Güncelleme Tarihi:
Bahar DEMİREL / ANKARA, (DHA) - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "IŞİD'li alçaklar kahramanlarımıza ölüm yağdırmaktadır. Sosyal medyada dolaştırılan ve 2 askerimizin yakıldığını gösteren vahşet eğer doğruysa eğer bu canilik yapılmışsa IŞİD'in içte ve dışta tüm eli kanlı teröristleri son ferdine kadar yok edilmelidir. El Bab, şerefsiz zebanilerin tepesine yıkılmalı, alayı birden yakılmalıdır. Bu videonun gerçekle ilişkisi var mıdır? IŞİD'in elinde bulunan askerlerimizin son durumu nedir? Milli vicdanda beliren şüphe ve merak derhal giderilmelidir" dedi.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, Siyaset ve Liderlik Okulu'nun 13'üncü dönem eğitim faaliyetlerinin tamamlanması dolayısıyla düzenlenen sertifika törenine katıldı. MHP Genel Merkezi'ndeki Gün Sazak Konferans Salonu'nda yapılan törende konuşan Bahçeli, 2016 yılının felaketlerin gölgesinde geçtiğini söyledi. Türkiye'yi karanlığa mahkum etmek isteyen odakların, terör örgütlerini Türkiye'nin üzerine saldığını savunan MHP lideri Bahçeli, "Ülkemizin içinde bulunduğu zorlu şartlar hepimizin malumudur. Buna rağmen yerimizde sayamayız. Gelişmelerin akışına kendimizi bırakamayız. Olaylara uzaktan yalnızca film gibi seyrederek, yön veremeyiz. 2016 yılının felaketlerin adeta gölgesinde, çekim alanında kaldığını belirtmek zorundayız. Türkiye'yi karanlığa mahkum etmek isteyen odaklar, terör örgütlerini üzerimize saldılar. Düşman çevreler silahlandırıp, saldırı emri verdiği katiller vasıtasıyla Türkiye'yi çembere almaya kalkıştılar. Onlar dayattı, biz direndi. Onlar bölmeye çalıştı, biz direnç gösterdik. Onlar parçalanmamızı istedi, biz milletçe karşılarına dikildik. Onlar oyun oynadı. Biz hep birlikte bozduk, bozmaya devam ediyoruz. Bir yanda FETÖ diğer yanda kanlı ikizi PKK, bir tarafta IŞİD diğer tarafta birinci dereceden eylem yoldaşı DHKP-C aralıksız birbirini tamamlar şekilde Türkiye'ye kast etmenin yarışına girdiler" diye konuştu.
"MÜTTEFİK GÖRÜNÜMLÜ ÜLKELER TERÖRİSTLERE ŞEKER DAĞITIR GİBİ BOMBA VERDİ"
Terörün, 2016 yılını parantezine aldığını dile getiren Bahçeli, "Dost ve müttefik görünümlü ülkeler, teröristlere şeker dağıtır gibi su ve ekmek verir gibi bomba verdi. Silahlanmalarını teşvik etti. Nihayetinde canlı bombalar sinemizde patladı. Bombalı araçlar vızır vızır şehirlerimizde gezip, hedef noktalarda infilak ettirildi. 2016 yılında teröristler zincirlerinden boşanmışçasına saldırdı. Türkiye'nin yıkımı ve esarete düşmesi projelendirildi" dedi.
"BÜYÜKELÇİYİ VURAN TERÖRİST TÜRKİYE'NİN GÜVENİLİRLİĞİNE DARBE VURMAK İÇİN EMİR ALMIŞTIR"
Türk milletinin, infaz ve ihanet kıskacında olduğunu savunan MHP lideri Bahçeli, şöyle konuştu: "Tablo dehşet ve korkunç boyuttadır. 20 Aralık'ta Rusya'nın Ankara Büyükelçisi'ni sırtından vuran terörist, Türkiye'nin güvenilirliğine darbe vurmak için emir almıştır. Bir gün sonra El Bab'dan gelen 16 mehmedimizin şehadet haberi hepimizin yüreğini dağlamıştır. Bin yıl önce yurt tuttuğumuz bu topraklar, bizimle ve bize emanet şekilde muhakkak yaşayacak ve yaşatılacaktır. Hiçbir hain buna engel olamayacaktır. Hiçbir alçak emel, hiçbir küresel komplo, hiçbir cani kumpas Türkiye'nin diz çöküşünü göremeyecektir. Bu millet bağımsızlığını koruma, kararan bahtını aydınlatmak için gerekirse hep birlikte şehitliğe hazırdır. Türk milleti vatanı namus görmektedir"
"İÇ SAVAŞ ÇIKARMAK İSTİYORLAR, OYUNA GELMEYELİM"
Konuşmasında birlik ve beraberlik vurgusu yapan Bahçeli, "Türkiye'yi böldürmeyeceğiz. Her taşı yakut olan vatanımıza leke sürdürmeyeceğiz. Bedelse istenen seve seve öderiz. Çileyse beklenen sonuna kadar katlanırız. Biz Türk milletiyiz. Millet olmanın en bariz vasfı, insanları zaman ve mekan içinde birleştiren ortak noktaların bulunmasıdır. Gün dargınlık günü değildir. Ayrılığa, gayrılığa set çekelim. Anlaşmazlığa, ayrımcılığa duvar örelim. Doğudan batıya, kuzeyden güneye büyük bir aile olduğumuzla övünelim. Kürt kökenli kardeşlerim, gelin Çanakkale'de olduğu gibi tek yumruk olalım. Gelin, Kurtuluş Savaşı yıllarındaki yan yana göz göze aynı gövdenin dalları gibi beraberce ülkeyi müdafaa edelim. İç savaş çıkarmak istiyorlar. Oyuna gelmeyelim. Aramızda nifak çukuru açmayı başaramayacaklar" diye konuştu.
"EL BAB'DAN ELİMİZ BOŞ DÖNERSEK ANKARA'YI TEHLİKEYE SOKARIZ"
Terörle mücadelenin, partiler üstü bir mesele olduğunu belirten Bahçeli, "Fırat Kalkanı Harekatı kesinlikle zaferle taçlanmalıdır. Ülke olarak kimsenin toprağında gözümüz yoktur. Irak ve Suriye'yi mesken tutmuş terör örgütleri, Türkiye'nin bekasını ileri düzeyde tehdit etmektedir. El Bab operasyonundan alnımızın akıyla çıkmalıyız. El Bab'dan elimiz boş dönersek Diyarbakır'ı riske atarız, Ankara'yı tehlikeye sokarız. Terör örgütlerinin yalnızca ülkemizde değil, doğup palazlandığı yerlerde imhasını şart ve kaçınılmaz görüyoruz. Türkiye terörü kaynağında yok ederken, terörizme destek veren ülkelerle çok yoğun bir diplomasi ve siyasi mücadeleye girmeyi de ihmal etmemelidir" dedi.
ABD'YE TEPKİ: SİLAH VE MÜHİMMATIN PYD-YPG'YE GİTTİĞİ NETTİR
ABD'nin PYD ve YPG'ye yönelik tutumuna tepki gösteren Bahçeli, "Ayrıca ABD'nin PYD-YPG silah yardımı kabul edilemeyecek bir husumet alametidir. Bu ülkeyle NATO şemsiyesi altında müttefik değil miyiz? ABD'nin YPG'yi silahlandırması ne anlama gelmektedir? Bu ülke, sınırlarımız boyunca bir terör koridoru açma gayesinin neye, kime hizmet olduğunun gerçekten de şuurunda mıdır? Fırat'ın doğusunun ABD tarafından terör gruplarının lojistik merkezi haline getirildiği, nakliye uçaklarıyla taşınan silah ve mühimmatın PYD-YPG'ye gittiği nettir. ABD'nin, Rakka operasyonunu önümüzdeki bahar aylarına erteleyip El Bab'a yüzlerce IŞİD'li canileri takviye ettiğine dönük iddiaların yenilir yutulur bir tarafı olamayacaktır" diye konuştu.
"BU VİDEONUN GERÇEKLE İLİŞKİSİ VAR MIDIR?"
Fırat Kalkanı operasyonu kapsamında yürütülen El Bab'a yönelik harekata değinen MHP lideri Bahçeli, şöyle konuştu:
"Bu IŞİD'li alçaklar kahramanlarımıza ölüm yağdırmaktadır. Daha vahimi sosyal medyada dolaştırılan ve 2 askerimizin yakıldığını gösteren vahşet eğer doğruysa eğer bu canilik yapılmışsa IŞİD'in içte ve dışta tüm eli kanlı teröristleri son ferdine kadar yok edilmelidir. El Bab, şerefsiz zebanilerin tepesine yıkılmalı, alayı birden yakılmalıdır. Bu videonun gerçekle ilişkisi var mıdır? IŞİD'in elinde bulunan askerlerimizin son durumu nedir? Milli vicdanda beliren şüphe ve merak derhal giderilmelidir. IŞİD'i Ortadoğu'ya salan karanlık ve kalleş küresel güç merkezleri dökülen kanlardan birinci derecede mesuldür. ABD dış politikasını zannederim, yayılmacı ve kaos imalatçısı İngiliz aklı yönlendirmektedir. Ortadoğu'yu dize getirip, Kürdistan inşa etmek isteyen ABD'nin her yere düşmanlık tohumu saçtığı açık bir hakikattir. Terör örgütleriyle ittifak kurmak, medeni ve demokratik olduğunu iddia eden hiçbir ülkenin harcı olamayacaktır. ABD seçim ve tercihini geciktirmeden yapmalıdır. Ya Türkiye Cumhuriyeti ya terörizmin kanlı niyeti, ya dostluk ya da düşmanlık. Türkiye El Bab'da milli güvenliği için bulunmaktadır. Peki ABD'nin Ortadoğu'da ne işi vardır?"
MOSKOVA DEKLARASYONU AÇIKLAMASI: İZAH VE TELAFİSİ OLMAYACAK BİR YANLIŞ
Türkiye, Rusya ve İran tarafından imzalanan 8 maddelik Moskova Deklarasyonu'nu da değerlendiren Bahçeli, "Türkiye'nin 20 Aralık'ta Rusya ve İran ile Suriye kapsamında yaptığı 8 maddelik mutabakat önemli ve bundan sonrası için umut vericidir. Bu stratejik karar ABD'nin bölgesel anlamda alanını daraltmıştır. 3 ülkenin mutabakatında terör örgütleri sayılırken, PYD, YPG ve PKK'nın bulunmaması oldukça mahsurludur. Rusya karşısında büyükelçi cinayetinden dolayı mahcubiyet yaşayıp, Türkiye düşmanı bu terör örgütlerini görmezden gelmek, izah ve telafisi olmayacak bir yanlıştır. Dileğim bu yanlıştan acilen dönülmesidir" dedi.
YENİ ANAYASA AÇIKLAMASI: İLANI YAPILMAMIŞ BİR SEVR'İ YAŞAYACAKTIK
Anayasa Komisyonu'nda görüşülmeye başlanan anayasa değişiklik teklifine ilişkin açıklamalarda bulunan Bahçeli, "MHP, sözünün ardında, fikri çizgisinin yanındadır. Bizde siyasi bir kırıklık ve taviz söz konusu değildir. 15 Temmuz'da vatan kaybının sınır hattına gelmiştik. Allah muhafaza işgale uğruyorduk. İç savaşa savruluyorduk. İlanı yapılmamış bir Sevr'i hatta daha acıklısını yaşayacaktık. Devletimiz yıkılacaktı. Bir vatandan olacaktır. Maalesef Türkiye tahditlerin hedefindedir. Ülkemizi Suriye ve Irak yapıp, etnik ve mezhep temelli bölme planları dolaşımdadır. Bu maksatla cumhurbaşkanının dayanılmaz fiili sorunlara neden olan uygulamalarının bir anayasal düzenlemeyle sonlandırılarak, kararı milletin vermesini sağlamaktır. Yeni krizleri önlemek, gittikçe kabaran kaos dalgasını durdurabilmek için devlet yönetiminde hukuk kurallarını hakim kılmak tarihi bir görevimizdir" diye konuştu.
CHP LİDERİ'NE ANAYASA TEPKİSİ: KILIÇDAROĞLU 'ÇARKÇIBAŞI' ÜNVANINI KİMSEYE VERMEYE NİYETLİ GÖRÜNMEMEKTEDİR
Anayasa değişiklik teklifine yönelik CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun eleştirilerine yanıt veren MHP lideri Bahçeli, şöyle konuştu: "Tartışılan rejim değildir, olamayacaktır. Bırakalım Türk milleti nasıl ve hangi sistemle yönetileceğine karar versin. CHP bundan niye korkuyor? Neden kaçıyor? Yalan, düzmece ve asılsız isnatlarla ilk 4 maddenin kaldırılacağını, yürürlükteki rejimin son bulacağını hangi akla, hangi bilgiyle izah ediyor? İlk 4 maddenin değiştirileceğini geçmişte fütursuzca söyleyen Kılıçdaroğlu, bize ne anlatmaya çalışıyor? MHP olarak devletin çöküş sürecin olduğunu görüyoruz. Geleceği yeniden planlamak, devleti hukuki tamiratla ayağa kaldırmak varken, akılsızlığa niye kurban gidelim? Aziz millete hazırlığı yapılan anayasal düzenlemeyle ilgili fikrini sormanın neresi hatalıdır? Adana'da FETÖ'cüleri övüp, kalabalıklara alkışlatan CHP mi rejimin bekçisidir? Bu CHP değil midir 2007'deki 367 garabetinin mimarı? Bu CHP değil midir, TBMM'de cumhurbaşkanı seçtirmemenin faili? Hakkari'ye gidip, özerklik vaadinde bulunan Sayın Kılıçdaroğlu, hazırlanan anayasa teklifinin eyalet sistemini getireceğini yüzsüzce söyleyebiliyor. Derlerdi de inanmazdık, meğer doğruymuş. Sayın Kılıçdaroğlu, sabah akşam başka. Pot üstüne pot kırarken, 'çarkçıbaşı' ünvanını kimseye vermeye niyetli de görünmemektedir"
"DAMARLARINDA PKK, HDP KANI AKAN PARTİ YÖNETİCİLERİNİN YAKALARINDAN TUTSUNLAR"
MHP Genel Başkanı Bahçeli, "Bazı CHP milletvekilleri ismini utanmadan, sıkılmadan İmralı canisiyle yan yana anmaktadır. Bu şuursuzlara şimdilik tavsiyem şudur. Gitsinler; damarlarında PKK, HDP kanı akan, bölücülüğü göklere çıkartıp, teröristlere övgüler düzen kendi vekil ve parti yöneticilerinin yakalarından tutsunlar" dedi.
"SİYASETİN FİİLİ DURUM TARAFINDAN ŞEKİLLENDİRİLMESİNE SON VERMEK ARZUSUNDAYIZ"
Anayasa değişikliği tartışmasına ilişkin 'filli durum' hatırlatması yapan Bahçeli, "Milli iradeye sadakat duyduğumuzdan milletimizin kararını duymaktan rahatsız olmayız. Aslında 140 yıldır fiili sorunla boğuşuyoruz. Bu durum kökleri eskiye dayanan bir açmaza işaret etmektedir. Türkiye'nin gündemini var olan değil, yapılacak, yapılması dikte edilen anayasanın işgal etmesi bitsin istiyoruz. Siyasetin toplumsal sözleşme yerine fiili durum tarafından şekillendirilmesine son vermek arzusundayız. Yenisi yazılarak veya yapılarak tüm sorunların çözüleceğine inanılan anayasal tartışmaların mutabakata dayalı çözüme kavuşturulması emelindeyiz. On yıllardır, işin özünde yürürlükteki anayasa siyaset paradigmasına etki ve nüfuz edememektedir. Bunun nedeni, siyasetin anayasadan veya sistemin ana normlarından değil güç ilişkilerinden beslenmesidir. İşte bu filli durumdur. Türkiye, Cumhurbaşkanı'nın millet tarafından seçildiği andan itibaren farklı bir faza, başka bir evreye geçmiştir"
"ŞAHISLARIN EGEMENLİĞİ YERİNE TOPLUMSAL SÖZLEŞMEYİ GEÇİRMELİ"
MHP lideri Bahçeli, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: "Güç temelli fiili durum Türk siyasetinin en kapsamlı ve kanayan sorunlarından birisidir. Bunu telafi etmek, normalleşip gerçeklerle yüzleşmek, sonra da gerekirse hesaplaşmak lazımdır. Toplumsal sözleşme ve sistemin ana kuralları tarafından yönü ve çapı belirlenmiş bir siyasete süratle geçilmelidir. Milliyetçiliği, harekete geçirmiş ve varlığını yegane olarak millete borçlu olan MHP, emanetin sahibine gitmekten asla kaçınmayacaktır. Biz siyasal alanda tekel yaratılıp politik alternatiflerin sıfıra çekilmesine engel olmalıyız. Demokratik ve siyasi teamülleri güçlendirmeliyiz. Ve de şahısların egemenliği, tek belirleyiciliği yerine toplumsal sözleşmeyi geçirmeli, hukukun kurumsallaşıp derinleşmesini sağlayacak bir sorumluluk ahlakına ruh vermeliyiz"