Güncelleme Tarihi:
ANKARA, (DHA)- ÇANKAYA Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi, uzun yıllar hobi olarak sürdürdüğü resim çalışmalarını 'Icons' adlı ilk kişisel sergisinde toplayan Sami Kutlular'ı ağırlıyor. Amerika'da 1960'larda doğan, ülkemizde pek bilinmeyen ve fotoğraf gerçekliğinde resim olarak bilinen hiper-realizm akımının çok başarılı 30 örneği sanatseverlerle buluşturuldu.
Ankara'nın sanat nabzını tutan, başkentli sanatseverleri resimden heykel ve sahne sanatlarına dek her alanda sanatla buluşturan Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi, Mayıs başından beri çok ilginç bir sergiye ev sahipliği yapıyor. Ressam Sami Kutlular'ın, “Büyük Lebowskiö, “Dövüş Kulübüö, “Olağan Şüphelilerö ve “Rezervuar Köpekleriö gibi sinema tarihine geçmiş filmlerin hafızalara kazınan sahnelerini tuvale aktardığı “Iconsö adlı ilk kişisel sergisi; detaylara, gerçekçiliğe ve sinemaya tutkun olanları bekliyor.
Resme, bir hobi olarak ilk gençlik döneminde başlayan 1945 doğumlu Sami Kutlular, yeteneği ve sevgisi öğretmenleri tarafından da keşfedilmesine rağmen acı bir Türkiye gerçeği yüzünden resme yönelememiş: Sanat yaparak para kazanamazsın.
“Resmi çok seviyordum ama üniversitede okurken bile çalışmam gerekiyordu. Bu nedenle devam zorunluluğu olan bir bölüme gidemez, gündüz okuyamazdım. Okulu bitirdiğimde para kazanabileceğim bir bölüm seçmek zorundaydım. Dolayısıyla gündüz çalıştım, akşam üniversiteye gittimö diyen Kutlular'ın hayatında resim hep ikinci ya da üçüncü planda kalmış. Dostlarına hediye etmek üzere yaptığı resimler, emekli olana kadar gönlündeki ateşi diri tutmuş. Emekli olunca da kendini tamamen resme vermiş.
DETAYLAR BENİ DİNLENDİRİYOR
Sami Kutlular'ın ilk kişisel sergisi “Iconsöu özel yapan şey, eserlerinin dâhil olduğu sanat akımı. Fotogerçekçilik ya da hiper-realizm olarak adlandırılan bu akım, ressamın fotoğraf netliğinde ve detayında resimler çizmesi anlamına geliyor. Gerçekten de Kutlular'ın eserlerinin sergilendiği Eren Eyüboğlu Salonu'na ilk girdiğinizde karşınızda bir afiş sergisi olduğunu sanıyorsunuz. Oysa gördüklerinizin tamamı, her bir detayı elle ve fırçayla, saatler uğraşılarak emek verilmiş yağlıboya resimler.
Takip ettiği ana akımın somut resim olduğunu söyleyen Kutlular, “Ben hep gerçekçi resimler çalıştım. Soyut resim kendimi ifade ederken kullandığım bir dil değil. Fotogerçekçilik, çok detay isteyen bir akım ancak detaylar beni dinlendiriyorö diyor.
Toplam 30 eserin yer aldığı sergide, dikkatinizi çeken tek şey detaylar değil karakterlerin yüzlerindeki, özellikle gözlerindeki ifadelerindeki netliği ve canlılığı. Filmlerden seçilen karelerin hemen hepsi farklı bir duygunun ifadesi ve Kutlular bu ifadeleri tuvale 'yüksek çözünürlükle' yansıtmış.
ÖRGÜ MODELİNİ EŞİMDEN ÖĞRENDİM
Kutlular'ın Icons için yaptığı ilk eser Büyük Lebowski'den bir kare olmuş. İşsiz, dertsiz, miskin bir bowling hastası olan “Dude - Ahbapö lakaplı Jerry Lebowski'nin peşine, adaşı bir milyoner yüzünden mafyanın düşmesini anlatan filmin en az kahramanları kadar hatırlanan bir diğer öğesi de Ahbap'ın mütemmim cüzü sayılan kahverengi hırkasıydı. Kutlular'ın eserinde, Ahbap'ın yüz ifadesi ve bezginliği kadar hırkası da dikkat çekiyor. Hırka aslında Sami Kutlular'ın eserlerine ne kadar özendiğinin açık bir göstergesi. Hırkayı boyarken, örgü modelinin hangi tür lastik olduğunu eşine soran Kutlular, “Ben iki ters bir düz lastik sanıyordum, meğer bir ters bir düzmüş. Sağ olsun eşim söyledi, ben de ona göre boyadım. Çünkü detaylar önemlidirö diyor.
Ahbap'la hırkası o kadar teferruatlı ve özenli çalışılmış ki, kaçmış ipliklerden hırkanın kol ağızlarındaki sigara yanıklarına kadar, filmde gördüğünüz her detay, sanki bir foto karesinde dondurulmuş kadar net.
ALTINCI OLAĞAN ŞÜPHELİ
Sami Kutlular'ın sergisinde dikkat çeken bir diğer öğe ise katalogu. Çoğu ressam sergi katalogunda eserlerinin yapılış sürecine yer vermezken bu Kutlular için neredeyse nahoş bir zorunluluğa dönmüş. “Ben foto gerçekçilik çalıştığım için detaylara çok dikkat ediyorum. Örneğin bir ten rengini doğru gölge ve tonlarıyla tutturabilmek için yeşilden mora, belki 7-8 farklı renkle üst üste boyuyorum. Çünkü fotoğraf gerçekliğine ulaşmayı hedefliyorum. Ancak benim sanatsal başarım arttıkça inandırıcılığım azalıyor (gülüyor). Daha önce birkaç kez, yaptığım birkaç resmi çerçeveletmek için verdiğimde bana renkli baskının üzerini boyayıp boyamadığım soruldu. Ben de aynı şeyi yaşamamak için her bir tablonun yapılış sürecini bizzat boş tuval ve kara kalem çizimden başlayarak fotoğrafladım. Sergi katalogu da bu olduö diye konuşuyor.
Kutlular'ın sergisinde yer alan eserlerden biri de “Olağan Şüphelilerö filminin afişi. ÇSM'deki sergisinin açılış hazırlıklarını yaparken, diğer sergileri gezen bir hanımefendinin kendisine de ilgi gösterdiğini söyleyen Kutlular, “Resimleri inceledi ve 'renkli baskının üstüne boyama yapmış olmanıza rağmen çok ince, tebrik ederim' dedi. Kendisine çalışmalarımda baskı olmadığını tamamının yağlıboya tablo olduğunu söylediğimde resim öğretmeni olduğu söyleyip itirazını yükseltti. Ben de katalogu gösterdimö diyerek yakın zamanda yaşadığı bir diğer olayı anlatıyor.
FOTOĞRAFIL