Güncelleme Tarihi:
Bahar DEMİREL / ANKARA, (DHA) - BAŞBAKAN Binali Yıldırım, TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi toplantısında ekonomide yaşanan gelişmelere ilişkin açıklamalarda bulunarak, "Çok emin olarak söylüyorum. Endişeye gerek yok. Bunu da atlatacağız. Bu dalgalanma herhalde 1-1,5 ay gibi daha devam edecek. 20 Ocak'a kadar yeni seçilmiş başkan iş başına geldikten sonra biraz daha öngörülebilirlik artacak ve taşlar yerine oturacak" dedi.
Başbakan Yıldırım, Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi toplantısına katıldı. Ankara Sheraton Otel'de düzenlenen toplantıda, Başbakan Yıldırım'ın yanı sıra Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Cansen Başaran Symes, Doğan TV Holding Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, Koç Holding Yönetim Kurulu Onursal Başkanı Rahmi Koç, Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Koç, Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanvekili ve Otokar Yönetim Kurulu Başkanı Ali Koç, Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı ve Anadolu Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan da yer aldı.
ÖĞRENCİ YURDU YANGINIYLA İLGİLİ MECLİS'TE ARAŞTIRMA KOMİSYONU KURULACAK
TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi toplantısında hitap eden Başbakan Yıldırım, Adana'nın Aladağ İlçesi'nde, 11'i öğrenci 12 kişinin yaşamını yitirdiği kız öğrenci yurdundaki yangınla ilgili konuştu. Yangınla ilgili Meclis'te araştırma komisyonu kurulacağını açıklayan Yıldırım, "Çocuklarımızın ailelerine baş sağlığı diliyoruz. Çocuklarımıza Allah'tan rahmet diliyoruz. Milletimiz bilmelidir ki bu ve buna benzer yaşanan olaylar aydınlatılacak ve sorumlular en ağır şekilde hesabını verecektir. Bu konu hem idari olarak hem adli olarak araştırılmaya, soruşturulmaya başlanmıştır. Ayrıca bugün TBMM de bir Araştırma Komisyonu oluşturmak suretiyle konunun bütün yönleriyle değerlendirilme ve bu ve buna benzer yurtlarda alınması gereken tedbirleri etraflıca tespit edecek. Ümidimiz ve emelimiz bu ve buna benzer acıları yaşamamak ama insanın olduğu yerde hata eksik olmuyor. İstediğiniz kadar mükemmel araçlar geliştirin ama insan hatasını ortadan kaldıracak bir makinayı henüz insanoğlu geliştiremedi" diye konuştu.
"FELAKETİN EŞİĞİNDEN DÖNDÜK"
Türkiye'nin 15 Temmuz'da bir felaket yaşadığını dile getiren Yıldırım, "Büyük bir felaketin eşiğinden döndük. Alçak darbe girişiminin başarısız olmasının arkasındaki en önemli sebep, vatandaşımızın demokrasi bilincinin gelişmiş olmasıdır. Vesayet anlayışına karşı kafasının net olmasıdır. Uygar dünyada emsali görülmemiş bir iş başardık. Bunu Avrupalılar da anlayamıyor, Amerikalılar da anlayamıyor. 'Biz Türk milletini anlayamadık' diyorlar. Biz de onlara dedik ki 'Anlayamazsınız, bu milletin adı Türk milletidir. Bayrağına, milletine, ülkesine sahip çıkmak gerektiğinde her şeyi, ölümü dahi göze alır'" ifadelerini kullandı.
"KÖTÜMSER OLMAMIZA İHTİYAÇ YOK"
Ekonomide yaşanan gelişmeleri değerlendiren Başbakan Yıldırım, "Kötümser olmak için şu günleri eğer baz alırsak çok sebebimiz olabilir ama biraz geniş düşünürsek, uzun vadeli düşünürsek o zaman kötümser olmamız için bir sebep yok. Tedbirlerimizi alırken kötümser düşünelim de gelecek beklentilerimiz için kötümser olmamıza ihtiyaç yok diye düşünüyorum" dedi.
'DOLAR' AÇIKLAMASI: KÜRESEL BİR GELİŞMEDİR, TÜRKİYE DE NASİBİNİ ALMIŞTIR
ABD'nin yeni başkanı seçilen Donald Trump'ın, Amerika'nın son 50-60 yıldır ihmal ettiği alt yapısını geliştirip, halkının refahını artıracak çalışmalara daha çok eğileceği yönündeki açıklamasının ekonomideki gelişmelere etkisine dikkat çeken Başbakan Yıldırım, şöyle konuştu: "Doğru teşhis koyamazsak çözümü de doğru geliştiremeyiz. 8 Kasım'dan sonra ekonomik piyasalarda bir dalgalanma yaşıyoruz. Kurlarda oynamalar var. Ekonomik belirsizlik söylentileri had safhada. Bunun arka planına baktığımızda özellikle 8 Kasım'daki Amerikan seçimlerinin, tahminlerin dışında Cumhuriyetçi adayın kazanması yatıyor. Sayın Trump, seçim kampanyasında sürekli Amerika'nın daha çok kendi içine yoğunlaşacağını, dış dünyayla olan ilgilerini azaltacağını hep anlattı. Amerika'da söylem bütün dünyada ekonomi üzerinde bir olumsuz etki yaptı ve dalgalanmalar başladı. Türkiye de bundan nasibini aldı. Şu yaşadığımız 8 Kasım'dan bugüne kadar olayları sadece Türkiye'ye mahsus görürsek yanlış yapmış oluruz. Bu küresel bir gelişmedir. Türkiye de bundan nasibini almıştır"
"PARA BİRİMLERİ YÜZDE 6 SAPMA YAPTIYSA BİZİMKİ 2 KATI YAPTI"
Türk parasının Dolar karşısındaki değer kaybının, diğer ülkelerin para birimlerindeki değer kaybına göre daha fazla olduğunu dile getiren Yıldırım, "Bütün ülkelerde para birimlerinde Amerikan Doları'na göre değer kaybı var. Bizim bir ayrışmamız olduğu doğru. Doğruları konuşalım. Genel olarak bütün para birimleri yüzde 5, yüzde 6 sapma yaptıysa bizimki onun 2 katı yaptı. Bunu da sebeplerini de biliyoruz. Unutmayalım Türkiye geçtiğimiz 4 ay içerisinde uçurumun eşiğinden döndü. 15 Temmuz darbe girişimi. İhtilaller ülkeyi fakirleştiriyor, ihtilaller kazanımları kaybettiriyor. 15 Temmuz darbesinde biz ciddi bir sarsıntı yaşamadık. Niye? Çünkü darbe başarılı olamadı" açıklamasında bulundu.
"BUNU DA ATLATACAĞIZ, ENDİŞEYE GEREK YOK"
Dolar'daki yükselişe değinen Başbakan Yıldırım, "Türkiye, bu yaşadığımız olayın benzerini AK Parti iktidarında 4 sefer daha yaşadı. 2006'da böyle bir dalgalanma yaşadık. Para çıkışı oldu, atlattık. 2008-2009 küresel krizinde yaşadık, atlattık. Gezi olayları sonrası yaşadık, atlattık. Bunu da atlatacağız. Çok emin olarak söylüyorum. Endişeye gerek yok. Bunun da üstesinden geleceğiz. Türkiye ekonomisi kapalı bir ekonomi değil. Küresel ekonominin bir parçası. Bugün Türkiye Cumhuriyeti'nde finansal sektörün, iş aleminin dünya ile olan alışverişi devletten kat kat fazla. Bunu görmezden gelemeyiz. Bunu biz en iyi şekilde görüyor ve bu güvenin korunması, devam ettirilmesi için de her türlü tedbiri alıyoruz. Bundan emin olmanız lazım" diye konuştu.
"BU KADAR OLAY BAŞKA ÜLKELERİN BAŞINA GELSEYDİ YERLE BİR OLURDU"
Döviz kurlarındaki dalgalanmanın bir süre daha devam edeceğini belirten Yıldırım, "Bu dalgalanma herhalde 1-1,5 ay gibi daha devam edecek. 20 Ocak'a kadar yeni seçilmiş başkanın iş başına geldikten sonra biraz daha öngörülebilirlik artacak ve taşlar yerine oturacak. Bir yandan Avrupa iç siyasetinin ortaya koyduğu belirsizlik ve siyasetçilerin gelecek kaygısı, diğer yandan Amerika'da yaşanan gelişmeler, bir diğeri bölgemizde var olan 5 senedir devam eden karışıklık. Suriye'de, Irak'ta otorite yok. 911 kilometre sınırı olan tek ülke Türkiye. Türkiye bu kadar iç ve dış sorunlarla, bölücü terör örgütünü, FETÖ terör örgütünü, Rusya ile olan sorunları hepsini bir araya koyun; bu kadar olay başka ülkelerin başına gelseydi aynı anda, yerle bir olurdu. Allah'a şükür Türkiye bütün bunların üstesinden gelmeyi başardı. Niye? Çünkü Türkiye'de istikrar var, güven var" ifadelerini kullandı.
"KAFANIZ KARIŞMASIN, YATIRIM YAPMAYA DEVAM EDİN"
Başbakan Yıldırım, konuşmasında şunları kaydetti: "Son 14 yılda Türkiye'nin her şeye rağmen 27 çeyrek ardı ardına büyümesinin en temel nedeni istikrardır, güvendir, siyasi güçlü iktidardır. Siz de bunu bildiğiniz için büyüdünüz, açıldınız, yatırım yaptınız. Eğer öngöremeseydiniz bunları yapmazdınız. Ama hiç kafanız karışmasın. Yapmaya devam edin. Türkiye Cumhuriyeti'nin başbakanı olarak söylüyorum. 2017 çok daha güzel olacak. Gereken tedbirleri alıyoruz. Sizi rahatlatmak için söylemiyorum. Buna adım gibi inandığım için söylüyorum. Bu geçici dönemde de tedbirlerimizi alıyoruz"
"EKONOMİYLE OYNAYARAK BAŞARACAKLARINI DÜŞÜNÜYORLAR, ASLA"
FETÖ ile mücadelede kararlılık vurgusu yapan Yıldırım, "Bu alçak FETÖ terör örgütü milletten kuruş kuruş topladığı himmetleri garip gurebadan oluk oluk lobi şirketlerine aktarıyor. 'Türkiye'de ekonomi bozuluyor, Türkiye'de demokrasi uygulanmıyor'. Akıllarına ne gelirse her türlü alçaklığı yapmaya devam ediyorlar. 15 Temmuz'da başaramadıklarını akılları sıra ekonomiyle oynayarak, başaracaklarını düşünüyorlar. Asla başaramayacaklar" dedi.
"'PİYASAYA MÜDAHALE' ALGISI OLUŞTURACAK UYGULAMALARIN YANINDAN GEÇMEYİZ"
Ekonomide yaşanan gelişmelere karşı hükümetin aldığı tedbirleri sıralayan Başbakan Yıldırım, şöyle konuştu: "Kamu, döviz olarak alması gereken sözleşmeye göre parayı Türk parası olarak alacak. Böylece piyasanın ihtiyacı olan dövizin, piyasadan çekilmesinin önüne geçecek. Bunun üzerine 5 milyar Dolar'lık da kısa vadeli sözleşmelerimiz var. Bunları da Türk parasıyla ödeme imkanı getirdik. Önümüzdeki kısa dönem için 10 milyar Dolar'lık bir ilave kaynak, piyasanın ihtiyacı olan kaynağı, piyasadan çekmeden ayırdık. Kamu mecbur kalmadıkça sözleşmelerini milli paramız, lira üzerinden yapacak. Bu özel sektörü ilgilendirmiyor. 'Piyasaya müdahale' algısı oluşturacak, sermayeye kısıtlama getirecek bir algı oluşturacak uygulamaların yanından bile geçmeyiz. Bundan herkes emin olsun"
"YABANCI DOSTLARIMIZ 'TÜRKİYE'Yİ İZLERKEN, SAVAŞ VAR ZANNEDİYORUZ' DİYOR"
Terör örgütü PKK ile mücadeleye yönelik de açıklamalarda bulunan Yıldırım, "Bölücü terörde Türkiye Cumhuriyeti tarihinde olmadığı kadar şu anda mücadelede başarılı gidiyoruz. 30 yıldır, 40 yıldır girilemeyen yuvalarına girdik. Hepsini darmadağın ettik. Her gün terör örgütünün ileri gelenlerinden bir tanesini ele geçiriyoruz. Bunların verdiği ifadelerle de terörü inşallah çökerteceğiz. Yabancı dostlarımız gelince diyor ki 'Biz dışarıdan Türkiye'yi izlerken, savaş var zannediyoruz ama gelince şaşkına dönüyoruz. Bu kadar güzel ülke olamaz' diyorlar. Bizim bu algıyı tersine çevirmemiz lazım. Bu kendiliğinden olmuyor. Çukur siyasetini uygulayanlar, bölgedeki Kürt vatandaşlarımızın sorunlarını çözeceğiz; diye evlerini başına yıkanlar şimdi hesabını veriyor" ifadelerini kullandı.
"'EŞ BAŞKAN, ÖZ YÖNETİM' BUNLAR BİZİM HAYRIMIZA İŞLER DEĞİL"
Terörle mücadelede kararlılık mesajı veren Başbakan Yıldırım, "Düşünün yargı bağımsız, hukuk devleti eyvallah. Suç işlemişsin, hakkında iddia var. Gel kardeşim, uğra, hesabını ver; diyorsun. 'Ben tanımam, gelmem'. Kimse yapabilir mi? İçimizden hangimiz böyle davranabiliriz? 'Ben sizin yargınızı tanımıyorum, eş yönetim, eş başkan, öz yönetim' bunlar bizim hayrımıza işler değil. Bunlar bölücülüktür. Bu bölücülük mikrobunu bünyemizden atmazsak diğer konular önemsiz hale gelir" açıklamasında bulundu.
AP'NİN TÜRKİYE KARARIYLA İLGİLİ AÇIKLAMA: ANLAMSIZ KARARIN DİKKATE ALINMAYACAĞINI DÜŞÜNÜYORUZ
Avrupa Parlamentosu'nun (AP) müzakerelerin dondurulmasına ilişkin kararını değerlendiren Yıldırım, "AP bir karar aldı. Bu kararın hukuki bir sonucu yok. Tavsiye kararı. 'Görüşmeler geçici olarak durdurulsun'. Bunun bizim açımızdan önemi ve anlamı yok. Biz inanıyoruz ki her şeye rağmen Avrupa'da hala Avrupa'nın geleceğini düşünen vizyon sahibi liderler mevcut. 15-16 Aralık'ta yapılacak Liderler Toplantısında bu anlamsız kararın dikkate alınmayacağını düşünüyoruz" dedi.
"BİZ AB'YE GİRMEK İSTİYORUZ; YÜK DEĞİL, PAYLAŞIM YAPACAĞIZ"
Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) ile ilişkilerine değinen Yıldırım, Türkiye-AB ilişkilerinin bir kara sevdaya dönüşmesini istemediklerini belirtti. Başbakan Yıldırım, şöyle konuştu: "AB'ye Türkiye'nin üye olması, Avrupa'ya ilave yük getirmez. Avrupa'nın yükünü alır. AB, maalesef bugünlerde çıkışlarıyla, davranışlarıyla Türkiye'nin ne dediğine değil, Türkiye'nin düşmanlarının sesine daha çok kulak veriyor. PKK, DEAŞ, FETÖ terör örgütünün lobi faaliyetlerinden daha çok etkileniyor ve ona göre tutum alıyorlar. Bu çok yanlış bir şey. Bunu da Avrupa kamuoyunun gelecek seçimlere yönelik kanaatlerini kendi lehlerinde oluşturmak için kullanıyorlar. Bunlar çok tehlikeli şeyler. Avrupa'daki liderler maalesef çok etki altında kalıyorlar. Milletimizi rahatsız ediyorlar. Bu millet eğer AB'ye inancı azalırsa biz istediğimiz kadar Avrupa'ya girelim, diyelim. Nasıl gireceğiz? Biz milletimizin emrindeyiz. Onun için bu ikircikli tutumlardan vazgeçmeleri lazım. Çifte standardı bırakmaları lazım. O teröristlerin posterlerini parlamentolarının koridorlarına asmamaları lazım. Biz AB'ye girmek istiyoruz. Doğru. Girince de Avrupa'ya yük değil, Avrupa ile yük paylaşımı yapacağız. Ama Avrupa'nın kendi gelecek vizyonunu tekrar gözden geçirmesi lazım"
'GÜMRÜK BİRLİĞİ' AÇIKLAMASI: BİZE MADİK ATTILAR
Gümrük Birliği konusunun 2017'den itibaren ele alınacağını açıklayan Başbakan Yıldırım, "Ekonomi Bakanı'mız AB ile bir yandan müzakereleri sürdürüyor. Gümrük Birliği'ni 2017'den itibaren ele alacağız. Tekrar gözden geçireceğiz. Güncelleme yapılacak. O Gümrük Birliği'nde de maalesef bize madik attılar. Mal ve hizmetler serbest dolaşacaktı. Üstüne yattılar" ifadelerini kullandı.
AB'YE 'TERÖR TANIMI' TEPKİSİ: OLMAZ KARDEŞİM, ÖLÜM KALIM MÜCADELESİ YAPIYORUZ
AB'nin, Türkiye'den Terörle Mücadele Kanunu'nun değiştirilmesi konusundaki talebine tepki gösteren Başbakan Yıldırım, "Niye değiştirelim kardeşim? 'Değiştirin de bu çocuklar her ne kadar bölücülük yapıyor, terörle uğraşıyor ama fena çocuklar değil. Bunlara biraz daha sevimli davranın, yumuşak muamele gösterin'. Bu olmaz kardeşim. Biz ölüm kalım mücadelesi yapıyoruz. Bunu bizden nasıl istersiniz? Bunu reddettik. Bu sefer diğer hepsi yalan oldu ve anlaşma yürürlüğe girmedi. Böyle mi olacak? AB niye sözünde durmuyor? Bu tek taraflı bir sevda olmaz. AB de dediğini yapacak biz de dediğimizi yapacağız. Biz sözlerimizi yerine getirdik" açıklamasında bulundu.
"BİZİM DE SABRIMIZ VAR, İLANİHAYE AVRUPA'YI KORUYACAĞIZ DİYE BİR ŞEY YOK"
'Vize serbestisi' üzerinden de AB'yi eleştiren Başbakan Yıldırım, "AB ile ilişkileri koparacak değiliz. Bunu herkes kafasından çıkarsın. Ancak Avrupa daha sağlıklı, konjonktürel gelişmeler, iç siyasetteki şartlardan bağımsız olarak Türkiye ile ilişiklerini daha rasyonel şekilde mutlaka gözden geçirmesi lazım. Avrupa'nın bölgedeki tehditlere karşı en büyük teminatı Türkiye'dir. Türkiye 5-6 yıldır bölgede yaşananları Avrupa'ya yansıtsaydı bugün Avrupa duman olmuştu. Ama bizim de bir sabrımız var. İlanihaye Avrupa'yı koruyacağız, diye bir şey yok. Biz önce ülkemizi koruruz. Aklı selim davransınlar. Türkiye'yi muhatap alsınlar. Türkiye'nin başını ağrıtan teröristlere daha az kulak versinler. Türk halkının sesine daha fazla kulak versinler" diye konuştu.
"17 ARALIK'TA YARGI DARBESİ YAPMAK İSTEDİLER, ŞAHİDİYİM"
Olağanüstü hal uygulamasının kaldırılması yönündeki çağrılara yanıt veren Başbakan Yıldırım, şunları kaydetti: "OHAL bir sonuçtur. Bizim durup dururken ihdas ettiğimiz bir şey değildir. Bu, çok tehlikeli bir örgüttür. Türkiye bir hukuk devleti. Bunlar dişini 17 Aralık'ta gösterdi. 17 Aralık'ta resmen polisle bir olarak darbe yapmak istediler. Yargı darbesi yapmak istediler. Ben şahidiyim. Düzenledikleri iddianamede, Cumhurbaşkanı o zaman başbakan, silahlı örgütün lideri ben de yardımcısıyım. Gördüm. Gerçi o fezleke hukuki geçerlilik kazanmadı ama gördüm. O müsveddeyi gördüm. Bu akla ziyan bir iştir. O zaman Cumhurbaşkanı'mız avaz avaz bağırdı. Bu bir terör örgütüdür diye ama sesini çok az duyan oldu"
"OHAL KALKSIN, İTİRAZIMIZ YOK AMA..."
FETÖ ile mücadeleye ilişkin bundan sonraki sürece yönelik açıklamalarda bulunan Yıldırım, "Bundan sonra temizlenme sürecidir. Ama bu süreç çok kısa olmayacak. OHAL kalksın, tamam biz de istiyoruz. İtirazımız yok. Ama şunu bilelim, OHAL'de ekonomiyi doğrudan ilgilendirecek hiçbir karar almadık. OHAL'de aldığımız kararlar bu alçak örgütün devlet kademelerinden temizlenmesine yönelik bir karardır" dedi.
'YENİ ANAYASA' AÇIKLAMASI: 10-15 MADDE İÇERİSİNDE, ÇAKIŞMALARI ORTADAN KALDIRAN BİR TEKLİF
Anayasa değişikliği sürecine de değinen Başbakan Yıldırım, şöyle konuştu: "Bir anayasa değişikliğimiz var. Bu anayasa değişikliğinin amacı, rejimi falan değiştirmek değil. Rejim belli cumhuriyet; demokratik, laik, sosyal, hukuk devleti. Şimdi mevcut durum. Halkın yüksek iradesiyle seçilmiş bir cumhurbaşkanınız var, hükümetiniz var, parlamentonuz var. Buradaki işlerin düzelmesi lazım. Mevcut durumla anayasanın uyumlu hale gelmesi lazım. Biz de partilere gelin bunu yapalım, diyoruz. Bu Türkiye'nin geleceği, istikrarı için bir ihtiyaç. Bu ülkede istikrarsızlığın bedeli çok ağır olur. Türkiye mutlaka her seçimde tek başına, güçlü iktidar çıkarması lazım. Kim olursa olsun. Bunun yolunu açacak anayasa değişikliğini yapmalıyız. Hedefimiz bu. Bu konudaki çalışmalarımızı da tamamladık. Çok geniş değil. 10-15 madde içerisinde Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ile Meclis arasındaki ilişkileri düzenleyen, buradaki çakışmaları ortadan kaldıran, çok anlaşılabilir bir teklif getiriyoruz. MHP'nin de bu konuda mutabakatı var. Teklifi Meclis'te görüşüp, sizin önünüze getirince bu sorunu da halletmiş olacağız"
"HATALAR, YANLIŞLAR, ÇÖZÜM İÇİN FIRSAT OLUŞTURUR"
Başbakan Yıldırım, konuşmasını şu ifadelerle sürdürdü: "Her şeyimiz mükemmel gidiyor, diye bir iddiada değiliz. Hatalar, yanlışlar, sorunlar var. Sorunsuz hayat olmaz. Sorunlar azmimizi artırır. Çözüm için büyük bir fırsat oluşturur. Bugünlerde yaşadıklarımız canımızı sıkabilir ama bir yandan da bize yeni fırsatların penceresini aralıyor"