Güncelleme Tarihi:
Oyunu yazan ve Aşık Veysel’i canlandıran Osman Nuri Ercan, Aşık Veysel’in Türk halkının bağrına bastığı, ünü dünya ile buluşan evrensel bir değer olduğunu söyledi. Ercan, “Aşık Veysel, İstiklal Savaşı yıllarında ‘Askere gidemedim, üzülüyorum. Arkadaşlarım gibi cepheye gitseydim, vatanım için çarpışsaydım’ diyecek kadar güçlü bir vatan aşığı, Atatürk sevdalısı. Karşısındakine hoşgörü ile davranan, gönlü sevgi ile dolu. Nasıl olsa hepimiz dünyanın sonuna geliriz. ‘Şu dünyada en güzel şey iyiliktir’ diyen, gönlü sevgi dolu bir güzel insan” dedi.
BAĞLAMA DERSİ ALDI
Yunus Emre, Karacaoğlan gibi üzerinde araştırmalar yaparak, oyunlaştırdığı başka eserlerinin de olduğunu belirten Ercan, “Araştırdım, uzun süre düşündüm. Önemli bir şahsiyet, dünyaya mâl olmuş. En iyisi, en doğrusu nasıl olur diye araştırdım ve sahneye koydum” ifadelerini kullandı. Ercan, Aşık Veysel’i oynamak için bağlama dersi aldığını, oyunda ünlü halk ozanının türkülerini çalarak seslendireceğini söyledi.
AYDINLIĞINI SAHNELEDİK
Yönetmen Alpay Ulusoy ise şunları aktardı: “Aşık Veysel’in görme engelli olması dolayısıyla kendi karanlığının içinde yarattığı aydınlığı sahneye taşımaya çalışıyoruz. Sahne dekorumuz da bu yüzden bembeyaz. Aşık Veysel’in saf, temiz hayatını sahnelemeye çalıştık. Aşık Veysel bir değil, yüzlerce mum yakmış. Köy enstitülerinde öğrenci yetiştirmiş. Biz Devlet Tiyatroları olarak ustalarımızı, ozanlarımızı sahneye taşımaya çalışıyoruz.”
Oyun sırasında maske takmanın zorunlu olduğu Devlet Tiyatroları Sahnesi’nde, seyirciler sosyal mesafe kurallarına uygun şekilde, ateşleri ölçülerek salona alındı. El dezenfektanının fuaye alanına yerleştirildiği ve kullanımının zorunlu olduğu sahnelerde, seyirciler birer sıra ve aralıklı oturarak oyunları izledi.