Güncelleme Tarihi:
DOĞU VE GÜNEYDOĞU'YA YÖNELİK DÜZENLEMELER BAYRAMDAN SONRA
Başbakan Yıldırım, ekonomik yatırım teşvik paketini açıkladıktan sonra basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Teşvik paketinin maliyetinin ne olacağı sorusu için Yıldırım, "Bütçeye yükü, bütçeye getirisinin çok çok altında. Bundan vatandaşlarımız emin olabilir. Bütçe tarafında hiçbir sorun, endişe edecek bir durum yok" ifadelerini kullandı.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da kurulacak fabrikalardan kamuya alımların olup olmayacağı sorulan Başbakan Yıldırım, "Doğu ve güneydoğu meselesi bugünkü açıklamamızda yok. Onun çalışmalarını, müzakerelerini yaptık. Değerlendik bugün ama biraz daha üzerinde çalışılması gerektiğine karar verdik. Onu hemen bayramdan sonraki birinci veya ikinci Bakanlar Kurulu'nda hem açıklayacağız. Açıkladığımız anda da zaten işler başlamış olacak. Yeni bir sürece geçeceğiz. Çok hızlandıracağız. Oranın iki boyutu var. Sosyal, fiziki alt yapı ve yenileme, rehabilitasyon. Cazibe merkezleri bunun içinde var. Devlet-özel sektör iş birliği bunun içinde var. Bu topyekün bir sadece doğu ve güneydoğu değil; onların batıdaki etkilerini de dikkate alacak büyük bir proje. Bayramdan sonra inşallah devreye alacağız" ifadelerini kullandı.
SURİYELİLER'E VATANDAŞLIK AÇIKLAMASI: SÜREÇLER BAŞLADI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Kilis'teki 'Kardeşlerimizin içerisinde inanıyorum ki; Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak isteyenler var. Onlara vatandaşlık imkanını vereceğiz' açıklamaları üzerinden Suriyeli sığınmacılara yönelik vatandaşlık hakkıyla ilgili yasal sürecin nasıl işleyeceği sorulan Başbakan Yıldırım, şöyle konuştu:
"Türkiye, açık kapı politikasıyla 3 milyona yakın kardeşimizi aldık; bağrımıza bastık. Beraber yaşıyoruz. Bu politikamızda bir değişiklik yok. Suriyeli göçmenlerle ilgili olsun genel olarak vatandaşlığa girişte olsun İçişleri Bakanlığımız bir çalışma yaptı. Hazır. Adım adım onların artık Türkiye'yi vatanları olarak görmelerini sağlayacak ve hissedecekleri ortamı hazırladık. Ama sonunda kararı kendileri verecek. İşleri Suriye'de düzelirse 'Ben gidiyorum' diyorsa gidecek. 'Ben Türkiye vatandaşı olmak istiyorum' diyorsa bizim kısıtlayıcı şartlarımız belli. Cumhurbaşkanı'mız çok güzel açıkladı. Ne diyor? Bizde eğer teröre bulaşmışsa vatandaşlık veremeyiz. Karışık kuruşuk işleri varsa vatandaşlık veremeyiz. Ülkemizin huzurunu, barışını bozacak faaliyetler içinde olanlara asla vatandaşlık düşünülemez. Bunun dışında Türkiye'nin büyümesine katkı sağlayacak olanlara tabi ki vatandaşlık verilir. Bunların da bir süreci var. Bu süreçler başladı. Oturma, geçici çalışma, kayıt sistemi buna göre bu işlemler devam edecek."
'REKABET ETMEYE DEVAM EDERLERSE KAN AKMAYA DEVAM EDECEK'
Suriye konusunda Türkiye'nin koalisyon ortaklarından beklentilerinin neler olduğu sorulan Yıldırım, "Suriye'den en fazla canı yanan ülke Türkiye. Diğer ülkeler uzakta. Onlara ne sığınmacı geliyor ne de teröristler oraya çok kolay erişiyor. Ama zannetmesinler ki bu böyle devam edecek. Eğer bu işe birtakım rekabet düşüncesini terk etmezlerse karar verici, büyük ülkeleri kast ediyorum, bölgede rekabet etmeye devam ederlerse buradaki kan akmaya devam edecek. Bu bölgesel sorun olmaktan çıkacak, zaten çıktı. Küresel bir tehdide dönüşecek. Bugün dünyada yayılan DEAŞ terörünün kaynağında bu var. Onun için biz diyoruz ki buradaki paydaşlar, başta koalisyon güçleri olmak üzere stratejik ortaklarımızın yani bireysel hesapları bir kenara bırakması; artık Suriye'de bu zulmün, bu akan kanın durdurulması lazım. Bölge ülkesi, sınırdaş ülke Türkiye olarak her türlü katkıyı vereceğiz. Bunun artık zamanı geldi, geçiyor. Böyle bir çağrı yapıyoruz" diye yanıt verdi.
'KENDİ İNSANLARINI ÖLDÜREN BİR REJİMLE NEYİ ANLAŞACAKSINIZ?'
Rusya, İsrail ve Mısır'la atılan adımların Suriye yönetimiyle de atılmasının söz konusu olup olmadığı sorulan Başbakan Yıldırım, "Suriye ile böyle görüşmeler kısa vadede olmaz. Önce oradaki zulüm, o diktatör rejim sona ersin. Kendi insanlarını gözünü kırpmadan öldüren bir rejimle neyi anlaşacaksınız? Bu konuda zaten herkes hemfikir. Burada işler düzene binerse tabi ki bizim ilişkilerimizi, biz komşuyuz. Tabi ki iyileşeceğimiz, iyileşmek mecburiyetinde olduğumuz bir ülkedir Suriye" diye konuştu.
ÇAVUŞOĞLU: RUS UÇAKLARININ GELMESİ KONUSUNDA BİR İFADE KULLANMADIM
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun İncirlik Hava Üssü'nün IŞİD'le mücadele kapsamında Rus uçaklarına açılabileceği yönünde basında yer alan ifadeleri ve Kremlin'den konuya ilişkin gelen olumlu yanıtın sorulması üzerine bu soruya Bakan Çavuşoğlu yanıt verdi. Kendisinin böyle bir ifade kullanmadığını vurgulayan Çavuşoğlu, şöyle konuştu:
"Benim böyle bir ifadem olmadı. Biz DAEŞ'le mücadelede herkesle iş birliği yapabiliriz, dedik. Örnek olarak da koalisyon içindeki ülkelerin İncirlik Hava Üssü'ndeki uçakları ve bulundurdukları gücü verdik. Dolayısıyla Sayın Cumhurbaşkanı'mız Putin'e daha önceki dönemlerde de uçak düşürme hadisesinden önce de 'Endişeniz DAEŞ ise gelin DAEŞ'e karşı birlikte mücadele edelim' sözünü de hatırlattık. Bundan sonraki süreçte DAEŞ'le mücadelede Rusya ile iş birliği yapabileceğimizi söyledik. İncirlik Hava Üssü'ne Rus uçaklarının gelmesi konusunda herhangi bir ifade kullanmadım."
YILDIRIM: ONLAR ÖYLE ANLAMIŞ
Bakan Çavuşoğlu'nun konuya ilişkin açıklamalarının ardından Başbakan Yıldırım'ın "Yani onlar öyle anlamış" demesi üzerine Çavuşoğlu da "Hayır, bizim basın böyle anladı. Rusya'ya da mesaj böyle gitti" ifadelerini kullandı.
'TESPİT EDİLDİĞİ ZAMAN GÖREVİNE SON VERİLECEK'
Terör örgütlerine finansal destek sağladığı tespit edilen belediyelerle ilgili yapılacak yasal düzenlemenin, yasama yılına yetişip yetişmeyeceği sorulan Başbakan Yıldırım, şunları kaydetti:
"Evet, yetişecek. Buradaki yaptığımız şey şu. Teröre doğrudan ve dolaylı destek veren yerel yönetimleri, belediye başkanları veya meclis üyeleri delillendirildiği ve tespit edildiği zaman bunların görevine son verilecek. Onun yerine oradaki işlerin nasıl yapılacağına dair bir düzenleme bu. Bu da bu yasama dönemi bitmeden gelecek. Meslis'te 3'üncü pakette bunlar da öngörülüyor. İçişleri Bakanlığı zaten bir süreden beri buralar üzerinde müfettişler marifetiyle çalışmalarını yürütüyor. Bu şekilde görevden alınan hatta tutuklanan, hüküm giyenler bile var."
'SEÇİM YOK, ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ GÜNDEMİMİZDE'
Erken seçim iddialarının sorulması üzerine Başbakan Yıldırım, erken seçimin söz konusu olmadığını fakat Anayasa değişikliğinin gündemde olduğunu belirterek, şöyle konuştu: "Nereden çıktı? Yani seçim, seçim, seçim. Millet yoruldu kardeşim. Bırakın bunları. Artık işimize gücümüze bakalım. Seçim zamanı bitti, şimdi geçim zamanı. Vatandaş iş, yatırım bekliyor. Terör sona bitsin istiyor. Seçim belli, 2019'da inşallah seçimimizi yapacağız. Onun için millet rahat rahat yatırımını yapsın. Geleceğe yönelik kararlarını versin. Hiç endişe etmesin. Türkiye'de güven, istikrar, güçlü bir siyasi irade var. Anayasa değişikliği ile bunu karıştırıyorlar bazen. O ayrı bir fasıl. Anayasa değişikliği gündemimizde. Seçimle bunun bir alakası yok. Millet rahat etsin, seçim falan yok."
'YENİ MODEL, HEM CANLI BOMBA HEM FEDAİ SALDIRI'
İstanbul Atatürk Havalimanı'nda yaşanan terör saldırısının ardından ek olarak güvenlik tedbirlerinin alınıp alınmadığı sorulan Yıldırım, "Önlemler sürekli var. Önlemler bir sefer alınıp bitmez. Tehdidin boyutuna göre sürekli önlemler güncellenir. İstanbul'daki perşembe günkü saldırı, bazı şeyleri bilmiyor insanlar. Yeni bir model. Hem canlı bomba hem de fedai saldırı. Ne demek? Gireceği yere giremeyince önce silahı çıkarıyor. Tarıyor her tarafı. Diğerleri aradan giriyor. Can korkusuyla herkes kaçıyor. Gidiyor, eylemini yapıyor. Girişte bir güvenlik zafiyeti yok, derken ben onu kast ettim. Orada canlı bomba, normal şartlarda elinde kalaşnikof, tabanca, el bombası olmasa giremez. Şimdi bu tecrübeyi gördük. İçişleri Bakanlığımız bütün bu insanların yoğun olarak bulunduğu havalimanı, metro, Marmaray bunların önüne ağır silahlı özel harekatçı arkadaşlarımızı koyduk. Allah göstermesin herhangi bir şeyle karşılaştığında ilk cevabı onlar verecek. Daha başka tedbirler var. Havaalanı yöneticileri, valilik, İçişleri Bakanlığı, ilgili bütün kısımlar düzenli olarak bir araya gelip tedbirleri sürekli artırıyorlar" diye konuştu.
'ÖLÜM KALIM MÜCADELESİ İÇİNDEYİZ, HEDEF ÜLKEYİZ'
Terörle olan mücadelesi dolayısıyla Türkiye'nin hedef ülke olduğuna dikkat çeken Başbakan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Amacımız bir daha bu ve buna benzer tatsız hadise yaşamamak. Ama şunu bileceğiz. Biz terörle en yoğun mücadele eden ülkeyiz. Adeta ölüm kalım mücadelesi içindeyiz. Dolayısıyla hedef ülkeyiz. Hedef ülke olduğumuz için de çok daha uyanık, çok daha titiz, çok daha hem istihbarat yönüyle hem fiziki tedbirler yönüyle gereken şeyleri yapmamız gerekiyor. Bunun adımlarını atıyoruz."
Bahar DEMİREL/ANKARA, (DHA)