Başbakan Yıldırım:  Kıyakçılık olsun diye kırmızı ışıkta geçeni söylememek başka birinin hayatına mal olabilir 

Güncelleme Tarihi:

Başbakan Yıldırım:  Kıyakçılık olsun diye kırmızı ışıkta geçeni söylememek başka birinin hayatına mal olabilir
Oluşturulma Tarihi: Kasım 16, 2017 14:16

Başbakan Yıldırım:  Kıyakçılık olsun diye kırmızı ışıkta geçeni söylememek başka birinin hayatına mal olabilir 

Haberin Devamı


ANKARA (DHA) - Başbakan Binali Yıldırım, trafik kurallarına uymanın önemine değinerek, "Denetimi sadece polisten, jandarmadan beklemeyelim. Hepimizin fahri görevi var. Kıyakçılık olsun diye kırmızı ışıkta geçeni söylememek başka birinin hayatına mal olabilir.  Mutlaka yoldaki bütün vatandaşlarımızın kurallara uymayanları gerekli mercilere iletmesi gerekir. Bu bir insanlık grevidir bunu herkes yapsın. Bölünmüş yollar hayat kurtarır. Niye bunu söylüyorum? 2003'te kaza yerinde ölenlerin sayısı 4 bine yakındı. Bugün de aynı. Neye rağmen? Trafikteki araç sayısı yüzde 130 arttı, 8 milyondan 21 milyona çıktı. Yolculuk miktarı 3 kat arttı, 2 milyona yaklaştı. Kaza sayısı da arttı ama ölümlü kazalardaki sayı neredeyse sabit kaldı. Bu başlı başına ne demektir? Yılda ortalama 8 bin insanın hayatını kurtarmak demektir. Hedef, sıfır ölümlü kaza. Bazı ülkeler bunu başardı ama bizim önümüzde daha çok yol var. Çözüm ne? Eğitim, eğitim, eğitim. Beşikten mezara kadar eğitim" dedi. 

Başbakan Binali Yıldırım, ATO Congresium'da düzenlenen "8. Karayolu Trafik Güvenliği Sempozyumu ve Sergisi"nin açılışında konuştu. Yıldırım, "Son 15 yılda Türkiye her alanda gelişiyor. 2002 yılında Türkiye'nin 80 yılda geldiği nokta yüzde 95'in üzerinde karayoluna bağımlı bir ulaşım. Bu kabuledilebilir bir şey değil. Bizim o dönemde bakan olarak göreve başladığımızda en baştaki işimiz, ulaşım ana plan stratejisi hazırlamaktı. Neyi hedefledik? Bu tek modlu, karayoluna bağımlı ulaşım sistemini nasıl çeşitlendirelim? Bir kısmını havayolu, bir kısmını demiryolu, bir kısmını da karayoluna. Dünyanın hiçbir ülkesi yoktur ki karayolu ağırlıklı taşıma olmasın. 'Karayolunu yüzde 30-50'ye düşüreceğiz' desek bu hayaldir, hiçbir şekilde mümkün değildir. Ülkemizin şartları da buna müsait değildir. Hedef orta ve uzun vadede yüzde 95'lerden yüzde 80'in altına geriletebilmektir. Tercihen yüzde 75 ideal olan ama bu 10 senede olmaz. 30 senede gerçekleşen bir şeydir" ifadelerini kullandı. 

"ŞİMDİ İNSAN NİYE ARABAYA BİNSİN?" 
Yıldırım, "Havayolunda 4 kat büyüme oldu. Demiryollarında hızlı tren ağlarının yaygınlaşması, mevcut demiryolu altyapısının yenilenmesiyle orada da büyüme oldu. O büyüme istediğimiz seviyede değil ama mesele, yolcu da 4 katı geçti. Bugün Konya-Ankara, Ankara-Eskişehir arasındaki seyahatlerin yüzde 72'si demiryoluyla. Şimdi insan niye arabaya binsin? Araba sürmek her zaman zevkli bir şey değil. Bir müddet sonra yük olur, yorgunluk başlıyor, dikkat dağılıyor, risk, tehlike artıyor, kaza meydana gelebiliyor. Dikkat çok önemli" diye konuştu.

"BEŞİKTEN MEZARA KADAR EĞİTİM" 
Yıldırım, "Bölünmüş yollar hayat kurtarır. Niye bunu söylüyorum? 2003'te kaza yerinde ölenlerin sayısı 4 bine yakındı. Bugün de aynı. Neye rağmen? Trafikteki araç sayısı yüzde 130 arttı, 8 milyondan 21 milyona çıktı. Yolculuk miktarı 3 kat arttı, 2 milyona yaklaştı. Kaza sayısı da arttı ama ölümlü kazalardaki sayı neredeyse sabit kaldı. Bu başlı başına ne demektir? Yılda ortalama 8 bin insanın hayatını kurtarmak demektir. Hedef, sıfır ölümlü kaza. Bazı ülkeler bunu başardı ama bizim önümüzde daha çok yol var. Çözüm ne? Eğitim, eğitim, eğitim. Beşikten mezara kadar eğitim. Şimdi raporlara bakın, birincisi 'insan kusuru'. En güzel yolu yapabilirsiniz, en akıllı aracı yapabilirsiniz ama insanın hatasını önleyecek henüz bir alet icat edilmedi. İnsan hatasının her zaman trafik kazalarını azaltmada, artırmada birinci derecede rolü vardır. Demek ki insan hatasını azaltmanın hatta sıfıra indirmenin yolu eğitimden geçiyor" ifadelerini kullandı.

"BİZİM, 200 MİLYON YOLCULUKTA HER BİR ARACI DENETLEME ŞANSIMIZ YOK" 
Müfredatta, trafik güvenliği ve trafikle ilgili öğretici bilgilere ilişkin Yıldırım, "Yavrularımızın küçük yaşta alacakları bu bilgiler, onlar
büyüdüğü zaman, hayata atıldığı zaman, yollarda sürücü olduğu zaman hatırlayacakları ve uygulayacakları en büyük rehber olacaktır. Bizim, 200 milyon yolculukta her bir aracı tek tek her an nerede gidiyor, hata yaptı mı yapmadı mı diye denetleme şansımız yok. O halde her sürücünün, her vatandaşın kendi vicdanı, kendi bilgisi polis olacak. Ona göre denetleyicilere de uygulayıcılara da daha az iş kalmış olacak ki görevlerini en iyi şekilde yapsınlar. Durum buyken aynı zamanda İçişleri Bakanlığımızda da trafikle ilgili bölümü güçlendireceğiz, güçlendirmemiz gerekiyor. Çünkü Türkiye'de trafik yükü ve yolculuklar artıyor ve teknoloji çok gelişti, yol standartları çok arttı, buna uygun yapılanmayı yeniden gözden geçirmek gerekiyor. Bu konuda Bakanlığımızın atacağı adımları öncelikli olarak ele alacağız ve destekleyeceğiz. Çünkü biz, insanı yaşat ki devlet yaşasın kültürüne sahip bir milletiz" diye konuştu. 

"KIYAKÇILIK OLSUN DİYE KIRMIZI IŞIKTA GEÇENİ SÖYLEMEMEK BAŞKA BİRİNİN HAYATINA MAL OLABİLİR"
Yıldırım, "Denetimi sadece polisten, jandarmadan beklemeyelim. Hepimizin fahri görevi var. Kıyakçılık olsun diye kırmızı ışıkta geçeni söylememek başka birinin hayatına mal olabilir.  Mutlaka yoldaki bütün vatandaşlarımızın kurallara uymayanları gerekli mercilere iletmesi gerekir. Bu bir insanlık grevidir bunu herkes yapsın" dedi. 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!