Güncelleme Tarihi:
Gölbaşı İncek Mahallesi Turgut Özal Bulvarı’nda mahalle arasında açılan ‘Aslan Parkour’ ile ilgili, bir mahalle sakininin şikayetini 16 Ağustos 2021’de ilk olarak Hürriyet Ankara gündeme getirmişti. Haberin ardından yırtıcı hayvanların bulunduğu ‘Aslan Parkour’da arsa sahibi ve işletmeci arasında yaşanan anlaşmazlık da gündeme gelmişti. Arsa sahibi Yılmaz Kıbrıs’ın, iş insanı Ahmet Zeki Öner’e kafe ve restoran olarak kullanılması için kiraya verdiği ancak ‘Aslan Parkour’ adı altında hizmet veren hayvanat bahçesinin ruhsat ve izninin yürütmesi, aslan ve kaplanların kükreme sesi ile gürültülerinin bölgede yaşayan insanların psikolojisini bozacak derecede etkili olduğu gerekçesiyle mahkeme tarafından durdurulmuştu. Tüm tartışmalara rağmen adı değiştirilerek ‘Berkem Aslan Diyarı’ olarak faaliyet gösteren hayvanat bahçesinde; yavru aslanlar başta olmak üzere, iguana, varan, boa yılanı, tavus kuşu, Bengal Kaplanı gibi yırtıcı türler sergilenmeye devam ediyor. Hayvanat bahçesinde ‘yavru sevme etkinliği’ adı altında da çeşitli etkinlikler düzenleniyor. Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP) Ankara Temsilcisi Pelin Sayılgan, ‘yavru sevme etkinliği’, ‘sıra dışı deneyim’ başlığıyla sunulan faaliyetlerin müşteri çekmek için kullanıldığını dile getirerek, özel arazilere vahşi hayvan barındırma izninin verilmemesi gerektiğini söyledi.
YETKİLİLERE ÇAĞRI
“Özel mülkiyette bu hayvanların bulundurulması aslında yasalarımıza aykırı bir durum” diyen Sayılgan, bu tür yerlerin faaliyetlerine devam etmemesi için HAYTAP olarak, Tarım ve Orman Bakanlığı’na dilekçe yazarak başvuruda bulunduklarını ancak sonuç alamadıklarını dile getirdi. Şahıslara, özel arazilerde vahşi hayvan barındırma izninin verilmemesi gerektiğinin altını çizen Sayılgan, “Bakanlığın görevi hayvanları korumak iken tam tersine ruhsat vererek onların üzerinden sömürüyü getiren bir mekanizmanın devam etmesine neden oluyor. Bakanlıktan ricamız, yeni hayvanat bahçelerinin açılmasına izin vermemeleri” dedi.
‘RAĞBET ETMEYİN!’
Vatandaşların, hayvanat bahçelerine rağbet etmemesi uyarısında da bulunan Sayılgan, “Aslan parklarda bulunan yırtıcı hayvanların doğal ortamlarında, sürüleriyle özgürce yaşamları, avlanmaları lazımken bir hapishanede tutsak bir şekilde yaşıyor. Stres kaynaklı birçok davranış sergiliyorlar. Buna rağmen insanlar, bu hayvanların acılarını seyredip eğlenmek için üstüne para veriyor. İnsanlar buralara para verdikçe, bu tür yerlerin sahipleri zengin oluyor. Vatandaşlara çağrımız, ‘Lütfen hayvanat bahçelerine gitmeyin.’ Özellikle çocuklara doğa sevgisini öğretmenin yolu, hayvanat bahçeleri değildir” diye konuştu.
HALK SAĞLIĞI AÇISINDAN TEHDİT
Yaban hayatı koruma çalışmaları yapan Kuş Bilimci ve Veteriner Hekim Gökçe Coşkun’da İncek’teki Aslan Park örneğinde olduğu gibi mahalle arasında, çok küçük alanlarda kurulan hayvanat bahçelerinin hem hayvanlara zarar verdiğini hem de halk sağlığını tehdit ettiğini söyledi. Coşkun, gerek belediyelere gerekse şahsa ait özel alanlarda kurulan hayvanat bahçelerinin kaldırılması gerektiğini ifade ederek, “İncek örneğinde olduğu gibi şahsa ait hayvanat bahçeleri maalesef birçok yerde hiçbir denetim olmaksızın kuruluyor. Burada barınan hayvanların sağlık kontrolleri yeteri kadar yapılmıyor. Günümüzde yaban hayvanlardan bulaşan hastalıkların en başlıca örneğini, COVID-19 pandemisi ile yaşadık. Dolayısıyla şehrin içerisinde bulunan, insanlara doğrudan yavru bir aslanın temas ettirildiği bir hayvanat bahçesinin hem hayvanların yaşam hakkı açısından büyük bir yanlış olduğunu hem de halk sağlığı açısından büyük bir risk oluşturduğunu söylemek gerek” diye konuştu. Coşkun, hayvanat bahçelerinin tamamen kapatılması gerektiğine dikkat çekerek, “Hayvanat bahçelerinde bulunan yaban hayvanların özgür kalması ve hayvanların oralardan alınarak rehabilite edilmesi gerekiyor” diye konuştu.
Hürriyet Ankara’nın bir yıl önce bugün ‘İncek’te aslanlar kükrüyor’ manşetiyle gündeme getirdiği mahalle arası hayvanat bahçesi için tepkiler sürüyor.
İMZALAR ARTIYOR
Konuyla ilgili change.org’da “Ankara Aslanpark kapatılsın. Kafeslere değil, yuvalarına dönsünler!” başlığıyla başlatılan imza kapanmasında 25 bin hedefine yaklaşıldı. Hayvanların kendi tabiatlarında yaşamalarına destek olmak amacıyla başlatılan kampanyada, imza sayısı 18 bin 779’a ulaştı.