Güncelleme Tarihi:
"TÜRKİYE'NİN ÖNÜNDE 5 AŞAMALI GÜNDEM VAR"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu. Devlet Bahçeli, bugünkü ortam ve süreçte Türkiye'nin önünde 5 aşamalı gündemi olduğunu ve bunların üstesinden gelmenin milli sorumluluk olduğunu söyledi. Devlet Bahçeli şöyle konuştu: "Birinci ve öncelikli olarak; terörle mücadelenin çok etkin, çok acımasız, çok kararlı ve milli güç unsurlarının çok yoğun katılımıyla icra ve devamı şarttır. İkinci gündem maddesi, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine istikrar içinde geçebilmek amacıyla uyum yasalarının uzlaşmayla çıkarılması, devlet ve toplum hayatının yeni sisteme yönelik uyarlama ve ayar işlemlerinin yapılmasıdır. Üçüncü ve ilk iki gündem konusuyla eşzamanlı olarak, gecikmiş, ihmale uğramış, vatandaşlarımızın umutla beklediği sosyal ve ekonomik iyileştirmeleri ve yapısal reformları acilen hayata geçirmektir. Dördüncü gündem maddesi ise dış politikadan kaynaklanan zincirleme açmaz ve kördüğümlerdir. AB ile ilişkiler yay gibi gerilmiştir. Ve kopma an meselesidir. Türkiye yalnızlığa itilmekte, aleyhimize kurulan cephe sürekli milli onurumuzu incitmektedir. Ne zaman Türkiye zarar görse, zora girse alkışlayanlar Avrupa'dadır. Ne zaman milli güvenliğimiz için gerekli mücadele ruhu doğsa arıza çıkaranlar da Avrupa'dadır. İnsan hakları diyorlar, oysa insanlığı hiç bilmiyorlar. Demokrasi ve hukukun üstünlüğünden bahsediyorlar, ne var ki sadece haçlı emellerinin üstün gelmesi için çırpınıyorlar. Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'nde oy kullanan HDP'li iki üyenin ise Türkiye'nin siyasi denetime alınmasına destek vermeleri bir diğer alçaklık ve ahlaksızlıktır.PKK aparatı HDP'nin Türkiye muhalifleriyle aynı karede poz vermesi, aynı hizada bulunması bir kez daha melanet ve musibetin geldiği aşamayı göstermesi bakımından dikkat çekicidir.Terör örgütlerine methiye düzenler, Türk milletine akıllarınca kefen biçenler HDP'li ortaklarını da yanlarına alarak haçlı kafilesinde buluşmuşlardır. Bunların ar damarı çatlamış, şeref ve haysiyet ölçüleri kaybolmuştur. Türkiye'ye meydan okumak, aşağılamak, suçlamak terörist sevicilerin asla haddi değildir, olamayacaktır. Elbette insanlık vicdanı gayri meşru ve gayri hukuki kararları tepki ve öfkeyle karşılayacak, muhataplarını da ademe mahkum edecektir. Avrupa diye yazılır yazılmasına, ama çifte standart diye okunacak, nefret salgını, ırkçılık diye anlaşılacaktır."
"FETÖ İLE MÜCADELEDE HENÜZ TABANDAN TAVANA ÇIKILAMAMIŞTIR"
Devlet Bahçeli, Türkiye'nin bir yanda FETÖ, diğer yanda PKK-PYD-YPG ve IŞİD ile mücadele ettiğini bildirerek şunları söyledi: "Bu terör örgütleri Türkiye'nin başını ezmesi gereken, haklarından öyle ya da böyle gelmesi kaçınılmaz olan zehirli yılanlardır. 15 Temmuz FETÖ darbe girişimi sonrası Türk devleti doğaldır ki savunma refleksine geçmiş, her alana yuvalanan hainleri temizlemeye koyulmuştur. Hakkı teslim etmek adına diyebilirim ki, bu konuda epey mesafe alınmıştır. Fakat FETÖ'yle sürdürülen mücadelenin yeterli, doyurucu, tatmin edici seviyelere ulaşamadığı son gelişmelerden anlaşılmaktadır. FETÖ virüsü her yere bulaşmıştır. Bu hain terör örgütü devlet ve toplum hayatının hücrelerine kadar sızmış, sirayet etmiştir. Karşımızda ki tablo dehşet vericidir. Bir kez daha hükümete sesleniyor ve diyorum ki; FETÖ'nün ucu nereye dayanıyorsa oraya kadar gidilmeli ve kökü kazınmalıdır. Bu katil çetenin, bu Türkiye düşmanı yapılanmanın bulundukları her alandan tamamen sökülüp atılması milli beka meselesidir. Mücadeleden ödün verilmemelidir. Bu yapılıyorken adalete de yüz çevrilmemeli, dudak bükülmemelidir. Kim suçlu, kim suçsuz; kim mazlum kim melun iyi ve net olarak ayırt edilmelidir. Vebal hepimizin omuzlarındadır. Sorumluluk herkesindir. Ancak FETÖ'yle mücadelede ağaca bakarken ormanın gözden kaçtığına dair kanaat ve yorumlar da artmaktadır. Henüz tabandan tavana çıkılamamıştır."
"MAHREM İMAMLAR BULUNUYOR DA, DEVLETİN EN MAHREM KADEMELERİNDEKİ TANIDIK SİMALAR NİYE ORTAYA ÇIKARILAMIYOR?"
Bahçeli, FETÖ ile bağ ve bağlantısı olan hatırlı ve imtiyazlı isimlere dokunulamadığını savunarak şu ifadeleri kullandı: "Henüz FETÖ'yle bağ ve bağlantısı olan makam ve mevki sahiplerine, hatırlı ve imtiyazlı isimlere dokunulamamıştır. Mesela zabit katibini, vaizi, teknisyeni, şoförü, odacıyı, işçiyi, uzman ve diğer görevlileri devletten atmakla hedefe varmak düşünülemeyecektir. Eğer bu saydıklarım suçlu ve FETÖ'nün yanında ise diyeceğimiz bir şey yoktur. Fakat mevzi başarılarla stratejik sonuçlara ulaşmak hayaldir. Kriptolar kademede ve kendilerini emniyete almışlardır. Soruyorum FETÖ'yle irtibatı olanlar arasında memur var da meşhur siyasetçi, bürokrat yok mudur? Cebinde bir dolar taşıyan, bankada milyon dolarları barındıran çürümüşler nerededir? Sıradan insana güç yetiyor, hemen hukuk devreye giriyor da, eğer varsa siyaset ve devlet yönetiminin tepesindeki kişilere sıra geldiğinde neden sessizlik, tepkisizlik ve hareketsizlik oluyor? Telefonuna baylock indirmiş, Pensilvanyalı iblisle irtibatı açık ve kesin olan FETÖ kalıntılarının, kılıktan kılığa giren kripto yüzlerin yakalarından ne zaman tutulacak, adalet yerini ne zaman bulacaktır? Hukukun karşısında herkes eşittir. Hiçbir sıfat, unvan, görev, mevki, şöhret suçu ve suçluyu gizlemeye yetmeyecektir. Türkiye'ye ihanet eden kimse hesabını vermelidir. Emniyet, TSK, medya, bürokrasi başta olmak üzere toplamda sekiz alanda temizlik sürerken, siyasete gelince duruluyor, bekleniyor, ağırdan alınıyorsa bir bit yeniği var demektir. FETÖ'yle mücadele dümen kırmakta, sulanmakta, sabote edilmektedir. Kanaatimiz budur. Mahrem imamlar bulunuyor da, devletin en mahrem kademelerinde kritik görevler üstlenmiş tanıdık simalar niye ortaya çıkarılamıyor? Sosyal medyadan herkes birbirini suçlamaktadır. Mücadelenin tadı tuzu kaçmak üzeredir. Medya tartışmalara boğulmuştur."
"CUMHURBAŞKANI VE BAŞBAKAN'A ÇAĞRIDA BULUNUYORUM"
"Sayın Cumhurbaşkanı'na, Sayın Başbakan'a çağrıda bulunuyorum:FETÖ'nün son mensubu, en son ferdi yakalanıp adalete teslim edilesiye kadar durmak, beklemek, gecikmek, hafife almak, dün yanımızdaydı, yakınımızdı, arkadaşımızdı, vefaydı, şuydu buydu demek haramdır, bunlara karşı mücadele ise sonuna kadar helaldir. Milliyetçi Hareket Partisi diğer terör örgütlerine karşı olduğu gibi, FETÖ'yle mücadelede de önşartsız destek verecek, devlet ve millet bekasını korkusuzca, can pahasına müdafaa edecektir. Bizim Pensilvanya'dan kumanda edilip bombalanacak ve ele geçirilecek ülkemizin olmadığını dosta da düşmana da gösterelim. Türkiye hainlerden kat be kat büyük ve kudretlidir. Sabırsızlıkla arzulanan kutlu mıntıka temizliğiyle devletimizi güvenceye, milletimizi güçlü ve huzurlu istikbale taşımak boynumuzun borcudur. Unutulmasın ki, bu kararlı duruş ve azmimizden bir adım geri atan, en ufak bahane arayan namerttir, namert kalacaktır."
"CHP VE KADER ORTAĞI HDP NE YAPARSA YAPSIN, HÜKÜMET ETME SİSTEMİ DEĞİŞMİŞTİRö
Bahçeli, 16 Nisan'da yapılan referandum sonuçlarını hatırlatarak, YSK'ya yapılan itirazları değerlendirdi. Bahçeli şu ifadeleri kullandı: "CHP'nin freni patlamış kamyon gibi kontrolsüz tavrı ise bizzat kendisini küçük düşürmektedir. Müflis CHP öyle bir kısır döngüye düşmüştür ki, YSK kararının, seçim güvenliğine yönelik bir darbe, halkın iradesine yönelik bir kumpas girişimi olduğunu söyleyecek kadar yüzsüzleşmiştir. 16 Nisan'a gölge düşürmek amacıyla mühürden başlayan tartışmaların Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne kadar uzayacağı görülmektedir. CHP havanda su dövmekte, kışkırttığı cepheleşmeden ne kazanırım arayışındadır. Milli irade 16 Nisan'da hükmünü vermiş, konuyu kapatmıştır. CHP'nin artık uyanması, girdiği komadan çıkması, hayat belirtileri vermesi içten tavsiye ve temennimdir. Ancak şunu da biliyoruz ki, vermezse mabut ne yapsın mahmut. Altı kaval üstü şişhane mantık ve anlayışla bir yere varmak, bir neticeye ulaşmak nafile gayrettir.Kargayı kılavuz seçenlerin çam devirmekte ustalaşacağı, heveslerinin birer birer güme gideceği talihin değil, failin eseridir. CHP ve kader ortağı HDP ne yaparsa yapsın, hükümet etme sistemi değişmiş, Türkiye mazisiyle uyumlu, ancak düzeltilmiş bir rotada ilerlemeye başlamıştır. CHP ne hazindir ki milleti duymaktan acizdir. Yazıklar olsun ki, Atatürk'ün kurduğu parti can kulağıyla cezaevindeki HDP'li eşbaşkanın sözde müthiş düşüncelerini dinlemekle meşguldür.16 Nisan üzerinden partimizi töhmet altında bırakmaya çalışan zeka ve ahlak özürlüleri uyduruk tez ve söylemlerine inatla devam etmektedir."
"HAYIRLI OLSUN DEMEKTEN BAŞKA BİR ŞEYİMİZ OLMAYACAKTIR"
Bahçeli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın AK Parti'ye bugün üye olacağını söyleyerek şöyle konuştu: "Yeni sistemle birlikte Cumhurbaşkanı'nın partisiyle bağı tekrar kurulabilecektir. Beklendiği üzere, bu üyeliğin bugün gerçekleşeceği de daha önceden açıklanmıştır. Böylelikle fiili durumun hukuki bünyeye kavuşması sağlanmış olacaktır. AKP'nin 21 Mayıs'ta yapacağı olağanüstü kongresi de yine kendi iç dinamiklerinin ve inşa edilen yeni sistemin sonucudur ki, bizim de buna hayırlı olsun demekten başka yapacak ve söyleyecek bir şeyimiz olmayacaktır. Bundan böyle, bilhassa FETÖ ve PKK'yla kıran kıran bir mücadele hedef olmalıdır. Artık hiçbir mazeret kalmamıştır. Neye ihtiyaç duyuluyorsa vardır ve ortadadır. Milliyetçi Hareket Partisi terörizmin belini kırmak için devleti ve hükümetiyle bir ve beraberdir. Çok şükür teröre karşı sert ve şiddetli bir mücadele sürdürülmektedir. Türk Silahlı Kuvvetleri ilk kez Irak'ın Sincar bölgesiyle, Suriye'nin kuzey doğusundaki Karakoçak Dağı'ndaki terör hedeflerine hava harekatı düzenlemiştir. Caniler inlerinde bombalanmıştır. Türk Cumhuriyeti devleti nerede hain varsa, nerede kuyumuzu kazmak, infazımız için el ovuşturan canavar bulunuyorsa bir gece ya görünmeli ya da ansızın gelmelidir. Devlet olmak budur, bunu gerektirecektir. Bu itibarla Sayın Cumhurbaşkanı'nın çıkış ve iradesi değerlidir. Ve Milliyetçi Hareket'in özlediği ruh bundan ibarettir."