Haşim KILIÇ
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 31, 2011 00:00
Beslediği onlarca atla yediden yetmişe çok sayıda Ankaralı’ya hizmet veren Atlı Spor Kulübü antrenörleri ve üyeleri, at üzerinde olmanın ne demek olduğunu anlattı.
ANKARA’nın en önemli binicilik kulüplerinden Atlı Spor Kulübü, beslediği onlarca atla yediden yetmişe çok sayıda Ankaralıya hizmet veriyor. Kulübün antrenörlerinden Özgen Ersoy ile üyelerinden Öznur Kayım ve Elif Gürbüz Atik, at üzerinde olmanın ne demek olduğunu anlattı. Atlı Spor Kulübü Başkanı Sencer Güneşsoy ve Türkiye’nin yetiştirdiği en iyi biniciler arasında yer alan Atilla Akbıyık’ın da eşlik ettiği sohbette, Ersoy, Kayım ve Atik’in hikayeleri:
İş hayatının tüm stresini atlarla unutuyor
İLKİZ Yuva’nın sahibi Öznur Kayım, çocuklarla uğraşmak gibi eğlenceli ama bir o kadar da stresli bir işe sahip. Çok yoğun çalıştığını söyleyen Kayım, ata binmeye dört yıl önce başladığını, pazartesi hariç haftanın her günü düzenli olarak ata bindiğini söyledi. Ata binerken tüm dikkatin ata verilmesi gerektiğini söyleyen Kayım, bu yüzden başka gündelik şeyler düşünmediğini ve at üzerinde iş hayatının stresini unuttuğunu ifade etti.
Ata binince sabrım artıyor
Biniciliğin vücudun her yerini çalıştırdığını ifade eden Kayım, şunları söyledi:
“Ara verdiğiniz zaman fiziksel olarak çöküyorsunuz. Sabah ata binip işe gittikten sonra daha sabırlı oluyorum. Ata binmenin bir spor olmadığını söyleyen arkadaşlarım var. Çevremden ‘Bu sporu at yapıyor, sen ne yapıyorsun ki’ gibi bazı eleştiriler alıyorum. Ama sanıldığının aksine çok fazla fiziksel efor harcıyorsunuz.
Yanlışlar kolay düzeltilemiyor
Bu spora kiminle başladığınız çok önemli. Çünkü yanlış temel eğitim alırsanız, bunu düzeltmeniz çok kolay olmuyor. Küçük yaştan itibaren atlara karşı ilgim var. Anahtarlığımdan yastığım ve yatağımın örtüsüne kadar her şeyde atlarla ilgili figürler var.
Atla binicinin kalbi birlikte atmalı
1982 Ankara doğumlu Özgen Ersoy, spor akademisinden mezun olduktan sonra Atlı Spor Kulübü’nde binicilik antrenörü olarak çalışmaya başladı. Küçük yaştaki adaylara pony atlarla binicilik eğitimi veren Ersoy, bu sporu kadınların erkeklerden daha iyi yaptığını düşünüyor. Atla binicinin kalbinin bir atması gerektiğini söyleyen Ersoy, atların insanlara çok yakın hayvanlar olduğunu ifade etti.
Biniciliğin, kadın ve erkeğin eşit şartlarda yarıştığı bir spor dalı olduğunu ifade eden Ersoy, şunları söyledi:
“Yarışlarda kadınlar ve erkekler birlikte mücadele ediyor ama dünyanın en iyi binicileri kadınlar.
İyi şeylerde atı ödüllendirmek gerekir. Atlar için en büyük ödüllerden biri, bir avuç şeker. Bir hata yaptığı zaman da ona ceza verebilirsiniz. Tabi bu cezalar ona zarar verici nitelikte değil, sadece uyarı niteliğinde, annenin çocuğunu azarlaması gibi olmalıdır. Antrenman yaparak atla uyum sağlayabilirsiniz. At gücünü ortaya koyar, binici de zekasını. İkisi birbirini tamamlar. Antrenör hem atı, hem de biniciyi eğittiği için işi daha zor.
Atın sevinci huzur verici
GRAFİK tasarımcı Elif Gürbüz Atik, atlara olan tutkusunu “Atın sizi gördüğü andaki sevinci, insana büyük mutluluk veriyor” sözleriyle dile getiriyor. Atın yanında kendini terapide gibi hissettiğini anlatan Aşunları söyledi:
“Atın yerine de düşünüyorsunuz. Özel hayata dair hiçbir şey düşünemezsiniz Bazen atın üstünden düşüyorum. Düştüğümü üzülmemesi için anneme söylemiyorum.
Kıyafetimde nal izleri
Karlı bir günde arazi dönüşü kötü düşmüştüm. Üzerimdeki kıyafette atın nal izleri vardı. Ama en ufak bir yaralanma olmadı. Çünkü at ayağını bastığı anda çeker. Düşerken kendini de, biniciyi de kollar.