Artık Başkent’te rüzgar estiriyor

Güncelleme Tarihi:

Artık Başkent’te rüzgar estiriyor
Oluşturulma Tarihi: Eylül 24, 2011 00:00

Atatürk’ün talimatlarıyla kurulan ancak 1999 yılına kadar kullanılmayan Ankara Rüzgar Tüneli son yıllarda bir çok sektörde teknolojik gelişmeye katkı sağlıyor. Ankara Rüzgar Tüneli, 2000 yılında akış kalitesi ve teknik donanımı ile Subsonic Aerodynamic Testing Association grubuna üye olmaya hak kazanmıştı.

MUSTAFA Kemal Atatürk’ün talimatları doğrultusunda Ankara’da 1950 yılında kurulan, 1999 yılına kadar test yapılmayan Ankara Rüzgar Tüneli (ART), Türkiye’nin gelişimine paralel savunmadan, inşaat sektörüne kadar çok sayıda alanda teknolojik gelişime katkı sağlıyor.

Son yıllarda önemli ARGE projelerine imza atan TÜBİTAK-SAGE’ye bağlı Ankara Rüzgar Tüneli, hem sivil sektöre hem de savunma sanayisine yaptığı hizmetlerle Türkiye’nin kaynaklarının dışarıya gitmesini engelliyor.

Yakıta etki hesaplanıyor

ART’de yapılan otomotiv testleriyle otomobillerde yakıt tasarrufu sağlanabiliyor. Otomobillerin üzerine etki eden kuvvetler hesaplanıp, dış geometrideki bazı değişikliklerin sürükleme katsayısı ve dolayısıyla yakıt ekonomisine etkisi kolaylıkla hesaplanabiliyor.

Ankara Rüzgar Tüneli Alt Yapı Sorumlusu Süleyman Kurun, havada hareket eden ya da bir hava akımının etkisinde kalan her türlü araç ve yapıların üzerine aerodinamik kuvvet ve momentlerin etki ettiğini ifade ederek, bu kuvvet ve momentlerin bulunmasının, akım şeklinin ve yapısının belirlenmesinin tasarım açısından büyük önem taşıdığına işaret etti.

Çok iyi akım kalitesi

Bu olguları belirlemek için çeşitli deneysel yöntemlerin kullanıldığını anlatan Kurun, “Rüzgar tünelleri, hava akışına ilişkin kuramsal ve sayısal bilgilerin en güvenli, ucuz ve çabuk bir biçimde elde edilebildiği ortamlardır. Bu özellikleriyle, yapılan tasarımların uygunluk bakımından izlenip, geliştirilmesine de olanak sağlamaktadırlar” diye konuştu.

ART’nin kapalı devre, düşük ses altı bir rüzgar tüneli olduğunu belirten Kurun, akım kalitesinin yüksek, enerji harcaması ve gürültüsünün az olması nedeniyle kapalı devre sistemlerin daha avantajlı olduğunu vurguladı. Kurun, ART’nin en yüksek hızda çalıştığında bile düşük gürültü düzeyine ve deney odasında çok iyi akım kalitesine sahip olduğunu dile getirdi.

Dünyadaki birliğe 2000 yılında üye oldu

ÜSTÜN nitelikli akış özellikleri, test odasının büyüklüğü ve hızı sayesinde ART’nin dünyadaki rüzgar tünelleri arasında önemli bir yere sahip olduğuna işaret eden Kurun, “Ankara Rüzgar Tüneli, dünyadaki düşük ses altı rüzgar tünellerinin oluşturduğu bir grup olan Subsonic Aerodynamic Testing Association (SATA) grubuna 2000 yılında bu akış kalitesi ve teknik donanımı ile üye olmayı başarmıştır. Hatta 2006 yılında SATA’nın toplantısına Türkiye ev sahipliği yaptı” dedi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!