Oluşturulma Tarihi: Temmuz 27, 2008 00:00
Yıllardır topladığı ve aralarında yaklaşık 300 yıllık ayakkabıların da bulunduğu çeşitli modelleri müzede sergilemeye hazırlanan Ayakkabı Dünyası Yönetim Kurulu Başkanı Akbacakoğlu, müzedeki ayakkabı sayısının artması için vatandaşların ellerindeki tarihi ayakkabıları kendisine ulaştırabileceklerini söyledi.
AYAKKABI Dünyası Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Akbacakoğlu, yıllardır topladığı ve aralarında tarihi ayakkabıların da bulunduğu çeşitli modelleri kuracağı müzede sergileyecek.
Müzedeki ayakkabı sayısının artmasını isteyen Akbacakoğlu, vatandaşların ellerindeki tarihi ayakkabıları kendisine "Ayakkabı Dünyası" mağazaları aracılığıyla ulaştırabileceklerini ifade etti.
Akbacakoğlu, ayakkabıcılık öyküsünü ve bugünlere gelişini anlattı. Mehmet Akbacakoğlu’nun anlatımına göre, Cumhuriyetin ilk yıllarında Ankara’nın Beypazarı ilçesindeki küçük bir atölyede mum ışığında çalışan Hafız Ahmet Efendi, günde 3-4 çift yemeni dikerek yaşamını sürdürmektedir. 1954 yılına gelindiğinde işler fazlasıyla gelişmiştir. Soyadı Kanunu’nun kabul edilmesinden sonra Akbacakoğlu soyadı ile anılmaya başlayan ailenin ikinci kuşak temsilcisi Niyazi Akbacakoğlu, işleri Ankara’ya taşımaya karar verir. Niyazi Akbacakoğlu’nun Samanpazarı’nda 17 metrekarelik bir dükkan kiralamasıyla Akbacakoğlu Grubun temelleri atılmış olur. Uzun yıllar süren toptancılık deneyiminin de ardından ailenin üçüncü kuşağı Mehmet Akbacakoğlu, işleri geliştirir ve adını kendi bulduğu ’Ayakkabı Dünyası’ mağazalar zincirini kurar. Oğlu Fatih Akbacakoğlu ise Ayakkabı Dünyası’nı, dünyaya açılan kapıya, İstanbul Dünya Ticaret Merkezi’ne taşır. Ayakkabı Dünyası bugün yılda yaklaşık 2 milyon ayakkabı satan büyük bir şirket haline gelir.
Zaman içinde ayakkabıFuarda açtıkları sergiyle ayakkabıcılığın meslek tarihi için önemli bir misyonu da yerine getirmeyi amaçladıklarını belirten Akbacakoğlu, şöyle konuştu:
"Koleksiyonda, Orta Anadolu yöresinin bildiğimiz mesti de var. Ağaç çivili, çabuk eskimesin diye kabaralı. Çünkü o dönemlerde deri, kösele, ayakkabı çok kıymetli. Afganların giydiği ayakkabılar, Osmanlı döneminde kullanılan terlik, gümüş gelin terliği, telkari işçiliğinden Ermeni ustalardan kalma terlik, altın işlemeli Osmanlı takunyası sergide var. Geçmişten geleceğe konulu sergide hem eski hem yeni modellerde ayakkabılar bulunuyor.
Oğlak derisinden yapılan, 466 gram ağırlığında, tamamen el işçiliği, çok hafif bir çift kadın ayakkabısı da var. Sergilenen birçok ayakkabıyı günümüzde yapabilecek usta bile kalmadığını söyleyebiliriz."
Sergide, bazı eksikler olduğunu, onları da toplamaya çalıştığını kaydeden Akbacakoğlu, "Vatandaşlarımız, istedikleri takdirde ellerinde bulunan büyükannesinden, dedesinden kalma orijinal ayakkabıları herhangi bir ’Ayakkabı Dünyası’ mağazası aracılığıyla bize ulaştırılabilirler" dedi.
Ayakkabı ile aşk yaşamak
Bu eksikler tamamlandıktan sonra Şaşmaz mevkisindeki Ayakkabı Dünyası’nın merkezinde, bir müze oluşturulacağını ve bu ayakkabıların sergileneceğini belirten Akbacakoğlu, şöyle devam etti:
"Bu işi yapıyorsanız, işini sevmeniz, mesleğinize aşık olmanız lazım. Bir ziyaret sırasında İtalya’da bir ayakkabı gördüm. Çok beğendim. Ayakkabıyı okşuyorum, bakıyorum. Oradaki yaşlı bir adam (Siz ayakkabıyla aşk yaşıyorsunuz) dedi. Hakikaten aşk yaşıyorum, ayakkabıyı seviyorum. Tarihine de bugününe de saygım var. Onun için geçmişten bugüne ayakkabıların sergilendiği müze kuracağız. Mesleğe katkımız olmasını istiyorum. Ayakkabı sektörü çok farklı bir sektör. Türkiye’de çok iyi ustalar var, ancak bu son demleri."
Sergilenmeye başlandıYILLARDIR gönül verdiği ve severek yaptığı ayakkabıcılık mesleğine katkıda bulunmak isteyen Akbacakoğlu, yüzlerce yıllık antika ayakkabıları ve minyatür ayakkabı koleksiyonunu 16. Uluslararası Ankara Ayakkabı Fuarı’nda sergilemeye başladı.
Sergide, 1700’lü yıllardan bugüne kadar üretilen el yapımı, otantik ayakkabılarla, Hz. Muhammed’in giydiği sandalete benzeyen ve "Nalın-ı Şerif" olarak ifade edilen bir ayakkabının benzeri, yaklaşık 300 yıl öncesinde giyilen yetişkin ve çocuk ayakkabıları bulunuyor.