Güncelleme Tarihi:
Hakime TORUN /ANKARA (DHA) - BAŞBAKAN Binali Yıldırım Kıbrıs'ın güneyindeki hareketliliğe ilişkin "Kıbrıs adasının etrafındaki her türlü doğal zenginlikler adada yaşayan bütün halkın ortak varlığıdır. Buralarda tek taraflı girişilen faaliyetler asla bizim tarafımızdan hoş karşılanmaz. KKTC'de bunu hoş karşılamaz. Emrivakilerle, oldu bittilerle yapılacak bu ve benzeri kışkırtıcı faaliyetler karşılığını da uygun şekilde görecektir. Ada etrafında herhangi bir yeraltı zenginliğinin dışarıya çıkarılmasında muhatap hem kuzey hem güneydir. Bu iki muhatabın mutabık kalmadığı bir çalışma bizim açımızdan tehdit olarak Kuzey Kıbrıs'ın egemenlik haklarına bir ihlal girişimi olarak değerlendirilir. Bunun kimin tarafından yapıldığının önemi yoktur" dedi.
Başbakan Binali Yıldırım, Çankaya Köşkü'nde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Başbakanı Tufan Erhürman'ı resmi törenle karşıladı. Sonrasında ortak basın toplantısına geçildi.
"GÜNEY KIBRIS RUM KESİMİNİN BUNA ZİHİNSEL OLARAK HAZIR OLMASI LAZIM"
Adada kalıcı çözüme ilişkin Yıldırım, "Uluslararası toplumun, Güney Kıbrıs Rum kesiminin birşeyi esaslı bir şekilde tekrar düşünmesi gerekiyor. Adada eğer kalıcı, sürdürülebilir bir çözüm mümkün olması isteniyorsa Güney Kıbrıs Rum kesiminin buna zihinsel olarak hazır olması lazım. Paylaşmaya lafla değil zihinsel olarak da hazır olduğunu göstermesi bu konuda da Kuzey Kıbrıs tarafını ikna edebilmesi lazım. Esas olan siyasi eşitliktir. Adil yönetişimdir. Refahın ortak paylaşımıdır. Bunlar ortaya konulmadan girişilecek yeni bir çözüm arayışı baştan sonuçsuz kalacaktır. Sürdürülebilir bir çözüm elde edilemeyecektir. Türkiye, şartlar ne olursa Kıbrıs Türkü'nün yanında olmaya devam edecektir" diye konuştu.
ATİNA'DA TÜRK BAYRAĞI'NIN YAKILMASI: "BUNA BENZER DENSİZLİKLERİ YAPANLARI MUHATAP BİLE ALMIYORUZ"
Atina'da Türk Bayrağı'nın yakılmasına ilişkin bir soru üzerine Yıldırım, "Bayrak ülkelerin onurudur, gururudur. Bayrağa yapılan hakaret o ülkeye yapılmış sayılır. Bunun kabul edilebilir yanı yoktur. O bayrağın uğruna canlarımızı veriyoruz, bütün imkânlarımızı seferber ediyoruz. Bu ve buna benzer densizlikleri yapanları muhatap bile almıyoruz. Bizim başından beri söylediğimiz Ege Denizi dostluk denizi olsun komşularımızla kardeşliğimiz geliştirelim düşmanlıklar azalsın dostluklar artsın. Bu ve buna benzer provokasyonlar bu düşüncemize, politikamıza katkı sağlamaz" diye konuştu.
YUNAN ASKERLERİNİN TUTUKLANMASI: "AB İLİŞKİLERİNE KADAR GÖTÜRMEK BÜYÜK BİR ZEKA İŞİ"
Sınırı geçtiği için tutuklanan iki Yunan asker ile ilgili Yıldırım, "Hukuki süreç devam ediyor. Yargı gerekli çalışmaları yapacak. Bu konuyu AB ilişkilerine kadar götürmek büyük bir zeka işi. Zaten şimdi Türkiye ile ilgili hangi konu olsa AB'ye işi götürüp taşımak, oradan destek aramak bir alışkanlık haline geldi. AB ile olan ilişkilerimizi bu ve buna benzer yeni girişimler zerre kadar ileri de götürmez, geri de düşürmez. Zaten bir düzeyde gidiyor AB ilişkilerimiz" açıklamasında bulundu.
"KIŞKIRTICI FAALİYETLER KARŞILIĞINI DA UYGUN ŞEKİLDE GÖRECEKTİR"
Kıbrıs'ın güneyindeki hareketliliğe ilişkin Yıldırım şöyle konuştu: "Kıbrıs adasının etrafındaki her türlü doğal zenginlikler adada yaşayan bütün halkın ortak varlığıdır. Buralarda tek taraflı girişilen faaliyetler asla bizim tarafımızdan hoş karşılanmaz. KKTC'de bunu hoş karşılamaz. Emrivakilerle, oldu bittilerle yapılacak bu ve benzeri kışkırtıcı faaliyetler karşılığını da uygun şekilde görecektir.
TEHDİT OLARAK KUZEY KIBRIS'IN EGEMENLİK HAKLARINA BİR İHLAL GİRİŞİMİ OLARAK DEĞERLENDİRİLİR
Ada etrafında herhangi bir yeraltı zenginliğinin dışarıya çıkarılmasında muhatap hem kuzey hem güneydir. Bu iki muhatabın mutabık kalmadığı bir çalışma bizim açımızdan tehdit olarak Kuzey Kıbrıs'ın egemenlik haklarına bir ihlal girişimi olarak değerlendirilir. Bunun kimin tarafından yapıldığının önemi yoktur."
"MÜZAKERE SÜRECİNİN KISA BİR SÜREDE BAŞLAMASINI ÖNGÖRMEK MÜMKÜN OLMAZ"
KKTC Başbakanı Tufan Erhürman, Adada kalıcı çözüme ilişkin, Başbakan Yıldırım'ın açıklamalarına katıldığını ifade ederek, "Müzakere sürecinin kısa bir sürede başlamasını öngörmek mümkün olmaz. Şu andaki işaretler, maalesef çok da umut verici görünmüyor" dedi.