Güncelleme Tarihi:
Batuhan POZUT/ANKARA, (DHA)- BAŞBAKAN Yardımcısı Nurettin Canikli, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından gündemdeki konulara ilişkin açıklamalarda bulundu. Canikli, FETÖ soruşturması kapsamındaki tutuklamaların yarattığı iddia edilen mağduriyetlerle ilgili, “Buradaki temel hedefimiz sıfır adaletsizlik ve haksızlık noktasını yakalamaktır” dedi.
27 BİN 715 ÖĞRETMEN İHRAÇ EDİLDİ, 9 BİN 464 ÖĞRETMEN AÇIĞA ALINDI
Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, terörle mücadele çerçevesinde terör örgütleriyle bağlantılı olduğu değerlendirilen diğer kamu görevlileriyle birlikte, öğretmenlerde de hem memuriyetten çıkarma hem de açığa alma işlemi gerçekleştirildiğini söyledi. Canikli, bugüne kadar toplam 27 bin 715 öğretmenin ihraç edildiğini, bugün itibariyle de 9 bin 464 öğretmenin açığa alındığını söyledikten sonra sözlerine şöyle devam etti:
''Bu öğretmenler soruşturmanın selameti açısından açığa alınmışlardır. Soruşturmaları devam etmektedir. Açığa alınan bu öğretmenlerden bir bölümü geçtiğimiz günlerde görevlerine iade edilmişlerdir. Bir başka ifadeyle açığa alma işlemi iptal edilmiştir. Bu soruşturmanın bittiği anlamına gelmiyor. Soruşturmalar devam ediyor ve sonuçlarına göre gereği yapılacak. İade işlemi sadece soruşturmanın selameti için açığa alınma işlemi, gerekçesi bu öğretmenler için ortadan kalktığından dolayı iade işlemi gerçekleştirilmiştir. Soruşturma tamamlandığı ya da bu öğretmenlerin terör örgütleriyle bağlantısı ya da irtibatının olmadığı kesinleştiği için iade gerçekleştirilmemiştir. Soruşturma sonucunda bu kişilerin terör örgütleriyle bağlantıları tespit edilirse memuriyetle ilişkileri kesilip, kamudan çıkartılacaklardır. Bu çerçevede 455 öğretmen göreve iade edildi. Bunların 419 tanesi Tunceli'de, 36 tanesi de farklı illerde görev yapan öğretmenler. 36 kişi esasında FETÖ/PDY bağlantıları iddiaları nedeniyle açığa alınmışlardır ancak; yapılan çalışmalarda bu örgütlerle bağlantıları olmadığı anlaşıldığı için, açığa alınma işlemi iptal edilmiştir. Diğerleri için çalışmalar ve soruşturmalar devam ediyor.''
“MESLEK LİSESİ'NDEN MEZUN OLAN ÖĞRENCİLERE TEKNİSYENLİK ÜNVANI VERİLECEK”
''Önümüzdeki dönem için eğitim ve öğretimdeki bazı önemli konuların kararları verilmiştir” diye konuşan Canikli, “Mesleki eğitimde önümüzdeki dönemde çıraklık eğitimi zorunlu öğretim kapsamına alınacak. Staj zorunlu hale getirilmiş olup, staj sonrası sınav yapılacaktır. Staja giden öğrencilerin staj ücretlerinin 2/3'ü devlet tarafından karşılanacaktır. Okul atölyelerinde ve işletmelerinde staj yapan öğrenciler, iş kazası ve meslek hastalıklarına karşı sigortalanacaklardır. Farklı meslek lisesi türlerinden mezun olan öğrencilere teknisyenlik unvanı verilecektir. Bu sanayimizin her zaman ihtiyaç duyduğu ara kademe kalifiye eleman ihtiyacının giderilmesi konusunda son derece önemli bir adımdır. Çıraklarımızın zaman zaman gündeme gelen bu eğitimi alırken ortaya çıkan mağduriyet iddialarının da giderilmesi konusunda alınmış önemli bir karardır. Sosyal boyutu da ön planda olan önemli bir karardır” ifadelerini kullandı.
“KAZA SAYISI BİR ÖNCEKİ YILA GÖRE YÜZDE 6'LIK BİR AZALMA GÖSTERMİŞTİR”
Bakanlar Kurulu’nda tartışılan bir diğer konunun da trafik güvenliği olduğunu belirten Nurettin Canikli, "Trafik güvenliği ile ilgili ortaya çıkan rakamlar paylaşıldı. 2016 Kurban Bayramında geniş kapsamlı tedbirler alınmıştır. Maalesef bunlara rağmen 9 günde ülke genelinde 3 bin 129 adet kaza meydana gelmiştir. 103 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. 7 bin 175 kişi de yaralanmıştır. 326 bin 317 sürücü durdurularak kontrol edilmiş, 13 bin 646 sürücüye ve 41 bin 471 plakaya olmak üzere toplam 55 bin 117 araca ceza olarak 16 milyon 513 bin 956 lira ceza kesilmiştir. Bu bayramda trafiğe çıkan araç sayısı geçen yıla göre yüzde 6'lık bir artış göstermiştir. Kaza sayısı bir önceki yıla göre yüzde 6'lık azalma göstermiştir. Bir önceki yıla göre kazalarda hayatını kaybeden vatandaşlarımız sayısında yüzde 27'lik bir azalma söz konusudur. Temel amacımız ve hedefimiz sıfıra indirmektir. Bunun için çalışmalar bundan sonra da devam edecektir.'' dedi.
“DEVLET NE KADAR KÜÇÜLÜRSE BÜYÜME O KADAR YÜKSEK OLUR”
Bakanlar Kurulu'nda ''kamuda tasarruf'' konusunun da tartışıldığını söyleyen Canikli sözlerine şöyle devam etti:
''Daha önce Sayın Başbakanımızın bütün kamu kuruluşlarında çok kapsamlı, etkili bir tasarruf tedbirinin uygulanması talimatı verilmişti. Bazı çalışmalar yapıldı. Kamu kuruluşlarından kendilerine tahsis edilen 2016 yılı bütçe ödeneklerinden ne kadar tasarruf edecekleri hususu ile ilgili çalışma da yapıldı. Çalışma devam ediyor. Bu bir kerelik sadece konjonktüre olarak gündeme getirilen bir çalışma değil. Sistematik ve kalıcı olacak şekilde dizayn edilmesi planlanan bir çalışma. Maalesef kamuda genel olarak bir tasarruf alışkanlığının olduğunu söylemek doğru değil. Bütçenin hazırlanış şekli, bugüne kadarki kamu harcamalarının alışkanlık biçimi, tasarrufun tersine, harcamayı teşvik eden özellikler içermektedir. Özellikle kurumlara ödenek tahsis edilirken temel olarak kullanılan bir önceki yıl harcama rakamları, bu konuda tasarrufları sınırlandırıcı bir etki ortaya koymaktadır. Dolayısıyla kurumlar bu bütçe yapma tekniği ile bir sonraki yıl ödeneğinin daha çok olabilmesi için, içinde bulunulan cari yıldaki harcama rakamlarını otomatik olarak yukarıya çekme eğilimdedir. Bir sonraki yıl daha fazla ödenek talep edebilmek için. Dolayısıyla böyle bir tasarruf hedefinde bu yöntemin değiştirilmesi gerekiyor. Kamuda çok ciddi bir reforma ihtiyaç olduğu kararı ortaya çıktı. Buna yönelik olarak da çalışmalar başlatıldı. Kamunun gerçek anlamda etkin hale getirilmesi, hem de aşırı harcama eğiliminin ortadan kaldırılması ve genel olarak da kamunun ekonomideki payının küçültülmesi düşünülüyor. Devlet ne kadar küçülürse büyüme o kadar yüksek olur. Birçok ülkede test edilip ortaya konmuş bir gerçektir. Son 15 yılda Türkiye açısından belli ölçülerde test edilmiş bir teoridir. Kamunun payı son 15 yılda yaklaşık 8 puan azalmıştır. Yüksek büyüme hızları yakalanmıştır. Devletin zenginliği değil vatandaşın zenginliği önemli. Şu ana kadarki yapılan çalışmalar daha da hız kazandırılarak devam ettirilecektir.''
Canikli açıklamasında son olarak asgari ücrete yakın gelir elde eden vatandaşların alacakları net ücretin 1300 liranın altına düşme ihtimali konusundaki çalışmaların son aşamaya geldiğini ve tedbirlerin alındığını söylerken, Bakanlar Kurulu toplantısında terörle mücadele kararlılığının bir kez daha en yüksek perdeden ifade edildiğini dile getirdi.
“TEMEL HEDEFİMİZ SIFIR ADALETSİZLİK NOKTASINI YAKALAMAKTIR”
Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, FETÖ kapsamında yürütülen soruşturmalar neticesinde görevden alınan kamu çalışanlarının, mağduriyetleri hakkında yaptıkları başvuru sayısı ve bu bağlamda askeri öğrencilerin son durumu hakkında sorulan soruya şöyle cevap verdi:
''Bununla ilgili Valilik bünyesinde illerde ve Başbakanlık bünyesinde bir organizasyon oluşturuldu ve çalışmalar başladı. Mağduriyetlere ilişkin talepler şu anda yapılabiliyor. İllerden başbakanlığa aktarılacak ve titiz bir şekilde ilgili kurumlar tarafından başbakanlığımızın gözetiminde değerlendirilecek. Buradaki temel hedefimiz sıfır adaletsizlik ve haksızlık noktasını yakalamaktır. Henüz tüm müracaatlar gelmediği için net bir sayı veremiyoruz. Ama çok büyük talepler ve itirazlar yok. Binin altında. Sayı ne olursa olsun en ayrıntılı şekilde inceleyip değerlendireceğiz.''
İhraç edilen 27 bin öğretmene tekrar atama yapılıp yapılmayacağıyla ilgili olarak da ''20 bin öğretmenin alınmasına ilişkin sınav süreci devam ediyor. 10 Ekim itibariyle tamamlanmış olacak. 20 bin öğretmenin alınması suretiyle öğretmen ihtiyacımız tamamıyla karşılanacaktır'' dedi.
İstanbul'da hemşire Ayşegül Terzi'yi kıyafetinden dolayı darp edilmesi hakkında sorulan soruyu Canikli, ''Bu vahim bir hadise, bir vatandaşımızın böyle bir olayla karşı karşıya kalması... En kararlı şekilde üzerine gidilmesi gerekiyor. Bu tür olaylara yönelik olarak hukuk sistemimizde otomatik olarak tutuklanma gibi bir durum söz konusu değil. Buna yönelik olarak tutuklamayı zorunlu hale getirecek çalışma, adalet bakanlığı tarafından yapılıyor. Ve cezanın ağırlaştırılması konusunda adalet bakanlığımız çalışıyor" diye yanıtladı.
“ALMAN VEKİLLERE İNCİRLİK ÜSSÜ ZİYARETİ KONUSUNDA İZİN VERECEĞİZ”
Başbakan Yardımcısı Canikli, Alman vekillerinin incirlik üssü ziyareti konusuna ilişkin sorulan soruya ''İncirlik üssüne ziyaretlerin 1915 olaylarıyla ilgili olarak Almanya Parlamentosu'nun aldığı kararlar nedeniyle bugüne kadar ziyaret taleplerini olumsuz karşılamıştık. Alman Parlamento'sunun verdiği bu gerçek dışı karar nedeniyle böyle bir politika uygulanmıştı. Daha sonra Sayın Merkel'in bir açıklaması oldu. Alınan bu kararın hukuki değil siyasi bir karar olduğu anlamına gelen bir açıklama yaptı. Bu da bizim şu ana kadarki beklentilerimizi karşılayan bir açıklama. Bu ifadesinde esasında yapılan araştırmalar ışığında alınmış bir karar değil, tamamen siyasi gerekçelerle alınmış bir karar olduğunu örtülü bir şekilde ifade etmiştir. Bundan sonra talepleri olması halinde Alman Vekillere incirlik üssü ziyareti konusunda izin vereceğiz. Ekim ayında bir ziyaret hususunda Dışişleri Bakanlığı tarafından gerekli izinler verilmiştir'' dedi.
Nurettin Canikli ayrıca, Olağanüstü Hal'in üç ay sonra devam edip etmeyeceğine dair henüz bir karar alınmadığını söyledi.
Nurettin Canikli, kredi kartına taksit uygulamasına ilişkin sorulan soruya ise ''Son aşamadayız. İlgili kurumların görüşüne taslak çalışmayı gönderdik. Bankalar Birliği başta olmak üzere ilgililerle gerekli toplantılar yapıldı. Görüş önerileri ortaya çıkmıştı. Bu görüşleri bir metin haline getirdik ve ilgili kurumlara gönderdik. Şu an itibariyle o görüş bekleniyor. Henüz netleşip, olgunlaşmamıştır. Kamuoyunda şu anda konuşulanlar tahminden ibarettir. Önümüzdeki hafta içerisinde olağanüstü bir durum ortaya çıkmaz ise bu karar resmi gazetede yayınlanma aşamasına gelir diye tahmin ediyoruz. Kredi kullanımı konusunda azalma söz konusu. 2016 civarında artışlar söz konusu. Bu reel olarak azalma anlamına geliyor.
“HANGİ BELEDİYE TERÖR ÖRGÜTÜNE DESTEK VERİRSE KAYYUM ATANIR”
Canikli, kayyum atamalarıyla ilgili kurulda bir değerlendirme yapılıp yapılmadığına ilişkin sorulan soruya ise ''Belediyelere Kayyum ataması tamamen terör örgütlerine destek sağlamaları nedeniyle görevden alınmaları üzerine yapılmaktadır. Dolayısıyla böyle bir tespit ne zaman yapılırsa bu düzenleme çerçevesinde kayyum atanacaktır. Ama bundan sonra diğer belediyelerin de terör örgütüne her türlü destek yapıp yapmayacakları konusunda söyleme imkanına sahip değil. Ancak böyle bir durum olursa aynı işlemlere muhatap olurlar. Hangi belediye terör örgütüne destek verirse orada görevden alınma işlemi ve kayyum atama işlemi gerçekleşir” diye cevap verdi.