Bahçeli: Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine elimizden geldiği kadar destek vermeye hazırız (2)

Güncelleme Tarihi:

Bahçeli: Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine elimizden geldiği kadar destek vermeye hazırız (2)
Oluşturulma Tarihi: Ekim 03, 2017 13:49

Bahçeli: Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine elimizden geldiği kadar destek vermeye hazırız (2)

Haberin Devamı

 

Nursima KESKİN  ANKARA, (DHA) - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Kuzey Irak'ta gerçekleştirilen referanduma ilişkin, "Barzani'ye dedesinin akıbetini çok veciz, çok açık şekilde hatırlatıyor, ayağını denk almasını tavsiye ediyoruz. Rüzgâr eken fırtına biçer derler. 25 Eylül referandumu rüzgâr değil, rezalettir, hıyanettir, felakettir, geri dönülmezse cezası da tez elden kesilmelidir. Türkiye Cumhuriyeti'nin her ihtimale hazırlıklı olması tarihi önemdedir. Kandil ve Erbil'de bir gece ansızın görünmek, bir gece ansızın gelmek, bir şafak vakti melanetin tepesine binmek Türk milleti için mesele değildir, Türkiye Cumhuriyeti için hiç zor olmayacaktır. Türk milletine parmak sallayanlar varsa, ki vardır, o parmağını eliyle birlikte gövdesine kadar kırar, hatta koparırız" dedi. 


"TÜRK MİLLETİNE PARMAK SALLAYANLARIN O PARMAĞINI ELİYLE BİRLİKTE GÖVDESİNE KADAR KIRAR, HATTA KOPARIRIZ"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında konuştu. Devlet Bahçeli, Kuzey Irak'ta gerçekleştirilen referanduma ilişkin eleştirilerde bulundu. Türkiye'nin güvenliğinin diken üstünde olduğunu kaydeden Bahçeli,  "Bir aşiret lideri çıkıp, haddini hududunu aşarak bağımsızlıktan bahsedebilmektedir. Neymiş, bağımsızlık 16 yaşından beri hayaliymiş. Sonunda ölüm de olsa hazırmış. Buradan diyorum ki, ham hayal peşinde koşan peşmerge başı kâbusla tanışacak, ısrar ve inadı sürerse belasını muhakkak bulacaktır. Barzani tüm itiraz, tüm tepki, tüm karşı çıkışlara rağmen 25 Eylül korsan referandumunu gerçekleştirmiştir. Bilinmelidir ki, 25 Eylül referandumu dört parçalı büyük Kürdistan'ın ön çalışması, ön hazırlığı, ön kapısıdır. Buna sabır göstermek, gözümüzün önünde infaz fermanımızın yazılmasına sessiz kalmak mümkün değildir. 1 Ekim günü, TBMM'nin açılış konuşmasını yapan Sayın Cumhurbaşkanı'nın 'sınırımızda fitne kuyusu kazdırmayız' beyanı çok nettir, Türkiye Cumhuriyeti'nin duruşunu özetlemektedir. Irak'ın toprak bütünlüğü bizim için vazgeçilmezdir. Türkiye Cumhuriyeti sınırlarının ötesinde, varlığını, birliğini ve güvenliğini tehlikeye atacak her teşebbüse, her tezgâha anında ve cesaretle müdahale edecek seviyededir.Bu maksatla 23 Eylül'de TBMM'de görüşülüp kabul edilen Türk askerinin sınır ötesine gönderilmesiyle ilgili Tezkereye evet dedik, kararlı ve omurgalı bir şekilde arkasında durduk.Türk milletine parmak sallayanlar varsa, ki vardır, o parmağını eliyle birlikte gövdesine kadar kırar, hatta koparırız. Türk devletine kafa tutanlar varsa, ki bu da vardır, o kafaya balyoz gibi inecek irade ve milli iffeti her zaman ispata da hazırız. Biz yeri gelir yufka yürekli, yeri gelir tunç bilekli oluruz; ama zalime fırsat vermeyiz, haine merhamet etmeyiz, bundan sonra da etmeyeceğiz" diye konuştu. 

   
"BARZANİ'YE DEDESİNİN AKIBETİNİ ÇOK VECİZ, ÇOK AÇIK ŞEKİLDE HATIRLATIYOR, AYAĞINI DENK ALMASINI TAVSİYE EDİYORUZ" 
Bahçeli sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkmenlerin hakları çiğnenirken biz rahat olamayız. Kerkük elden giderken biz gece yastığa başımızı huzurla koyamayız. Ya hep ya hiç diyoruz. Hesabi değil, hasbi bakıyoruz. Geçmişte Türkiye'ye 'bir kedi bile vermeyiz' diyen Barzani'ye dedesinin akıbetini çok veciz, çok açık şekilde hatırlatıyor, ayağını denk almasını tavsiye ediyoruz. Rüzgâr eken fırtına biçer derler. 25 Eylül referandumu rüzgâr değil, rezalettir, hıyanettir, felakettir, geri dönülmezse cezası da tez elden kesilmelidir. Türkiye buna mahir ve muktedirdir. Siyasi iktidarın zaman zaman çelişkili açıklamaları olsa da, devletin en tepesinde sağlam bir iradenin tezahürü bizi rahatlatmaktadır. Ekonomik ambargolar konusundaki birbiriyle örtüşmeyen değerlendirmeler, siyasi, askeri ve diplomatik caydırıcılık vasfımızın sulandırılması en başta bölgedeki inandırıcılığımızı sekteye uğratacaktır.Bu konularda Sayın Cumhurbaşkanı'nın sözleri olumludur. Beklentimiz 22 Eylül 2017 tarihinde kamuoyuna açıklanan MGK kararlarının ruhuna uygun devlet politikasının jeopolitik riskleri göğüsleyecek ölçüde, milli bekayı güvenceye alacak biçimde oluşturulup olgunlaştırılmasıdır. Barzani derhal aklını başına almalıdır. Referandumu tümden iptal etmelidir. Bu arada Fransa'nın arabuluculuk rolüne soyunarak Irak Başbakanı İbadi ile Barzani'yi Paris'e davet etmesi, bu davetin taraflarda kabul görmesi dikkat çekici bir gelişmedir. Bölgesel bir soruna Paris'te çözüm arayışları, buna da ana aktörlerin sıcak yaklaşması bizim için tartışmalı bir durumdur. Avrupa zaten İspanya'nın Katalonya Özerk bölgesindeki tekmeli, tokatlı, çatışmalı referanduma kilitlidir. Kendi sınırları içindeki bir meseleyi çözemeyen, İspanya hükümetinin karşı çıkışlarına rağmen sandık kurulmasının önüne geçemeyen Avrupa sınıfta kalmıştır.Bu referandumu tanımayanlar, Irak'ın Kuzeyinde demokrasi ve özgürlük ezberleriyle köşe kapmaca oyununa heves ve tevessül etmişlerdir. Sabah başka, akşam başka konuşan; her tarafa çekilecek sözlerle ne kızı verip ne dünürü küstüren Avrupa zihniyeti bir bakıma suçüstü yakalanmıştır. Bu çarpık zihniyet ki, düğün evinin tefçisi, ölü evinin yasçısıdır. İspanya Anayasa Mahkemesi'nin yasa dışı ilan ettiği, Avrupa ülkelerinin karşı çıktığı 1 Ekim referandumunda Katalanlar bağımsızlık yönünde oy kullanmışlardır. Bu durum, Irak'ın kuzeyinden sonra yeni bir buhranın habercisidir. Avrupa'da taçlar, tahtlar sallanacak, rejimler değişecek derken bizimle alay edenler, şimdi dut yemiş bülbüle dönmüşler, şaşkınlıktan küçük dillerini yutmuşlardır. Bir bildiğimiz var ki söyledik. İspanya'daki referandumun bu ülke hükümeti, yüksek yargı organları tarafından yok hükmünde görülmesi, bir anlamının olmadığının ilanı bizim için esas ve asıl karardır. Bu kapsamda Türkiye olarak çok dikkatli, tutarlı ve dengeli politika izlememiz lazımdır. Muhatap Katalanlar değil, İspanya hükümeti, İspanya devletidir. Türkiye hem Avrupa'daki gelişmeleri, hem de milli güvenliğini yakından tehdit eden Barzani referandumunun sonuçlarını özgüven içinde ve tavizsiz bir şekilde takip etmeli, sınır ötesine yönelik mücadele ruhunu harekete geçirmelidir."

"KANDİL'DE MELANETİN TEPESİNE BİNMEK ZOR OLMAYACAKTIR"
Türkiye'nin Irak ve İran'la ilişkilerini canlandırması, aynı zamanda işbirliği ve diyalog kanallarını açık tutmasının  makul ve mantıklı bir tavır olduğunu vurgulayan Bahçeli, şu ifadeleri kullandı: "Genelkurmay Başkanı Sayın Akar'ın Tahran ziyareti, ardından yarın Sayın Cumhurbaşkanı'nın yine Tahran'a gidecek olması bölgesel dayanışma, anlayış ve eşgüdüm açısından anlamlı ve değerlidir. İran'ın sınırına tankları sevk etmesi, Türkiye'nin 18 Eylül'den bu tarafa Habur Sınır Kapısı'nın etrafında askeri tatbikat yapması, dahası bu askeri faaliyete Irak'tan bir askeri birliğin de iştiraki önümüzdeki sürecin çok şeye gebe olduğuna işarettir. Türkiye Cumhuriyeti'nin her ihtimale hazırlıklı olması tarihi önemdedir. Kandil ve Erbil'de bir gece ansızın görünmek, bir gece ansızın gelmek, bir şafak vakti melanetin tepesine binmek Türk milleti için mesele değildir, Türkiye Cumhuriyeti için hiç zor olmayacaktır."

"KÜRT KÖKENLİ KARDEŞLERİM OYUNU BOZMALI"
Milliyetçi Hareket Partisi'nin  Irak'ta yaşayan değişik halkların farkında olduğunu kökeni, mezhebi, aidiyeti ne olursa olsun her insana hürmet duyduklarını belirterek şöyle devam etti: "Irak, Irak'ta yaşayan herkesin ortak vatanı, ortak ülkesidir. Bizi Kürt düşmanı göstermek için özel yetiştirilmiş ajanlar yine faaliyettedir. Bizim Türkmenlerin dışındaki halkları dışladığımız, yok saydığımız iddiasını diline dolayanların da sürüsüne berekettir. Yalan ve fitne yine kol gezmektedir. Yalnızca Kerkük, yalnızca Musul değil; Erbil'de bir Türkmen şehridir, orada yaşayan çok sayıda soydaşımız vardır. Ancak hiçbir şekilde bu gerçek Kürt kökenli kardeşlerimizi, Arap kökenli kardeşlerimizi, Irak'ın diğer asli ve eşit haklara sahip insanlarını ihmal ettiğimiz, tanımadığımız, kucaklamadığımız anlamına gelmeyecektir. Kürt kökenli kardeşlerimiz bizim için çok değerlidir.Irak'ın bütünlüğü içinde onların ve tüm toplumsal kesimlerin huzur, barış ve güven içinde yaşaması, varlıklarının devamı temennimiz, amacımızdır.
Barzani en başta Kürt kökenli insanlarımıza haksızlık ve saygısızlık yaparak dipsiz tartışmaların içine çekmiştir. Bu itibarla Kürt kökenli kardeşlerimiz Barzani'nin tertiplerine, art niyetli tutumuna, huzursuzluğu teşvik etmesine karşı tepkilerini yükseltmelidir. 25 Eylül referandumunun hiç kimseye, Irak'ta yaşayan hiçbir gruba fayda sağlamayacağı görülmelidir. Peşmerge yabancı güçlerin, bölgede şer emelleri olan İsrail'in dümen suyundadır. Kürt kökenli kardeşlerim oyunu artık görmeli, bozmak için hamle yapmalı, inisiyatif almalıdır.Mesela Diyarbakır'daki bir kardeşimizi Barzani'nin bizim kadar sevmesi, sahiplenmesi, sarıp sarmalaması akla, mantığa, tarihsel mirasa hakarettir. Erbil'deki Kürt kökenli kardeşimiz de bizimdir, Kerkük'teki Türkmen kardeşimiz de namus ve şerefimize emanettir. Aynı tarihin anılarıyla yoğrulduk, aynı coğrafyanın imkanlarıyla doğrulduk, aynı kader çizgisinin neferleri olduk ve biz kardeşlikle söz kestik. Ayrım yapanlar, yapmayı düşünenler kalleştir."

"81 DÜZCE'DEN HEMEN SONRA 82 KERKÜK, 83 MUSUL"
Barzani lehine yorum yapanları eleştiren Bahçeli şunları dedi: "Barzani müttefikmiş, kaybedilmesi hataymış. Barzani 25 Eylül referandumunu yapmamış olsaydı liderliği tartışmaya açılacakmış. ABD'ye rest çeken Barzani bizden mi korkacakmış. Eskiden bizimdi lafı boşmuş, İstanbul da Bizansınmış. Kerkük denilince üç maymunu oynayanların Barzani ismini duyunca yüzlerine kan gelmesi ve bu ifadeleri kullanması tam bir utanç vesikasıdır. Asıl bunların vanalarını kapatmak helali haktır. Asıl bunların nifak hatlarını dağıtmak şarttır.İstanbul'da, Ankara'da veya bir başka vatan köşesinde oturup Erbil'de Kürdistan ayinine vekâleten ve manen katılanlar, Türkmenlerin yıllardır süren yalnızlığını, yıllardır süren acı ve feryatlarını kulak ardı edenler, emin olun insan gibi görünseler de, insanlıktan nasibini alamamış zavallılardır.Bunların ağızlarından Kerkük Türk'tür sözünü asla işitmezseniz.Niye, çünkü söyleyemezler, söylemeye takatleri ve kalpleri elvermez.Bunlar hayatlarında Türkmenliğin onurunu, Türklüğün şuurunu kesinlikle hissetmemişlerdir.Biz Barzani'nin acilen ıslah olmasını, yanlıştan dönmesini arzuluyoruz.Aksi halde, Irak'ın toprak bütünlüğü bozulur, bölgesel statü alt üst olursa 1926 Ankara Antlaşması başta olmak üzere, uluslararası antlaşmalardan doğan haklarımızı sonuna kadar kullanmalıyız. O zaman geldiğinde, şartlar oluştuğunda, tarih coğrafyaya dar geldiğinde Misak-ı Milli uyanacak; 81 Düzce'den hemen sonra 82 Kerkük, 83 Musul deme hakkının önünde hiçbir güç duramayacaktır."

ABD'DEKİ SALDIRIYI KINADI
ABD'nin Las Vegas kentinde bir konser salonunda yapılan silahlı saldırıyı kınayan Bahçeli şunları söyledi: "Şu ana kadar örgüt bağlantısı tam tespit edilememiş bir cani, kalabalıkların üzerine ağır silahla ateş açmış, ilk belirlemelere göre 60'a yakın insan hayatını kaybederken, sayısı 500'ü bulan insan da yaralanmıştır. Bu tarifi olmayan barbarlığı şiddetle lanetliyorum. ABD halkına, Beyaz Saray yönetimine, vahşi saldırıda hayatlarını kaybetmiş insanların ailelerine taziyelerimi iletiyorum. Las Vegas'taki hunhar olayın çok yönlü incelenip, ardındaki bağ ve bağlantıların ortaya çıkarılacağını, daha doğrusu çıkarılması gerektiğini düşünüyor ve bunu zorunlu görüyorum. İsterdik ki, terörizm ve seri katillere karşı topyekûn seferberlik ilan edilip mücadele edilebilseydi. İsterdik ki, terörün kaynağında kurutulması, bir insanı suça iten, bir insandan katil çıkaran küresel adalet ve ahlak sisteminin revize edilmesi için her ülke elini taşın altına koyabilseydi. Ama bunların hiçbirisi olmadı.ABD'de ölenler de; Irak'ta, Suriye'de, Afganistan'da, Myanmar'da, Filistin'de, Türkiye'de kurşun ve bombalarla hayata gözlerini yumanlar da insandır. İnsan hayatının, insan canının ikame ve telafisi yoktur. İnsan her yerde insandır."

"MTV ZAMMININ AŞAĞI ÇEKİLMESİ MEMNUNİYET VERİCİDİR"
Devlet Bahçeli, Motorlu Taşıtlar Vergisi (MVT) zammının aşağı çekilmesine yönelik "Gündeme bomba gibi düşen zam ve vergi artışlarından vatandaşlarımızın yakındığını, haklı yere şikayet ettiklerini biliyor ve takip ediyorum. Motorlu Taşıtlar Vergisi'nin yeni alınan araçlarda 2018'den itibaren, yüzde 40 düzeyinde artacak olması tepkiye yol açmıştı. Ve dünkü Bakanlar Kurulu Toplantısında MTV'nin aşağı çekilmesi kararlaştırılmıştır. Bu memnuniyet verici bir gelişmedir. Parti olarak 27 Eylül'de TBMM'ne sevk edilen; “Bazı Vergi Kanunları ile Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Tasarıöyı titizlikle inceleyip gerekli hazırlık ve çalışmaları yapacağız. Bu konuda aziz milletimiz müsterih olsun" diye konuştu. 

"CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ'NE ELİMİZDEN GELDİĞİ KADAR DESTEK VERMEYE HAZIRIZ"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yeni yasama yılında TBMM'nin verimli çalışması için  parti olarak üzerlerine düşeni yapacaklarını kaydederek "Türkiye'nin yeniden inşa ve ihyası için gayretine, uyum yasaları başta olmak üzere, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin doğasına uygun olacak tüm mevzuat değişikliği ve düzenlemesine elimizden geldiği gücümüzün yettiği kadar destek vermeye kararlı ve hazırız" dedi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!