Güncelleme Tarihi:
Kaan ULU/ANKARA, (DHA) - ADALET Bakanı Abdulhamit Gül, ''2019'a gireceğimiz bu yılda, hala insanların kafasındaki örtüyle hala insanların ideolojisiyle düşüncesiyle ve yaşam tarzıyla uğraşan zihniyet, gerici bir zihniyettir. Bu gericilik geride kaldı. Türkiye artık çağdaş, ileri doğru giden, insan haklarında da daha özgürlükçü yaklaşıma doğru önemli mesafeler elde etmiş bir ülkedir. Hem Anayasa Mahkemesi kararları hem Danıştay hem Yargıtay hukukun tüm mekanizmaları başörtüsünü bir özgürlük olarak görmekte ve başörtüsüne karşı yapılan saldırıları da hukuk dışı olarak görmektedir'' dedi.
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Eğitim Daire Başkanlığı Ankara Personel Eğitim Merkezi'nin Hizmet İçi Açılış Programı'na katıldı. Bakanlık bürokratlarının da yer aldığı programda hitap eden Gül, "Bu güzel ve yeni açılan mekanda tüm adliye personelimiz, çalışanlarımız eğitim alarak daha bilinçli bir adalet hizmeti sunma hakkına kavuşacaklar. Sadece eğitim için ayrılan bu güzel mekanın adalet teşkilatımıza hayırlı olmasını diliyorum ve bu eğitim merkezleriyle hem daha fazla bilgi ve yetkinliğimiz artıracağız, yeni gelişen olaylara ve vakalara erişme imkanına kavuşacağız hem de ülkemizin farklı yerlerinden gelen adliye çalışanlarının tecrübe ve bilgi paylaşımı açısından çok önemli bir platform olacak. Biz bu eğitim faaliyetlerini de oldukça önemsiyoruz. Eğitim adına 2018 yılı da çok verimli olarak geçti. 2019 yılında da eğitim adına daha da çok verimli ve bereketli geçmesini hep birlikte temin edeceğiz" diye konuştu.
'EN TEKNOLOJİK İMKANLARLA ADLİYE HİZMETLERİNİ VERİYORUZ'
Türkiye'de, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde, 16 yılda çok önemli adımlar atıldığını vurgulayan Bakan Gül, şunları söyledi:
''Adalet teşkilatımız da bu adımlardan nasibini aldı. Çok güzel binalar yaptık. Teknolojik ve çağdaş birçok yeniliklere adliyelerde imkan bulduk. Eskiden merdiven altlarında, kaymakamlık binasının yanında hasbelkader 2- 3 mahkeme, 2- 3 kalem başını sokacak bir yer bulursa hemen oraya bir adliye tabelası yapıştırıldı. Bir mahkemede tekstil kağıdını bile bir tane fotokopi cihazı olmayan yerlerde yakın yerdeki kırtasiyeciden, esnaftan, avukattan isteyen bir adliye teşkilatımız vardı. Birtakım kırtasiye malzemesi alamadıkları için kararı yazmakta zorlanan kalemler vardı. Şimdi artık en güzel binalarda, en teknolojik imkanlarla adliye hizmetlerini veriyoruz; ama adalet sadece bina değildir. Adalet sadece adliye binalarından ibaret değildir. O adliye binalarının içinde bir vatandaş hakkını aramaya geldiğinde o vatandaşı annemiz, babamız, kardeşimiz gibi bilerek hakka ulaşmasına hepimizin destekçi olması lazım. İşte binaları yaptık. Mekanlarımız en güzel binalar. Şimdi artık nitelikli yargı mensubu, yargı çalışanı yani nicelik, teknoloji ve binalar konusunda çok iyi gelişmeler katettik. Bundan sonraki hedefimiz daha nitelikli hizmetler vermek ve daha nitelikli personel yetiştirmek.''
'2019 YILINDA ADLİYE PERSONELİNİN 79 BİN OLMASI HEDEFLENMEKTE'
Personel alımı konusunda bakanlık ve hükümet olarak çok önemli adımlar atıldığını belirten Gül, ''Bu çerçevede 2002 yılı itibarıyla yardımcı personel sayısı 26 bin 274 iken bugün 64 bin 655'e çıkmıştır. 2018 yılında 7 bin 42 personel alımı için ilana çıkılmıştır ve bu işlemler devam etmektedir. Buna göre 2018 yılı sonu itibarıyla personel sayımız 71 bin 697 olacaktır. Yine 2019 yılı alımlarıyla beraber adliye personelimizin 79 bin olması hedeflenmektedir. Böylece personel sayımız da arttıkça özellikle 15 Temmuz yargılamalarıyla ilgili ve diğer yargılamalarla ilgili çok ciddi anlamda personel ihtiyacı dile getiriliyordu. Bu konuda çok etkili mesafeler katettik" dedi.
'BU GERİCİLİK, GERİDE KALDI'
Program çıkışı gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Adalet Bakanı Gül, Danıştay 2. Dairesi'nin, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) personeline başörtüsü serbestisi getiren düzenlemenin iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle açılan davada, yürütmenin durdurulması istemini reddetmesine ilişkin şunları söyledi:
''Orada bir savcının düşüncesi, bunun iptali yönünde olmuş; ancak Danıştay'ın ilgili dairesinin verdiği karar, yürütmeyi durdurmanın reddi yönünde. Yani hukuka uygun bulmuş bu işlemi ve başörtülü olarak çalışmanın hukuka uygun olduğuna karar vermiş. Dolayısıyla bu dava devam etmekte ama farklı kararları da var; başörtüsünün hukuka uygun olduğu şeklinde. Bu dava sadece bir davacının açmış olduğu bir davadır. Danıştay'ın bu konudaki yaklaşımı da özgürlükçü bir yaklaşımdır. Artık 2019'a gireceğimiz bu yılda, hala insanların kafasındaki örtüyle hala insanların ideolojisiyle düşüncesiyle ve yaşam tarzıyla uğraşan zihniyet, gerici bir zihniyettir. Bu gericilik, geride kaldı. Türkiye artık çağdaş, ileriye doğru giden, insan haklarında da daha özgürlükçü bir yaklaşıma doğru önemli mesafeler elde etmiş bir ülkedir. Hem Anayasa Mahkemesi kararları hem Danıştay hem Yargıtay hukukun tüm mekanizmaları başörtüsünü bir özgürlük olarak görmekte ve başörtüsüne karşı yapılan saldırıları da hukuk dışı olarak görmektedir. Artık Türkiye, geriye değil; ileriye bakacak. Dolayısıyla Danıştay da bu görüşe zaten itibar etmemiştir.''
FOTOĞRAFLI