Ergeneman,
ASELSAN’ın 2007 yılı içerisinde büyük çoğunluğu OSTİM ve Ankara’daki diğer sanayi bölgelerinde olmak üzere KOBİ nitelikli 153 yerli alt yüklenici firmayla 100 Milyon ABD Dolarının üzerinde sözleşme yaptığını söyledi.
Öncelikle bize ASELSAN hakkında genel bir bilgi verir misiniz?- Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı’nın bir kuruluşu olan ASELSAN, Türkiye’de Askeri ve Sivil Haberleşme Sistemleri, Aviyonik Sistemler, Elektronik Harp ve İstihbarat Sistemleri, Radar Sistemleri, Komuta Kontrol Sistemleri, Deniz Savaş Sistemleri, Elektro-Optik Sistem ve Ürünlerin tasarımı, geliştirilmesi, imalatı, sistem entegrasyonu, modernizasyonu ve satış sonrası hizmetleri alanlarında teknoloji merkezi konumundadır.
Kıbrıs Barış Harekatı’ndan sonra Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) telsiz ihtiyacını karşılamak üzere kurulan ASELSAN, bugün kendi tasarladığı özgün ürünleri 33 ülkeye ihraç ediyor.
Ürün ve sistemleri ile yurt savunmasında önemli görevler üstlenen ASELSAN’da bin 505’i mühendis 3 bin 124 personel çalışıyor, Ar-Ge faaliyetlerinde bine yakın mühendis görev alıyor.
ASELSAN, "Defense News" dergisi tarafından her yıl yayınlanmakta olan dünyanın en prestijli savunma sanayi listesi "Defense News Top 100"e 97’nci sıradan girmiştir.
ASELSAN’ın kabiliyetleri ve teknolojik üstünlükleri neler?- 30 yıl öncesine kıyasla Ulusal Savunma Sanayii alt yapımız başta nitelik olmak üzere çok gelişmiştir. Uluslararası standartları benimseyen, kullanan, gerek yönetim ve üretim sistemlerini gerekse ürünlerini bu standartlara göre sertifiye edebilen bir sektör durumuna gelmiştir. Bu konuda mütevazı davranmadan ASELSAN’ın öncü rolüne de değinmek isterim. ASELSAN, kurulduğu ilk günden beri yönetim ve ürünlerinde uluslararası standartların uygulanmasını temel almış ve bu anlayışın savunma sektöründe yerleşmesine gayret etmiştir. 1980’lerde hepimize yabancı olan "Konfigürasyon Yönetimi" "Kalifikasyon-Sertifikasyon", "Ürün Standartları" gibi kavramlar ASELSAN’ın da içerisinde bulunduğu uluslararası programlar kapsamında literatürümüze girmiş ve şu anda KOBİ’ler dahil bir çok firma tarafından benimsenen çalışma şekli olmuştur.
ASELSAN, savunma elektroniğinin her alanında özgün ürünler vermektedir. Önceki dönemlerde yurtdışından hazır olarak alınan ürünler yerine kullanıcının istekleri doğrultusunda geliştirilen ürünler sunmaktadır. Kullanıcıyı anlamak ve ihtiyaçlarına hızla çözüm bulmak ASELSAN’ın üstünlükleri arasında yer almaktadır.
ASELSAN’ın yaptığı projelerin yanı sıra Ankara’daki KOBİ’lere verdiği işler de dikkat çekiyor. ASELSAN’ın alt yüklenicileri ile ilişkilerini anlatır mısınız?- Kurulduğu günden bu yana KOBİ niteliğindeki yan sanayi firmaları ile çalışmakta olan ASELSAN, artan iş hacmi sebebiyle yan sanayi firmalarını artık yalnızca fason üretim yapan firmalar olarak değil; tasarım sürecinden itibaren birlikte hareket ettiği, ürün geliştirme ve maliyet azaltma çalışmalarında destek olacak, mühendislik altyapısı güçlü, değişen ihtiyaçlara cevap verebilecek kapasitede birer iş ortağı olarak görmek arzusundadır. Ülke sanayisine entegre bir yapı içerisinde faaliyetlerini sürdürmeyi öncelikli hedeflerinden birisi olarak benimseyen ASELSAN, önümüzdeki dönemlerde, performans ölçüm sistemi, rekabetçiliği teşvik gibi unsurları ön plana çıkartarak yan sanayii destekleme çalışmalarına ağırlık verecektir.
ASELSAN, 2007 yılı içerisinde büyük çoğunluğu OSTİM ve Ankara’daki diğer sanayi bölgelerinde olmak üzere KOBİ nitelikli 153 yerli alt yüklenici firmayla 100 Milyon ABD Dolarının üzerinde sözleşme yapmıştır. ASELSAN, KOBİ’lere sadece iş vermemekte, yan sanayi firma personeline bedelsiz olarak eğitim de vermektedir. Özellikle tasarım, kalite ve mühendislik bölümlerimizin katılımıyla yan sanayi firmalarımıza fayda sağlayacağı öngörülen yeni teknolojik gelişmelere ilişkin konularda seminerler düzenlenmesi de planlanmaktadır. ASELSAN, projelerdeki alt yüklenicilerinin yanı sıra ulaştırmadan temizliğe kadar çok çeşitli alanlarda hizmet alımı da yapmaktadır.
Savunma sanayinin Türkiye için önemine değinmenizi rica edeceğim.- Yaşadığımız coğrafyadaki güvenlik ihtiyaçları, her zaman güçlü ve istikrarlı bir savunma sanayisi yapılanmasını zorunlu kılmaktadır. ASELSAN, ülkemizin, dünyanın en gelişmiş savunma sanayisine sahip ülkeleri arasında etkin bir konuma gelebilmesi için güçlü bir savunma sanayisinin ön koşulu olan özgün ve milli tasarımlarını, nitelikli insangücünü, sahip olduğu üstün teknolojiyi ve geliştirdiği alt yapısını seferber etmiş durumdadır. ASELSAN olarak hedefimiz sağlam temellere oturmuş Türk Savunma Sanayinin küresel ölçekte tanınmasına yardımcı olmak ve ülke ekonomisine daha fazla katkıda bulunmaya yönelik gayretlerimizi, ulusumuzdan aldığımız güçle sürdürmektir.
2007 yılında 480 milyon dolarlık satış gerçekleştiren ASELSAN, Ankara Ticaret Odası’nın vergi rekortmenleri arasında da yer almaktadır. Savunma cihaz ve sistem ihtiyaçlarının yerli katkı payı arttıkça vergi rekortmenleri arasındaki yerimiz de yükselecektir.
Milgem korveti savaş sistemini oluşturan alt sistemlerin tedarik ve özgün olarak geliştirilmesi ve entegre edilmesini amaçlayan Milgem Savaş Sistemleri Projesi kapsamında ASELSAN önemli iş ortaklarından birisi haline geldi. Bu projeyle ilgili çalışmalar ne aşamadadır ve ASELSAN’ın deniz savaş sistemleri konusundaki kabiliyetleri konusunda bizleri detaylı olarak bilgilendirebilir misiniz?- Savunma elektroniği alanında teknolojik yeterliliği ve ürünlerinin performansı ile imkan/kabiliyetlerini kanıtlamış olan ASELSAN, bugüne kadar kullanıma sunduğu bütün ürünlerinin her türlü çevresel koşulda çalışmasını sağlayacak kalite ve standartları uygulamaktadır. Bunun yanı sıra ASELSAN artık sadece cihaz üreticisi değil, ürünlerinin her türlü kullanım koşullarında beklenen performansı sağlayabilecek şekilde silahlı kuvvetler bünyesindeki kara, deniz ve hava platformlarına alt sistemler geliştirmekte ve sistem entegrasyonunu da gerçekleştirmektedir. Kanıtlanmış "sistem geliştirme ve entegrasyon" yetenekleri çerçevesinde ASELSAN, MİLGEM projesinde; MİLGEM Savaş Sistemi geliştirme/tedarik/entegrasyon çözümünü üstlenen ASELSAN-HAVELSAN iş ortaklığının Pilot şirketi olarak görev yapmaktadır. Çalışmalar proje programına uygun olarak sürmektedir.
ASELSAN’ın, Hollanda, ABD, Pakistan ve Uruguay gibi 33 ülkeye direk satış ya da teknoloji transferi ile ortak üretim yaparak uluslararası platformlarda da etkinliğini günden güne arttırmakta olduğu görülüyor. İhracat çalışmalarınız ve uluslararası alanda aktiviteleriz ve başarılarınız ve hedefleriniz hakkında bizleri bilgilendirebilir misiniz?- ASELSAN, Türk Savunma Sanayi tarihinin ilk yurtdışı "silah sistemi" teslimatını gerçekleştirdi. Hollanda’ya satışı yapılan Kaideye Monteli Stinger Hava Savunma Sistemi, özgün tasarıma dayalı bir sistem ihracatı olması açısından büyük önem taşıyor. ASELSAN sisteminin önemli bir NATO üyesi olan Hollanda tarafından tercih edilmiş olması, ASELSAN’ın savunma sanayiinde uluslar arası alanda rekabet gücüne sahip ve güvenilir bir firma konumuna gelmiş olduğunun bir göstergesidir.
ASELSAN, Uruguay ve Endonezya Silahlı Kuvvetleri’ne gerçekleştirilen Yazılım Tabanlı Telsiz satışları ile de bir ilki gerçekleştirdi. Yazılım tabanlı telsizler dünyada sadece dört firma tarafından üretilebiliyor. Yıllar süren çabalar sonucunda kazanmış olduğu güncel teknolojiyi takip edebilme özelliğini, artık özgün teknoloji yaratma yeteneğine dönüştürmüş olan ASELSAN, küresel pazarda da kendini kabul ettirmiş durumda olduğunu dünyanın ilk 100 savunma sanayi şirketi arasında yer alarak da perçinlemiştir.
Cironun yüzde 7’si Ar-Ge’ye
Ar-Ge konusundaki faaliyetleriniz, çalışmalarınız nelerdir?- ASELSAN, kısa-orta-uzun vadeli teknoloji öngörülerini kullanarak teknoloji yönetimini daha etkin bir şekilde gerçekleştirilmek amacıyla ASELSAN Teknoloji Üst Kurulu’nu (ATÜK) teşkil etmiştir. ATÜK çalışmaları sırasında; kazanılacak, geliştirilecek, korunacak, takip edilecek ve alt yüklenicilerden temin edilecek teknolojiler belirlenmesi için milli olma zorunluluğu, temin zorluğu, yetişmiş işgücü ve ürün ömrü kriterlerine dayalı "teknoloji öngörüleri" yapılmakta, maliyet, süre ve taahhütler de dikkate alınarak ASELSAN Teknoloji Hedef Planı oluşturulmaktadır.
ASELSAN, her yıl cirosunun yüzde 7’sini Ar-Ge faaliyetlerine tahsis etmektedir. TÜBİTAK-ARGE Sanayi teşvikleri kapsamında alınan 60 Milyon Amerikan Doları destek ile ASELSAN birinci sırada yer almaktadır. Son üç yıllık dönemde toplam Ar-Ge harcamaları 344 Milyon Amerikan Doları tutarında gerçekleşmiştir.
ASELSAN, öncelikli teknoloji alanlarını belirlerken özellikle Genelkurmay Başkanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı’nın direktifleri doğrultusunda teknoloji hedeflerine ulaşmayı temel amaç olarak benimsemiştir. Üniversiteler ve TÜBİTAK gibi kuruluşlarla yürütülen çalışmalar ile alt yüklenici mühendislik firmalarının yönlendirilmesi bu planlar doğrultusunda yapılmaktadır.
Pakistan’a okul yaptık
ASELSAN’ın yer aldığı sosyal sorumluluk projelerinden bahseder misiniz?- Yakın işbirliği içinde bulunduğumuz Pakistan’da 2005 yılında yaşanan deprem bizi derinden yaraladı. ASELSAN olarak Peşaver’de Pakistanlı minik öğrencilerin okuyacağı bir ilkokul yaptırdık. ASELSAN’ın yaptırdığı yeni okul Pakistan’ın Kuzey Batı Sınır Eyaletinde, başkent İslamabad’a 150 km uzaklıkta yer alan Abbottabad kentindeki yerini aldı. Şimdi burada Türk bayrağının da dalgalandığı, iki katlı, 564 metrekare, 6 derslikli, öğretmen odası, müdür odası, depo, kantini, laboratuarı ve kütüphanesi olan yepyeni bir bina yükseliyor.