Güncelleme Tarihi:
Ankara Üniversitesi (AÜ) Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hasan Hüseyin Atar, Ankara’da bu kış kar yağışının yeteri kadar gerçekleşmemesinin ve yağışların düzensiz olmasının tarımsal üretimde verim kaybına sebep olduğuna dikkat çekti. Kentteki tarım arazilerinin büyük ölçüde yağışa bağlı sulamaya ihtiyaç duyduğunu ifade eden Prof. Atar şunları söyledi:
Hasan Hüseyin ATAR
TARIM POLİTİKALARI YENİDEN ŞEKİLLENDİRİLMELİ
“Ankara’da bu yıl kar yağışının beklenen düzeyde olmaması ve barajlardaki su seviyesinin düşmesi tarım üzerinde pek çok olumsuz etki oluşturmakta. Ankara ve çevresindeki tarım arazileri büyük ölçüde yağışa bağlı sulamaya ihtiyaç duyar. Kar yağışının az olması, barajlardaki su seviyesinin düşmesine ek olarak yeraltı su kaynaklarının da yeterince beslenememesine sebep. Bu nedenle üreticiler, suya erişim için daha derin sondajlara ihtiyaç duyabilir, bu da maliyetleri artırır. İklim değişikliği de söz konusu olunca, Ankara’nın tarımını kuraklık, düzensiz yağışlar ve sıcaklık artışı gibi risklerle karşı karşıya bırakmaktadır. Bu nedenle, Ankara’nın tarım politikalarının iklime dayanıklı, sürdürülebilir ve verimli olacak şekilde yeniden şekillendirilmesi gerekmektedir. İklim değişikliği, tarımsal üretimi doğrudan etkileyerek verim kayıplarına, su kıtlığına ve ekosistem dengesizliklerine neden olmaktadır. Ankara gibi iç bölgelerde, bu etkiler daha belirgin hale gelmekte ve sürdürülebilir tarım açısından ciddi tehditler oluşturmaktadır. Artan sıcaklıklar ve düzensiz yağış rejimi de su kaynaklarının azalmasına neden olmaktadır. Ankara’da barajların su seviyelerinin düşmesi ve yeraltı su rezervlerinin azalması, sulama ihtiyacı yüksek olan ürünlerde ciddi kayıplara yol açmakta. Kuru tarım yapılan alanlarda ise buğday, arpa gibi kuraklık nedeniyle verim düşüşü gözlenmektedir.
AKILLI SULAMA SİSTEMLERİ HAYATA GEÇİRİLMELİ
Daha sıcak ve kurak iklim koşulları, toprak nemini hızla tüketerek organik madde kaybına neden olur. Öte yandan, tarım zararlılarının ve hastalıkların da yayılmasını hızlandırmaktadır. Ankara’da özellikle gözlenen hububat pas hastalıkları ve sebzelerde mantar hastalıkları daha sık görülebilir. Tarımsal sürdürülebilirliği etkileyen kuraklık, su kıtlığı ve sıcaklık artışı ile mücadelede doğru adımlar son derece önemlidir. Ancak doğru su yönetimi, iklime dayanıklı tarım uygulamaları ve modern teknolojilerin entegrasyonu ile Ankara’nın tarımı, bu tehditlere karşı daha dirençli hale getirilebilir. Bu noktada hem çiftçilere hem de politika yapıcılara büyük görevler düşmektedir. Özellikle su yönetimi politikalarının güçlendirilmesi ve iklime dayanıklı tarım uygulamalarının teşvik edilmesi, Ankara’da tarımsal sürdürülebilirliğin korunması açısından kritik öneme sahiptir. Ankara’nın tarımı, iklim değişikliği karşısında sürdürülebilir ve dirençli bir model olarak ele alınmalıdır. Su yönetimi ve akıllı sulama sistemleri hayata geçirilmeli, kuraklığa dayanıklı ürün çeşitleri geliştirilerek çiftçilere sunulmalıdır. Organik tarım, dikey tarım ve hidroponik sistemler desteklenmelidir. Çiftçilere eğitim ve finansal destek sağlanarak yeni tarım teknolojileri yaygınlaştırılmalıdır.”