Oluşturulma Tarihi: Ekim 27, 2008 00:00
Patron Patrona bu hafta gözlük sektörünü masaya yatırdı. Ankara Ticaret Odası Gözlükçüler Komitesi Başkanı Sadık Arıkan, sektörün geleceğini değerlendirirken, Avrupa’daki büyük gözlük şirketlerinin Türkiye’ye gelme ihtimaline karşı gözlükçülerin biraraya gelerek "ortaklıklar, kooperatifler" kurması gerektiğini söylüyor.
Sizi ve Lünet optik’i tanıyabilir miyiz?
- Lünet Optik, yarım asrı aşkın bir süreden beri gözlükçülük sektöründe insanlarımıza hizmet vermektedir. Tuncer Arıkan tarafından kurulan Lünet Optik Türkiye’de Sağlık Bakanlığı sertifikalı ilk gözlükçüdür.
Ben ticarete ilk olarak sokaklarda su satarak başladım. Arkasından işportada oyuncak, tabak, bardak sattım. Para kazanmanın zorluklarını küçük yaşlarda öğrendim. Daha sonra Lünet Optik mağazasında paspas yaparak işe başladım. İşi gözlük camı keserek ve satışı yaparak ilerlettim ve mesleğin inceliklerini burada öğrendim. Bununla yetinmeyip yurt dışında gözlükçülük ve kontaktlens üzerine eğitim aldım. Gazi üniversitesi İngilizce bölümünü bitirdikten sonra iki yıl boyunca öğretmenlik yaptım fakat baba mesleği olan gözlükçülük beni daha çok cezbetti. Eğer gözlükçü olacaksam en iyisi olmalıyım mantığı ile yola çıktım. Yurt dışında eğitim aldım. Çeşitli derneklerde bu konuda faaliyet gösterdim. Ankara Ticaret Odası’nda mesleğin temsilcisi oldum ve yöneticiliğe seçildim. Hükümetler ve ilgili bakanlarımıza,konu hakkında bilgi arz ederek sektörün sorunlarını anlattım.
Dünya’da ve Türkiye’deki gözlükçülük hakkında neler söylersiniz?
- Türkiye’de gözlükçülük, teknolojik anlamda dünyayı yakalamıştır. Bugün İngiltere’de, Fransa’da, Almanya’da meslektaşlarım hangi teknolojiyi, makineleri kullanıyor ise bizde de aynı makine ve teknoloji kullanılmaktadır. Eğitim sistemimiz Avrupa’dan biraz farklı, ancak zamanla AB standartlarını yakalayacaktır. Avrupa’da iki yıl eğitimden sonra optisyen, yani gözlükçü, dört yıl eğitimden sonra optometrist, yani göz hem muayenesi yapıp hem de yetkili gözlükçü olabiliyorsunuz. Bugün için Türkiye’de iki yıllık optisyenlik eğitimi veren okullar faaliyete geçirilmiş bulunmaktadır. Optometristler ile halkın daha geniş bir kesimine göz muayene hizmetini sunmuş oluyorsunuz. Böylece oftamologlar yani göz doktorları daha çok göz hastalıkları ve cerrahiye yönelebiliyorlar. Kaldı ki optometristlere yapılan yatırım, göz doktorlarına yapılan yatırıma göre daha ucuza mal olmaktadır. Ülkemizde doktorların büyük bir kısmı Ankara, İstanbul, İzmir gibi büyük şehirlerde çalışmaktadırlar. Bu yetişecek optometristlere ülkemizin her yerine daha kolay ulaşılacak daha çok insan göz muayenesinden geçirilmiş olacaktır. İnsan bütün organları çok önemlidir ancak insan hayatını, geleceğini, her şeyini gözüyle kazanmaktadır.
Bugün itibariyle gözlük sektörü ne durumda? Bu sektörün geleceğini nasıl buluyorsunuz?
- Bugün itibariyle gözlükçülük sektörü can çekişmektedir. Bir yandan Çin’den gelen kalitesiz ve ucuz gözlükler diğer bir yandan da hükümetin gözlük cam ve çerçevelerine ödediği düşük fiyatlar, gözlükçüleri zor durumda bırakmaktadır. Bununla da kalmayıp enflasyonun yüzde 10 civarında olduğu bir ortamda çerçeve fiyatları düşürülmekte ve çerçeve kullanım süreleri iki yıldan üç yıla çıkarılmaktadır.
Bugün için gözlükçüleri bekleyen en büyük sıkıntılardan biri de merkezleri Avrupa’da bulunan büyük gözlük şirketlerinin Türkiye’ye gelmek üzere kolları sıvamalarıdır. Görülen odur ki, bunlar Türkiye’ye geleceklerdir. Bunu için meslektaşlarımızın bir an önce bir araya gelerek, ortaklıklar, kooperatifler kurmak suretiyle bunlara karşı kendilerini korumaya almaları gerekmektedir.
Güneş gözlüğü alırken nelere dikkat edilmeli?
- Bu çok hassas bir konu gerçekten. Öncelikle şunu söylemeliyim güneş gözlüğünün işportadan alınmaması gerekiyor. İşporta da kalitesiz camlı Çin malları satılmaktadır. İnsanlar güneş gözlüğü seçerken hiçbir kritere dikkat etmiyorlar. Güneş gözlüğü alırken camın kalitesine dikkat edilmelidir. Kalitesiz güneş gözlükleri ilerleyen yaşlarda çeşitli göz hastalıklarına sebep olmaktadır. Ben modanın yanında estetik ve kaliteye de önem verilmesi taraftarıyım. İşportadan, sokaktan, kırtasiyeden, saatçiden güneş gözlügü alınmamalıdır. Gözlük sertifikalı gözlükçülerden alınmalıdır. Ben mağazama Çin malı gözlük sokmam çünkü kalitesiz ürünün vatandaşımız tarafından kullanılması ve hele bir de bunu benim vermem, şahsıma son derece rahatsızlık verir. Bu yüzden vatandaşlarımızın güneş gözlüğü alırken özellikle çok bilinçli davranmaları gerekir.
ABD’den kaynaklanan finansal kriz sizi, sağlık sektörünü ve medikal sektörü nasıl etkiledi?
- Bütün sektörlerde olduğu gibi Dolar ve Euro’nun yükselişi gözlük sektörünü de olumsuz şekilde etkilemektedir. Burada asıl sorun dolar bazında borçlanarak YTL şeklinde satış yapmaktır. Bu da daha çok ithalatçıları ve üretici firmaları etkilemektedir.
Doğaldır ki ABD’de meydana gelen ekonomik kriz başta Amerika olmak üzere diğer birçok ülkeleri de etkilemiş bulunmaktadır. Ülkemizde bunun olumsuz etkileri henüz görülmemiş olmakla beraber, bu tarz haberlerin toplum psikolojisi üzerinde yapmış olduğu etkilerden dolayı insanlarımız harcamalarını daha tedbirli yapmaya ve yatırımlarında daha dikkatli olmaya bir eğilim göstermelerinden dolayı bizde de olumsuz yönde etkilerin olduğu gözlenmektedir.
Lens müşterisi genelde kadın
Kontaktlens alırken ve kullanırken nelere dikkat edilmeli?
- Burada ufak bir handikapımız var. Gözlükçü meslektaşlarım, kontaktlens konusunda eğitimli değiller. Eğitimli-eğitimsiz herkes kontaklens satıyor. Lensler her şeyden önce temiz, hijyenik bir ortamda takılmalıdır. Lensleri takarken ve çıkartırken eller mutlaka yıkanmalı, tırnaklar çok fazla uzun olmamalıdır. Çünkü lens takıp çıkartırken gözler çizilebilir. Lens kullananlar gözlerinde batma ve kızarma varken lensi kullanmaya devam ederlerse, bu hastalığı davet etmek anlamına gelir. Sonuç olarak, kontaktlens mutlaka doktor kontrolünde takılmalıdır. Doktor kontrolünün dışında hiçbir yerde uygulama yapılmamalıdır.
Çocukların güneş gözlüğü kullanmaları sakıncalı mı?
- Normal güneş gözlükleri değil ama işportadan alınan güneş gözlükleri çocukların gözlerine büyük zararlar vermektedir. Anne ve babalar görüntüye kanıp bu gözlükleri almaktadırlar. Bu gözlüklerin sakıncası şudur; Göz bebekleri karanlığa girince büyür. Dolayısıyla güneş gözlüğü takıldığında da göz karanlık arkasında kalacağından göz bebekleri büyüyecektir. Göz önündeki cam eğer kaliteli ve ultraviyole korumalı değilse güneş ışınları da büyüyen göz bebeklerinden içeriye girerek gözün arkasında büyük tahribatlara yol açabilecektir.
Çocuklara gözlük seçerken dikkat
Kontaktlens alırken ve kullanırken nelere dikkat edilmeli?
- Burada ufak bir handikapımız var. Gözlükçü meslektaşlarım, kontaktlens konusunda eğitimli değiller. Eğitimli-eğitimsiz herkes kontaklens satıyor. Lensler her şeyden önce temiz, hijyenik bir ortamda takılmalıdır. Lensleri takarken ve çıkartırken eller mutlaka yıkanmalı, tırnaklar çok fazla uzun olmamalıdır. Çünkü lens takıp çıkartırken gözler çizilebilir. Lens kullananlar gözlerinde batma ve kızarma varken lensi kullanmaya devam ederlerse, bu hastalığı davet etmek anlamına gelir. Sonuç olarak, kontaktlens mutlaka doktor kontrolünde takılmalıdır. Doktor kontrolünün dışında hiçbir yerde uygulama yapılmamalıdır.
Çocukların güneş gözlüğü kullanmaları sakıncalı mı?
- Normal güneş gözlükleri değil ama işportadan alınan güneş gözlükleri çocukların gözlerine büyük zararlar vermektedir. Anne ve babalar görüntüye kanıp bu gözlükleri almaktadırlar. Bu gözlüklerin sakıncası şudur; Göz bebekleri karanlığa girince büyür. Dolayısıyla güneş gözlüğü takıldığında da göz karanlık arkasında kalacağından göz bebekleri büyüyecektir. Göz önündeki cam eğer kaliteli ve ultraviyole korumalı değilse güneş ışınları da büyüyen göz bebeklerinden içeriye girerek gözün arkasında büyük tahribatlara yol açabilecektir.