Başkent boşanma oranında ikinci

Güncelleme Tarihi:

Başkent boşanma oranında ikinci
Oluşturulma Tarihi: Haziran 22, 2012 17:31

Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2011 yılı evlenme ve boşanma istatistiklerine göre, Ankara’da 31 bin 756 çift boşandı. Başkent bu rakamla İstanbul’un ardından boşanma sayısında Türkiye ikincisi oldu.

Haberin Devamı

Türkiye’de geçen yıl evlenen çift sayısı, bir önceki yıla oranla yüzde 1.7 artarak 592 bin 775’e, boşanan çift sayısı ise bir önceki yıla oranla yüzde 1.3 artarak 120 bin 117’ye yükseldi. Evlenme istatistiklerinde 105 bin 860 çift ile İstanbul ilk sırada yer alırken, 35 bin 498 çift ile Ankara ikinci, 31 bin 756 çift ile İzmir üçüncü, 19 bin 776 çift ile Bursa dördüncü oldu. Boşanma istatistiklerinde ise 25 bin 884 çift ile İstanbul yine ilk sırada yer aldı. İstanbul’un ardından 11 bin 149 çift ile İzmir ikinci, 10 bin 491 çift ile Ankara üçüncü, 5 bin 621 çift ile de Antalya dördüncü oldu.

Çalışma hayatı artırıyor

Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Sunar Birsöz, kadınların ekonomik bağımsızlığını elde etmesi ve çalışma hayatına atılmasıyla birlikte boşanmalarda artış yaşanabildiğini söyledi. Boşanmalarda meydana gelen artışın en temel nedeninin kadının kendi başına yaşamını sürdürebilecek güvene ulaşması olduğunu aktaran Prof. Dr. Birsöz, “Diğer yönden sadece ekonomik bağımlılık ve ailesel baskı nedeniyle sorunlu birliktelikler yaşandığı halde ayrılma olmayan, zoraki devam eden evlilikler var ki, en az boşanılan evlilikler kadar bunlar da ciddi psikolojik sorunlar ortaya çıkarmaktadır” dedi.

Haberin Devamı

Çözüm yolu olabilir

Boşanmalarda çevresel baskının büyük önemi olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Sunar Birsöz, kadının toplumdaki ve ailedeki rolü, ailenin beklentileri, geleneksel ailenin boşanmaya karşı katı tutumu, kadının toplumda yalnız yaşama sorunları nedeniyle zoraki biçimde evliliklerin sürdürülmeye çalışıldığını dile getirdi. Bu tür mutsuz evlilikler içinde yetişen çocuklarda da ciddi psikolojik sorunlar, kadında ve erkekte ciddi rahatsızlıklar, aile içi şiddet, alkol, terk etme ya da ihanet gibi sorunlarla karşılaşıldığını aktaran Prof. Dr. Birsöz, “Medeni olarak düşünürsek anlaşamayan çiftlerin ya da ciddi sorun yaşayan çiftlerin zoraki bir beraberlik sürdürmesi yerine boşanmaları bir ölçüde savunulabilir. Ama bugün için evlilik kurumunun yerine geçen bir müessese henüz yoktur. Bu nedenle ailenin toplumsal rolü ve çocuk yetiştirme bakımından gerekli olduğuna inanıyorum. Ancak, bazı durumlarda aile ilişkileri sürdürülemiyorsa veya bireyler üzerinde ciddi baskılar ortaya çıkarıyorsa, ayrılma veya ayrılıp ikinci bir evlilik yapma çözüm yolu olabilir.

Haberin Devamı

Kırsalda daha zor

Boşanmaların ardından erkeğin çalışma hayatında becerikli olurken, ev hayatında beceriksiz olduğunu ve yalnız yaşamakta zorlandığını anlatan Prof. Dr. Sunar Birsöz, bu tip durumlarda erkeklerin arkadaş sayısının veya içki alışkanlıklarının artması gibi birtakım yapay yolların ortaya çıktığını ifade etti. Şehir toplumunda çalışan bir kadının tıpkı erkek gibi aktif olarak yaşama katılabildiğini, üretken olabildiğini, ekonomik bağımsızlığını sağlayabildiğini ve o nedenle de boşanmaya daha kolay adapte olabildiğini kaydeden Prof. Dr. Birsöz, kırsal kesimde ayrılan bir kadının mutlaka ailenin himayesine alınarak yalnız yaşamasına izin verilmediğini, o nedenle de çevreden rahatsız edilme, namus ve hayatının kısıtlanması şeklinde çevresel baskılara maruz kalabildiğini dile getirdi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!