Baltık Denizi’nin sıcak ülkesi Estonya

Güncelleme Tarihi:

Baltık Denizi’nin sıcak ülkesi Estonya
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 29, 2011 00:00

Yaz tatili için plan yaparken rotamı 2008 yılındaki Letonya gezisinin ardından ikinci kez bir Baltık ülkesine çevirdim. Üç yıl önce görevli, şimdiyse sadece tatil amaçlı gidiyordum. Üstelik bir hafta boyunca bana eşlik edecek Estonyalı arkadaşlarım vardı. Bir haftalık tatil planı çoktan yapılmıştı bile. Yedi gün içinde dört şehir gezecek ve bir festivale katılacaktık.

Haberin Devamı

ÜÇ Baltık ülkesinden biri olan Estonya, Letonya’dan daha küçük ve daha az nüfusa sahip. Yaz aylarında yoğun bir turist akını var. Genelde günübirlik turlarla başkent Tallin’e geliyor oradan da adalara ya da başka ülkelere gidiyorlar. Estonya, bana göre bir günlük turdan çok daha fazlasını hak ediyor. Bir haftalık tatilin ilk kısmında Tallin’i tanıma fırsatı bulduk. Birçok Avrupa şehrinde olduğu gibi Tallin de, eski şehir merkezini özenle muhafaza etmiş. Etrafı surlarla çevrili tarihi şehir, çok sayıda müze, kilise ve katedrali barındırıyor. 1997 yılında UNESCO tarafından dünya mirası listesine eklenen Tallin’in en önemli yapıları arasında Aziz Olaf Kilisesi yer alıyor. 15. Yüzyıl’da inşa edilen kilise 159 metrelik yüksekliğiyle o dönem Avrupa’nın en yüksek yapılarından biriydi. Yangınlar yüzünden restore edilen kilisenin şimdiki yüksekliğiyse 123 metre. Kilisenin kulesi, ülkenin düz bir yapıya sahip olmasını da hesaba katarsak geniş bir manzarayı ayaklarınızın altına seriyor. Ayrıca deniz kenarında bulunan “Kültür kilometreleri” isimli bir kilometre uzunluğundaki yol, yaşam tarzları ve kültüre dair ipuçları veriyor. Güzel bir yürüyüş parkuru da olan yolun sonunda şimdi müzeye dönüştürülmüş bir hapishane bulunuyor. Hapishane, bizdeki gibi restore edilmek yerine içinde mahkumların bulunduğu şekliyle korunmuş. Oldukça ürkütücü bir görüntüye sahip bu mekanda, zaman zaman konserler ve sergiler gibi çeşitli etkinlikler düzenleniyor.

Taşlı dar sokaklarda yürüyerek tarihi bir yolculuğa çıktığınız Tallin, yeteneklerini sokaklarda sergileyen pek çok sanatçıya da ev sahipliği yapıyor. Tarihi sokaklar arasında gezerken tiyatro oynayan ya da müzik yapanlara rastlamak mümkün. Estonya’ya gitmek için en uygun dönem kesinlikle yaz ayları. Güneş gece yarısına doğru batıyor ve birkaç saat sonra tekrar doğuyor. Güneşli gün sayısı açısından bizim ülkemizle kıyaslandığında oldukça fakir olan Estonya’da, insanlar güneşli günleri doyasıya yaşamaya özen gösteriyor. Çok erken saatte kalkıp, gün bitene kadar güneşin tadını çıkarıyorlar. Yaz aylarında ayrıca çok sayıda festival düzenleniyor. Bir buçuk milyonluk bu küçük Baltık ülkesi, neredeyse her hafta bir festivale ev sahipliği yapıyor. Nüfusu bu kadar az olmasına rağmen sosyal ve kültürel etkinliklere katılım hayli fazla. Bu yaz Tallin şehir merkezine birkaç kilometre uzaklıktaki festival alanında yapılan gençlik oyunlarını 100 bin kişinin takip ettiği söyleniyor.

Otostopla yolculuk

Estonya, çok fazla üniversiteye sahip değil. Bunlar içinde en büyüğü Tartu Üniversitesi. Tartu dışındaki üniversiteler Tallin’de bulunuyor. Köy ya da kasabalarda büyüyen gençler üniversite eğitimi için bu iki şehre gitmek zorunda. Üniversite sonrası ise gençlerin büyük bir kısmı eğer yurt dışına göç etmedilerse Tallin’i tercih ediyor. Bu yüzden Tallin’in genç bir nüfusa sahip olduğunu söyleyebiliriz. Tallin’de yaşayan gençler, hafta sonları ya da tatillerde ailelerini ziyaret etmek için kendi şehirlerine gidiyor. Otostopla yolculuk Estonya’da hayli popüler. Yol kenarında elinde gideceği yeri yazan kağıtlar taşıyan pek çok insan görebilirsiniz. Otostop, ulaşımın en ucuz yolu çünkü sizi arabasına alan kişi, hiçbir ücret talep etmiyor. Estonya’da ne yapılabilir sorusuna aldığımız cevaplardan biri de otostopla yolculuk oluyor.

Haberin Devamı

Baltık Denizi’nin sıcak ülkesi Estonya


100 derecede sauna

Estonyalı gençler arasında otostopla yolculuğun yanı sıra kamp yapmak ve doğada vakit geçirmek de hayli popüler. Estonya’ya geldiğinizde yapmadan gitmemeniz önerilen aktivitelerden biri de saunaya girmek. Kırsal bölgedeki hemen her evin kendine ait bir saunası var. Saunada sıcaklık ise hayli yüksek. Yaklaşık 100 derece. İlk işittiğinizde “Hadi canım, nasıl olur. O sıcaklıkta insan nasıl dayanabilir” gibi sorular soruyorsunuz. Ama bunun gerçek olup olmadığını öğrenmeniz için denemeniz gerekiyor. Tallin’de bize evinin kapılarını açan üniversite öğrencisi Mirjam’ın ailesine ait köy evinde saunayı deneme fırsatımız oldu.
En son 85 dereceye kadar dayanabildim. Saunada ayrıca yaprakları kurumuş dallarla vücuda hafif vuruşlarla masaj yapılıyor. Bu masajın deri için iyi geldiği söyleniyor. Saunadan çıkar çıkmaz yakınlardaki göl ya da akarsuda yüzmek ise başka bir gelenek.

Estonya refah seviyesi belli bir standardın üstünde ve Avrupa’nın en sakin ülkelerinden biri.
Hemen her gün olağanüstü haberlere alışkın biri olarak, ülkenin en büyük politik gazetelerinin birinde manşetin Litvanyalı yatırımcının Tallin’de yapmayı planladığı alışveriş merkezi haberi olduğunu görmek biraz şaşırtıcı.

Buzdan yollar

Tallin’de geçen iki günün ardından rotamızı Estonya’nın en büyük ikinci adası Hiiumaa’ya çeviriyoruz. Estonya adalar bakımından oldukça zengin. İrili ufaklı toplam bin 500 adaya sahip. En büyük adası ise Saaremaa. Hiiumaa, Tallin’den bir saatlik araba yolculuğu ve sonrasında feribotla 1.5 saat süren mesafede. Gün içinde birkaç kez feribot kalkıyor. Feribota binmek üzere gişeye yaklaştığımızda önümüzde yaklaşık 10 araç vardı ve feribot 10 dakika sonra kalkacaktı. Gişe memurunun yavaş çalışmasından olsa gerek feribota yetişemedik. Sadece üç araç kalmıştı ve feribot tam vaktinde limandan ayrıldı. O anda yine “Türkiye’de olsaydı” demeden kendimizi alamadık. Feribotla adaya doğru yol alırken bize rehberlik eden Tiina ve Martin kışın havaların ne kadar soğuk olduğunu anlatıyordu. Kışın deniz donuyormuş ve buzun üstünde otomobiller için yollar açılıyormuş. Bu sayede adalara arabayla deniz üzerinden gidiliyormuş. Havaların ısınmasıyla birlikte buzdan yollar da trafiğe kapatılıyormuş. Ama bazı çılgın sürücüler, buzlu yolları kullanmakta ısrar edince arabalarını denizin dibinde bırakmak zorunda kalıyorlarmış.

Hiiumaa Adası, neredeyse tamamı ormanlarla kaplı bir ada. En uzak iki ucu arasındaki mesafe yaklaşık 40 kilometre. Adadaki en önemli yapı Avrupa’nın en eski deniz feneri olan “Kopu Light House”. Fener, son yıllarda turizm amaçlı da kullanılıyor. Fenerin üst kısmından bütün adayı görebilmek mümkün. Estonya’da yüksek bir yere çıktığınızda oldukça geniş bir görüş alanına sahip oluyorsunuz. Çünkü ülkenin tamamı deniz seviyesi yüksekliğinde sayılır. Ülkenin en yüksek noktası ise sadece 350 metre. Bir efsaneye göre 18. yüzyılda yaşayan bir toprak zengini, deniz feneri görevlisine yanlış işaret vermesi için para veriyor. Görevlinin yanlış işaretiyle gemiler çarpışıyor ve toprak zengini adam gemilerdeki tüm ganimetlere el koyarak daha da zengin oluyor. Hiiumaa Adası’nın simgelerinden biri de adanın kahramanı olduğuna inanılan “Leiger”. Saaremaa adasında yaşayan ailenin büyük oğlu Suur Töll, küçük oğlu ise Leiger. Bir süre sonra ada iki kahraman için küçük gelmeye başlıyor ve Leiger Hiiumaa’ya taşınıyor. Leiger kardeşi Suur Töll’ü ziyaret için zaman zaman diğer adaya gidiyor. Suur Töll de, kardeşini ziyaret etmek için Hiiumaa’ya gidiyor ancak bacaklarının ıslanmasından hoşnut olmuyor. Bunun üzerine Leiger ve oğulları köprü yapmaya karar veriyor. Kayaları denize taşıyorlar ama köprü tamamlanmıyor. Köprünün başladığı yer ise Saare Tirp olarak biliniyor. Denize doğru uzanan ince uzun bir çıkıntı. Yaklaşık üç kilometrelik bir yürüyüşün sonunda ulaşılıyor. Yolda giderken yanınıza bir taş alıyorsunuz ve suyun başladığı yere bırakıyorsunuz. Bu sayede Leiger’e yardımcı oluyorsunuz.

Gün boyu müzik

Bir haftalık Estonya tatilini bir müzik festivaline katılarak noktalıyoruz. Viljandi şehrinde geleneksel olarak düzenlenen Viljandi Folk Müzik Festivali, Estonyalı sanatçıların yanı sıra çeşitli ülkelerden müzik gruplarını da bir araya getiriyor. Festival Estonyalılar için oldukça önemli. Bu küçük şehir, festival zamanı on binlerce ziyaretçiyi ağırlıyor. Dört gün süren festivalde konserler 14.00’te başlıyor ve sabaha karşı 04.00’te sona eriyor. Şehirdeki eski kale, festival alanı olarak kullanılıyor. 7-8 farklı sahne kuruluyor.

ANKARA’DAN NASIL GiDiLiR

Estonya’ya herhangi bir Türk hava yolu şirketinin uçuşu bulunmuyor. Ankara’dan başkent Tallin’e gidebilmek için öncelikle İstanbul’a gitmek gerekiyor. İstanbul’dan Airbaltic’le Riga ve sonrasında Tallin’e aktarma yapılıyor. Dönüşte ise Tallin yerine otobüsle birkaç saat mesafede bulunan Riga’dan gelmeyi tercih ederek daha ucuza bilet bulunabilir.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!