Bahçeli: Biz 31 Mart 2019'a Cumhurun İttifak ruhunun damga vurmasını istiyoruz

Güncelleme Tarihi:

Bahçeli: Biz 31 Mart 2019a Cumhurun İttifak ruhunun damga vurmasını istiyoruz
Oluşturulma Tarihi: Eylül 13, 2018 21:36

Bahçeli: Biz 31 Mart 2019'a Cumhurun İttifak ruhunun damga vurmasını istiyoruz

Haberin Devamı

Mustafa TURAPOĞLU/ANKARA, (DHA)- MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Biz 31 Mart 2019'a Cumhur'un ittifak ruhunun damga vurmasını istiyoruz. Biz 31 Mart 2019'da İstanbul, Ankara ve İzmir büyükşehir belediyeleri başta olmak üzere, diğer bütün büyükşehir yönetimlerinin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ruhuna ve doğasına uygun şekillenmesini ümit ve temenni ediyoruz" dedi. 
'SABRIMIZI YANLIŞA YORMASINLAR'
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Polatlı Belediyesi Toplu Açılış ve Temel Atma törenine katıldı. Törende konuşan Bahçeli, ilk olarak başarılı çalışmalarından dolayı Polatlı Belediyesi'ne teşekkür etti. Bahçeli konuşmasında, Türkiye üzerinde oynanan oyunlara dikkat çekerek, "Türkiye'yi kundaklamak, haysiyet ve hassasiyetlerini kurcalamak için fırsat kollayan mihraklar unutmasınlar ki; ne verilecek ilimiz, ne teslim edilecek toprağımız, ne çizilecek sınırımız, ne de vazgeçecek tek bir insanımız vardır. Bu vatan eşantiyon ürünü, teselli ikramiyesi, bağış, lütuf, ikram veya ihsan değildir. Her karış toprağımız şehit kanlarıyla perçinlenmiştir. Her yöremiz dua ve devleşmiş mücadelelerle pekişmiştir. Türk milleti bileğinin hakkıyla, birliğinin harcıyla, imanının haklılığıyla varlığını, bekasını teminat altına almıştır. Son söz Milli Mücadele yıllarında söylenmiştir. Gerekirse bu muktedir söz bir kez daha tezahür edecektir. Bu nedenle bölgesel ve küresel senaristler ayaklarını denk alsınlar. Ayranımızı daha fazla kabartmasınlar. Sırtımızda kurban kesmeye kalkmasınlar. Sabrımızı yanlışa yormasınlar. Sağduyumuzu ve vakarımızı ürkeklik sanmasınlar. Sinir uçlarımıza ısrarla basmasınlar. İkazen ifade ediyorum, milli sınırlarımızın diğer yakasında kaos ve karmaşanın yayılmasına hizmet eden, bu maksatla aleni faaliyet gösteren malum ülke ve çevrelerin Türkiye'nin geri adım atmayacağını anlamaları hayırlarına olacaktır" dedi.
'İDLİB GÜNDEN GÜNE KANAYAN, KANADIKÇA KANGRENE DÖNÜŞEN DERİN BİR YARA'
Türkiye'nin milli güvenliğini tehdit eden olaylarda gözle görülür artışlar yaşandığını söyleyen Bahçeli, şöyle konuştu:
"Suriye'nin İdlib kenti çok vahim gelişmelere gebedir. Gün aşırı felaket senaryoları dillendirilmektedir. Sayıları onbinleri bulduğu iddia edilen El Nusra ve HTŞ gibi terör örgütleri İdlib'e yuvalanmışlardır. Bunlarla mücadele asıldır, ama suçsuz günahsız insanların hakkı da korunmalı, onlara zarar verilmemelidir. Zalim Esad ve Rusya belirli aralıklarla askeri operasyon düzenlemektedir. Büyük ve kanlı bir çatışmanın her an ortaya çıkma ihtimali vahim gelişmelerin habercisidir. İdlib günden güne kanayan, kanadıkça kangrene dönüşen derin bir yara halini almıştır. 7 yılı aşan bir süredir devam eden Suriye iç savaşı artık tahammülü, telafisi ve tamiri imkansız bir eşiğe dayanmıştır. Birleşmiş Milletler Uluslararası Bağımsız Suriye Araştırma Komisyonu, bu yıl içinde şimdiye kadar görülmemiş düzeyde kitlesel göç ve sivillerin yerlerinden, yurtlarından kopuşunu duyurmuştur. Halep, Humus'un kuzeyi, Şam kırsalı, Dera ve İdlib'teki insani durum giderek kötüleşmekte, feci noktalara sürüklenmektedir. Bu bölgelerdeki çatışmalar Suriye'nin geleceğini tayin edici niteliktedir, aynı zamanda kritik ve kilit önemdedir. Esad provokasyonlarını ara vermeden sürdürmektedir. Masumlara kast etmektedir. Mazlumları can evinden vurmaktadır. Ve Esad cinayetleriyle insanlığın nefretini kazanmıştır."
'ÜLKEMİZDE KONUŞLANAN ESAD HAYRANLARI, ESAD LOBİSİ, BAAS ARTIKLARI BU İŞE NE DİYECEKLERDİR'
2013 yılında Reyhanlı'da bombalı saldırıyla katledilen 53 kişinin yaşamını yitirdiği saldırıyı planlayan teröristin yakalanmasına da değinen Bahçeli, şunları söyledi:
"Reyhanlı katliamının planlayıcıları arasında bulunan bir katil, başarılı bir operasyonla Suriye'nin Lazkiye kentinde yakalanıp ülkemize getirilmiştir. Bu caninin itirafları ise çok söze gerek duyulmadığını göstermiştir. Esad'ın Reyhanlı'da parmak izinin bulunması, Suriye'nin nasıl bir kanlı el tarafından yönetildiğini tekraren gözler önüne sermiştir. Ülkemizde konuşlanan Esad hayranları, Esad lobisi, Baas artıkları bu işe ne diyeceklerdir? Hala Türkiye'nin haklı mücadelesini görmezden gelip Esad lehine konuşma ve değerlendirmelere yüzsüzce devam edecekler midir? Esad'a destek verenlerin yüzüne Reyhanlı'nın kanı sıçramış olmayacak mıdır? CHP'nin Genel Başkanı yeni bir kumara şuursuzca heves edip dördüncü devrimden bahsediyor. Bu dördüncü devrim beyanının, dördüncü sanayi devrimi olmadığını vicdan sahibi her vatandaşım biliyor ve görüyor. Bununla birlikte halk hareketi diyerek ateşle oynuyor. Anlaşılan övdüğü Esad'a özeniyor, ona öykünüyor. Diğer yandan da Türkiye'yi abluka altına alan ekonomik cinnet ve cendereden siyasi rant ve çıkar umuyor. Utanmandan, sıkılmadan Türkiye düşmanlarının eline su döküyor, onları selamlıyor, sırtlarını sıvazlıyor. CHP'nin yolu yol değildir, siyaseti milli ve ahlaki değildir. Kaldı ki siyasi muhalefet görevinden, Türkiye muhalifi bir çizgiye savrulmuş durumdadır. Esad, İdlib'i kana bulamak için zemin yoklarken, ekonomik tetikçiler Türkiye'ye döviz bombasıyla suikast düzenlerken, CHP'nin olan biten vandallıklara onay vermesi, ganimet avcılığına soyunması siyasi utanç vesikasıdır. Küresel ve bölgesel komplonun yerli işbirlikçileri artık bellidir, niyetleriyle birlikte yüzeye çıkmışlardır. Polatlılı kardeşlerim her şeyin farkındadır. Bunun hesabını da inşallah 31 Mart 2019 soracaklardır."
'ZİLLET İTTİFAKI HAZIRSA, CUMHUR İTTİFAKI DÜNDEN HAZIR VE KARARLIDIR'
"Türkiye'nin huzuru, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin kökleşmesi, ilke ve kurumlarıyla yerleşmesi için 31 Mart 2019'un istikrar ve dengeli şekilde aşılması şarttır, beka meselesidir" diyen Bahçeli, Mahalli İdareler Seçimleri'nde sadece belediye başkanı, belediye ve il genel meclis üyeleri, köy ve mahalle muhtarlarının seçilmeyeceğini, 24 Haziran Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimi ile resmen uygulamaya geçen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin süreklilik içinde istikrarı ve istikbalinin de sağlanacağını kaydetti. Bahçeli şöyle devam etti:
"Türkiye'nin toplumsal huzuru, anti demokratik arayış ve arzuların söndürülmesi için 31 Mart 2019 tünelden önceki son çıkış, 2023'ün müjdesidir. Biz 31 Mart 2019'a cumhurun ittifak ruhunun damga vurmasını istiyoruz. Biz 31 Mart 2019'da İstanbul, Ankara ve İzmir büyükşehir belediyeleri başta olmak üzere, diğer bütün büyükşehir yönetimlerinin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ruhuna ve doğasına uygun şekillenmesini ümit ve temenni ediyoruz. Biz 31 Mart 2019'da kayyumla yönetilen belediyelerin bir daha asla terör örgütü yandaşlarının kontrol ve denetimine geçmemesini tarihi önemde addediyoruz. Mesele Türkiye'dir. Mesele bekamızdır. Mesele vatanımızın güvenliği, milletimizin huzurudur. 31 Mart 2019'da Cumhur İttifakı siyasi meşruiyet içinde demokratik işbirliği ve kanuni sınırlar içinde karşılıklı iyi niyet ve hoşgörüyle muhtemel musibetlerin, sinsi hazırlıkların, gafil ortaklıkların bir kez daha üstesinden gelebilecektir.
Bizim duruşumuz Türk milletiyle aynıdır. Değişmeyen pozisyonlarını sürekli vurgulayanlar duruşumuzun bozulmayacağını da bilmelidirler. Bizim yönümüz Polatlı'yla aynı yere odaklanmıştır. Zillet İttifakı hazırsa, Cumhur İttifakı dünden hazır ve kararlıdır. CHP, PKK'yla ittifak hedefinin bedelini elbette pahalıya ödeyecektir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni tartışmaya açmak için gün sayan, çetele tutan, papatya falı açan siyasi bedhahlara, hıyanet çetelerine fırsat verilmemelidir. Milliyetçi Hareket Partisi sorumluluk içinde hareket edecektir." 
'ENFLASYONA EĞİLMEYECEĞİZ, KURA BOYUN EĞMEYECEĞİZ'
Devlet Bahçeli, Türkiye'yi yeni göç dalgasıyla felç etmek, insani dramlarla beşeriyet vicdanını sızlatmak için pusuda bekleyenlere karşı uyanık ve şuurlu olunması gerektiğini belirterek, "En kötü senaryoları dikkate alarak hazırlık yapmalıyız, Anadolu'yu mücavir alanlarda savunmalıyız. Terör saldırılarıyla, bölgesel kriz ve savaş senaryolarıyla mesafe almaya çalışan kim varsa karşısında sapasağlam durmalıyız. Türkiye'yi tartışılan ve yargılanan bir ülke haline getirmek için yarış içinde hareket edenlere karşı sur çekmeliyiz, kale gibi dikilmeliyiz. Sosyal ve ekonomik yıkımımız için el ovuşturanların heveslerini Allah'ın izniyle kursaklarında bırakmalıyız, inancım odur ki, mutlaka bırakacağız. Enflasyona eğilmeyeceğiz, kura boyun eğmeyeceğiz, ekonomik sömürü çarkına kapılmayacağız. Zor günleri aşacağız, azımızı çok yapıp, eksiğimizi vakit geç olmadan tamamlayacağız. Biz Türkiye'yiz. Biz büyük Türk milletiyiz" diye konuştu.

FOTOĞRAFLI

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!