Oluşturulma Tarihi: Kasım 25, 2008 00:00
A.Gücü ve Ankaraspor, İstanbul büyüklerine karşı başarılı bir mücadele verdi. Sarı lacivertliler, galibiyete daha yakın taraf olarak gösterilirken, Ankaraspor çizgiyi geçemedi.
DENİZLİSPOR-Bursaspor maçı da olmasa, Süper Ligin 12. haftası kayıtlara en az gol atılan haftalardan biri olarak geçecekti. Sanki tüm takımlar, tribüne gelen taraftara gol izletmemek için sözleşmişti.
Başkent ekipleri de bu modaya ayak uydururdu ve bu sezon ilk kez 4 takım, bir haftayı gol atamadan kapadı. Ankaragücü ve Ankaraspor, büyüklere karşı oynadıkları için elde ettikleri sonuçlar, kendilerini mutlu edebilir ancak Gençlerbirliği ve Hacettepe açısından durum, her geçen hafta biraz daha kötüye gidiyor. Özellikle mor-beyazlılar, yaşadığı gol sorunu nedeniyle hızla uçurumun kenarına doğru sürükleniyor. Bu ligin, şakası olmadığı ortada. Bir maç iki maç derken, farkına varmadan yolcu olup giderler. Bizden uyarması.
Saha dışı gelişmeler öne çıktı19 Mayıs Stadı’nın yapay zemini, Yenikent’in rüzgarı, Cemal Aydın’ın maçı yönetecek hakemi önceden öğrendiğini açıklaması, MHK’nin bu ismi değiştirmesi, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, Ankaraspor-
Galatasaray maçını izlemeye gitmesi; hafta sonunda saha dışı olayların ön plana çıkmasına yol açtı. Cumhurbaşkanı Gül’ün, Ankaraspor maçına gitmesi, yaklaşan yerel
seçimler öncesinde "Melih Gökçek’e destek" mesajı şeklinde yorumlandı. O işin siyasi boyutu ve Gül’ün kişisel tercihi. Ama sayın Cumhurbaşkanı, maçı izledikten sonra herhalde Yenikent’e gittiğine bin pişman olmuştur. Zirveye oynayan iki ekibin ortaya koyduğu futbolu gördükten sonra, ’Bu ayazda beni, buraya bunun için mi getirdiniz ?" diye çevresine sitem etmiştir. Gül’ün hemen yanında Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç da maçı izleyenler arasındaydı. Kılıç’ın, insanın iliklerine işleyen soğuk havada izlediği zevksiz maçın ardından, "Sahaya kapama, takımlara da uyarı cezası" vermeyi aklından geçirmiş olabileceğini düşünüyorum.
A.Gücü huzur arıyor Ankaragücü’nde gözle görülür bir toparlanma var. Özellikle savunmada daha sağlam durmaya başladılar.
Fenerbahçe karşısında galibiyete yakın olan taraftılar. Fikstür dezavantajına sahip olmalarına rağmen iki maçta hedefledikleri puanı aldılar. Ancak, geride kalan haftalarda çok fazla puan kaybı yaşadıklarından ve alt sıralara indiklerinden, kendilerini bir türlü tehlike hunisinin uzağına atamıyorlar. Bu sıkıntıyı uzunca bir süre daha yaşayacaklar. Fakat daha tehlikeli olan, taraftarın yönetime olan öfkesinin her hafta daha da büyümesi. Bu devam ettikçe, huzur ortamının sağlanması imkansız.
Beştepe’de çanlar çalıyor
Sarı-lacivertliler, devre arasının gelmesini dört gözle bekliyor.Gençlerbirliği ve Hacettepe’de yaşanan teknik adam değişikliğinin şu an için takıma puan olarak geri dönüşü olmadı. Türk futbolunda bu tür değişikliklerin, takımlara kısa süreli olumlu etkileri olur. Bunun örneklerini daha önceki sezonlarda yaşadık. Beştepe de ise hayat acılarıyla sürüyor. Başkan Cavcav’ın, ’Gerekirse takımın tamamını değiştiririm" çıkışı, ters tepmek üzere. Geride kalan sezonun kötü izleri, hala hafızalarda. Kırmızı-siyahlılarda görünen o ki, ara transfer dönemi yine çok hareketli geçecek. Geniş kapsamlı bir rotasyon yaşanacak. Kim kazançlı çıkacak, onu da zaman gösterecek. Hacettepe’nin gol hastalığı gittikçe kronikleşiyor. İyi oyun ve iyi mücadele, golle süslenmeyince emekler çöpe gidiyor. Sorunun giderilmesi için acil bir takviyeye ihtiyaç olduğu kesin.