AKP’deki Başkan-Bakan gerilimi, Başkan Melih Gökçek’in sert çıkışıyla Ankara gündemine damgasını vurdu. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın "Ankara’ya
Atatürk’ten sonra ufku olan bir siyaset adamı, bir devlet adamı, vali, belediye başkanı, başbakan gelmedi" sözlerine Gökçek’in,
"Sayın Bakan geceyarısı konuştuğu için kafası karışıktı, meşguldü, iyiydi herhalde. Rahmetli Özal’a ufuksuz demek insanın ufkunun olmadığı anlamına gelir
" karşılığını vermesi kulisleri hareketlendirdi.
Günay’ın Gökçek’in ağır yanıtıyla noktalanan
"ufuksuzluk" değerlendirmesi aslında yeni değildi. Günay 19 Ocak’ta Ankara Hürriyet ile yaptığı özel röportajda Başkent’in bugünkü durumunu şu sözlerle değerlendirmişti:
Açıklama yeni değil"Ankara çok daha büyük,
daha ufuklu bir planlamayla, kocaman meydanların, kocaman caddelerin olduğu, birbirine, büyük alanlarla, büyük yollarla bağlanan çok modern bir başkent olabilirdi. Dünyanın bütün modern başkentlerinde bunlar yapılabilir. 1930’lardan bu yana, Ankara’yı yöneten zihniyetin bu kadar dünyadan habersiz, bu kadar rant kavgasına düşmüş olmasını, bu kadar kent planlamasından uzak ve
ufuksuz olmasını çok dehşetle gözlüyorum. Fakat ne yazık ki bu düşünülmemiş. Bugünkü Ulus’u Kızılay’a, Kızılay’ı Çankaya’ya çıkan yollar sanki inanılmaz çevre baskısı altında. Çepeçevre kamu binalarının yola saldırdığı, ancak bir gidiş gelişin zor sığdığı yollar. Bugün Çankaya’ya giden o yollarda gidiş geliş de sağlanamıyor. Böyle bir talan edilmiş Ankara görüntüsü var. Bunu dehşetle izliyorum."
Bakan Günay’ın son yaptığı "ufuksuzluk" değerlendirmesinde önemli bir satırarası, nüans da vardı. Günay, "Ben
1.5 yıllık bakanım. Bu hükümet de
5.5-6 yıllık bir hükümet" diyerek, "ufuksuzluğun" bedelinin kendi bakanlığı ve AKP dönemiyle ilgili olmadığını da belirtiyordu. Günay Gökçek’in açıklamasının ardından verdiği yanıtta da
"Hükümet olarak biz, bunun son 5 yılından sorumluyuz. Sözlerim
son 3-5 yılla ilgili bir değerlendirme değil" vurgulamasını yaptı.
İşte nüans tam buraydı: Çünkü belediye başkanlığını 3 dönemdir sürdüren Gökçek, Ankara’nın yönetiminde
15. yılına giriyordu.
Otuz yıldır AnkaralıGünay daha önce 30 yıldır Ankara’da yayaşayan yani Ankaralı bir Kültür Bakanı olarak, Başkent’in gündeminden yıllardır inmeyen "değiştirilen amblem, kent heykelleri ve yok olan meydanlar" konusunda kendisine yöneltilen sorularla ilgili değerlendirmeler yapmıştı.
Ayrıca
yine Kültür Bakanı olarak Büyükşehir’in Ankara’nın kültürel ve tarihi simgesi Gar meydanına yaptığı "Kavşak projesi"nde de CHP’nin
soru önergesine hedef olmuştu.CHP Bakan Günay’ın yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde "Bu projeye,
Ankara Kültür ve Tabiat Varlıkları’nı Koruma Bölge Kurulu’nca onay verildiği doğru mudur? Anılan Kurul projeyi onaylarken hangi kriterleri esas almıştır? Bu Ankara için düşündüğünüz, eski kent kimliğini simgeleyen yapılara ve bölgelere sahip çıkma düşüncenize aykırı değil mi?" satırlarına yer vermişti.
Yine Tandoğan’daki Su Perileri Heykeli’nin yıllardır belediye deposuna atılmış olması da,
bir soru olarak Bakan Günay’ın önüne gelmişti.Yani
bir kentli olarak da,
bir Kültür ve Turizm Bakanı olarak da Başkent konusunda sessiz kalması,
görev ve sorumluluğunu yerine getirmemesi beklenemezdi.
Görevi de, yetkisi de
Zaten bakanlığın
görev, yetki ve
sorumluluklarını tanımlayan yönetmelikteki "tarihi kültürel değerlerin güvenliği, Kültür ve Tabiat Varlıklarının korunması hususunda gerekli tedbirlerin alınmasını sağlamak" maddesi de, bu tür konuları bir görev ve sorumluluk olarak Günay’ın önüne koyuyordu.
Ancak Bakan Günay bu tür konulardaki değerlendirmelerine Büyükşehir’den olumlu ya da işbirliğine yönelik bir karşılık alamadı.
Son örneklerden birisi amblem konusunda yaşandı.
Bir soru üzerine Ankara’nın 14 yıl önce değiştirilen ambleminin Başkent’i yansıtmadığını söyleyen Günay, şu değerlendirmeyi yapmıştı
Polemiğe girmem
"20-25 yıl içinde yapılmış olan birkaç yapıyı üst üste oturtarak bir Ankara figürü yapmanın Ankara’nın tarihiyle hiçbir bağlantısı olmadığını ve bir tarih bilinci eksikliği tarafından ancak ortaya konulabileceğini düşünüyorum. Estetik açıdan da bana hoş gelmiyor. Çok eklektik geliyor. Bana sorarsanız Hitit Güneşi de Ankara’nın simgesi değildir. Ankara’nın simgesi bana sorarsanız Ankara Kalesi’dir."
Başkan Gökçek ise Günay’a şu karşılığı vermişti:
"Biz bu konuyu 14 sene önce bitirdik, bu konu kapandı. Ankara’nın ambleminin değiştirilmesi söz konusu olamaz."
Günay Gökçek’in bu yanıtının ardından kendisine yöneltiler soruları, "Benim işim başımdan aşkın. Belediye başkanıyla polemik yapmak gibi derdim yok" diyerek kesmişti.
SON DİYALOGLARBAŞKAN GÖKÇEK: Sayın Kültür Bakanı’yla bu açıklamalarının aslının ne olduğunu konuştum. Bu ifadeleri geceyarısı kullandığını ve kastı olmadığını söyledi. Sayın Bakan gece yarısı konuştuğu için kafası karışıktı, meşguldü, iyiydi herhalde. Ufku olan da var olmayan da. Benim bildiğim, tanıdığım belediye başkanları için söylüyorum bunu. Mesela rahmetli Altınsoy, Barlas ve büyük hizmetleri oldu. Ankara’da çalışmış olan bir çok valinin geniş ufukları vardı. Başbakanlara gelince, Rahmetli Özal’a ufuksuz demek insanın ufkunun olmadığı anlamına gelir.
BAKAN GÜNAY: Hükümet olarak biz, bunun son 5 yılından sorumluyuz. Kendi payıma 1.5 yılından sorumluyum. Sözlerim son 3-5 yılla ilgili bir değerlendirme değil. Ne yazık ki derme çatma ulaşımı, meydan, yeşil alan anlayışı, düzgün olmayan bir kentle karşı karşıyayız. Bir dönem kastım, grup kastım yok. Bütünüyle bir süreç değerlendirmesi yaptım. O yüzden bir alınganlık gösterilmesinin haklı olduğunu zannetmiyorum. Herkesin kendi tarzı var. Ben o akşam bir
yemek arası vermeden komisyon çalışması yaptığımı bilen arkadaşlar böyle bir karşı açıklamanın uygun olmadığını anlamışlardır.