayı düşünmediniz mi?
- Düşündüm, Helen de düşünüyorum. Ama ben iflah olmaz bir Ankara’lıyım. Ankaralı olmayanların bir türlü sevip anlayamadıkları bu şehri çok seviyorum. Düzenli, güvenli ve sade. Tam benim istediğim gibi. Ailemin, sevdiklerimin olduğu yer burası, doğup büyüdüğüm bozkır, ama bana gore bazkırların en güzeli.

Sabırlı yaklaşım

Çocukların yemek yemeyle ilgili sıkıntıları nasıl çözülebilir?

- Bence çocukların yememe problemi annelerin konuya sabırlı ve istikrarlı yaklaşımıyla kabus olmaktan çıkabilir. Çeşitliliğe erken yaşlarda alıştırmak yemek konusunda seçici olmayan çocuklar yetiştirmemiz için birinci öncelik. ‘Nasılsa yemez’ diye önyargılı davranıp onların çok ihtiyacı olan besinlerden mahrum etmesinler. Zorlama ve koşturmaca yapmadan, ikna yöntemiyle, hikayeler anlatarak ve kendisiyle birlikte masa başında oturararak yemek yemeği her iki taraf için de eziyetli olmaktan çıkarabiliriz.

Yemek saatlerinden ödün vermesinler. Her öğünü her gün aynı saatlerde sunsunlar ki sunulan yemeğe karşı daha istekli olabilsinler. Sofraya nispeten aç oturmaları önlerine konan yemeği daha kolaylıkla kabul etmelerini sağlar.

Çocukların abur cuburlarla (cips, bisküvi, şeker, çikolata vb.) düşkün olmasına mani olsunlar. Bunları yemeye alışkın olmaları beslenme biçimini çok etkiliyor. Daha çok ev yapımı, daha çok meyve prensibini edinsinler.

Reddettikleri besinleri çok sevdikleri yemeklerin arasına katarak stratejik davransınlar. Örneğin bazı sebzeleri rendelemek veya küçük küçük doğramak suretiyle makarna sosları, börek içleri, püreler ya da çorbaların arasına ekleyebilirler.

Porsiyonları küçük tutsunlar. Onların da kapasite ve keyiflerine saygı gösterip, beklentilerini azaltsınlar. Kısacası nicelik yerine niteliğe önem versinler.

Sunumu hafife almasınlar. Etleri ve sebzeleri şeritler halinde doğramak, köfteleri çok minik yuvarlamak gibi basit yöntemlerle yemeğin cazibesini arttırsınlar.

Karışık ve çok malzemeli yemeklerdense daha sade, içindekilerinin tadını ön plana çıkaran yemekleri tercih etsinler.

Benim oğlum gibi süt içmeye direnç gösteren çocukların bu açıklarını kapatmak için sütü çorbalarda, soslarda ve tatlılarda bol bol kullansınlar.

Birbirine uyumlu yemekleri birarada sunup çocukların damak tadının gelişimine katkıda bulunsunlar.

Farklı pişirme yöntemleri denesinler. Haşlanmış tavuk yemeyen bir çocuk fırın torbasında sebzeli tavuğu afiyetle yiyebilir.

ÇİKOLATALI POĞAÇA

MALZEMELER

1 bardak yoğurt
1/3 bardak yağ (yarı tereyağ, yarı sıvıyağ)
1 yumurta akı
3 su bardağı un
2 yemek kaşığı kakao
1,5 çay bardağı pudra şekeri
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilya
Çikolatalı fındık kreması veya çikolata parçaları

YAPILIŞI

Yoğurt, yağ, yumurta akı ve pudra şekeri elle iyice karıştırılır
Un,kabartma tozu, vanilya ve kakao ayrı bir yerde iyice karıştırılıp sıvı harca eklenir
Karışım iyice yoğurulur ve 1 saat kadar buzdolabında bekletilir
Küçük toplar halinde koparılıp ortasına bir çay kaşığı kadar çikolatalı fındık kreması veya çikolata parçası yerleştirilir ve kapatılarak yuvarlak şekil verilir.
Pişirme kağıdı üzerine yerleştirilir, üzerlerine yumurta sarısı veya süt sürülür.
Önceden ısıtılmış 150 derece fırında 30-40 dakika kadar pişirilir.

PATATES KREP

MALZEMELER

1 yemek kaşığı labne
2 yemek kaşığı un
1 adet yumurta
1 yemek kaşığı taze kaşar rendesi
1 kahve fincanı süt
1 orta boy patates

YAPILIŞI

Patates haşlanır ve iyice ezilir
Tüm malzemeler iyice karıştırılır.
Elde edilen hamur tereyağı eritilmiş tavaya kepçe ile dökülür
Kapak kapatılarak önlü arkalı pişirilir.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!