Güncelleme Tarihi:
ANKARA, (DHA) - KÜLTÜR ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, "Geleneğimizin ve musiki kültürümüzün en yüksek örneklerinden biri olan Sema'nın, dini merasime uygun mekanlarda ve usulüne uygun icra edilmesi hem ayin-i şeriften kastedilen mananın hayat bulmasına hem de kültürümüzün hakkıyla ve doğru bir şekilde aktarılmasına vesile olacaktır" dedi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, kültürel mirasımızın en mühim unsurlarından biri Mevlevi mukabelesi ya da 'Ayin-i Şerif’ olarak da adlandırılan Sema ayininin aslına uygun şekilde korunması, yaşatılması ve icra edilmesine yönelik genelge yayımladı. Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı imzasıyla 81 il valiliği ve Bakanlığın ilgili birimlerine gönderilen genelgede Bakan Avcı, "Geleneğimizin ve musiki kültürümüzün en yüksek örneklerinden biri olan Sema'nın, dini merasime uygun mekanlarda ve usulüne uygun icra edilmesi hem ayin-i şeriften kastedilen mananın hayat bulmasına hem de kültürümüzün hakkıyla ve doğru bir şekilde aktarılmasına vesile olacaktır" dedi.
Sema’nın uygun olmayan mekan ve şartlarda, icazet, ehliyet ve liyakate sahip olmayan kişiler tarafından bir dans gösterisi gibi icra edilmesi dolayısıyla yayımlanan genelgede şu hususlar yer aldı:
•Sema, mutlaka bu kültürün doğru olarak aktarılabileceği, ruhuna ve doğasına uygun mekânlarda ve ayine özgü araç, gerek ve ortam koşulları sağlanarak icra edilmelidir. Aksi uygulamalar, bu mukaddes merasimin tabiatını ve sıhhatini tahrif etmek anlamına gelecektir.
•Sema, herhangi bir müzik eşliğinde değil, mevlevi ayinleri için bestelenmiş özel eserler refakatinde icra edilmelidir. Bu eserler, "mutriban" olarak adlandırılan, geleneksel yapıdaki bir müzik topluluğu tarafından canlı olarak seslendirilmelidir.
•Sema âyini, insanın kulluk yolunda tekamülünü hikaye eden ve "selam" adı verilen birbirine bağlı 4 bölümden oluşmaktadır. Her merasimde ayin-i şerifin tamamı icra edilmeli, bütünlüğü korunmalıdır.
•Sema ayinini icra edenler ehliyet, liyakat ve icazete sahip olmalı, dinî bir merasim icra ettiklerinin şuuruyla hareket etmelidir.
TOPLUMUN TÜM KESİMLERİNE SORUMLULUK DÜŞMEKTEDİR
Kültürel mirasımızın korunması, özüne ve ruhuna uygun olarak aktarılması, yaşatılması ve tanıtılması için Sema ayini ile ilgili yukarıda belirtilen hususlara titizlikle uyulması önemle rica edilen genelgede Bakanlığın Sema ayini ile ilgili çalışmalarına da yer verildi.
Mevleviliğin merasimi olan bu ayinin Bakanlığın çalışmaları sonucunda 2008 yılında UNESCO tarafından İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesi’ne alındığına vurgu yapılan genelgede, 'UNESCO'ya sunulan dosyada Sema Ayini; 'Allah'a ulaşma yolunun derecelerini sembolize eden, içinde dini-tasavvufi ögeler ve temalar barındıran ve bu haliyle ayrıntılı kural ve özgün uygulamaları içeren bir tören’ olarak tanımlanmaktadır." denildi.
Bakanlığın kültürel mirası koruyup, yaşatmak için çalıştığını ve tehditler konusunda da önlemler alarak kamuoyunu bilgilendirdiğini belirten genelgede ayrıca kültürel mirasın korunması ve yaşatılması hususunda kamu kurumlarına, yerel yönetimlere, sivil toplum kuruluşlarına, işletmelere, icracı ve izleyicilere yani toplumun bütün kesimlerine sorumluluk düştüğünün altı çizildi.
Sema’nın aslına uygun şekilde korunması, yaşatılması ve icra edilmesi hususlarına 2008 ve 2013 yıllarında yayımlanan genelgelerle de dikkat çekildiğinin bildirildiği 2017 tarihli yeni genelgede, "Geçen süre zarfında halkımızın ve ilgililerin konuya gerekli hassasiyeti ve özeni gösterdiği müşahede edilmekle birlikte, halen yanlış uygulamalara rastlanmakta, Sema'nın uygun olmayan mekan ve şartlarda, icazet, ehliyet ve liyakate sahip olmayan kişiler tarafından bir dans gösterisi gibi icra edildiği görülmektedir." ifadeleri yer aldı.